Güncelleme Tarihi:
ÖĞRETMENİ HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Elazığ’da doğan Aliye Demirbağ, ev hanımı bir annenin 4 çocuğundan biri. Annesinin karnındayken babası trafik kazasında vefat eden Demirbağ, ailesinin desteğiyle ortaokul yıllarında sporla tanıştı. Demirbağ badminton ile tanışmasını şöyle anlatıyor:
“İlkokul ve ortaokulu Elazığ’da okudum. Badmintona ortaokulda beden eğitimi öğretmenim Mustafa Tatar sayesinde yöneldim. Bu sporu yapan ilk milli sporculardan biri. O okula gelmeden evvel okulda sporcu seçmelerinin yapılacağı söylenmişti. Ablalarımdan biri o zaman voleybol oynuyordu, ben de onu görüp özeniyordum. Seçmelere de voleybol diye katıldım. Çok hareketli bir çocuktum, ele avuca sığmıyordum. Daha sonra takıma seçildim. Salona ilk girdiğimde raketi ve topu verdiler elime. Öyle bir branş olduğunu 10 yaşımda orada öğrendim. İlk başladığımda okuldaki hocamız kendi antrenörleriyle tanıştırdı bizi. Tüm kariyerim boyunca da bu hocalarımla çalıştım. İlk yıl Türkiye Şampiyonası’na üçüncü olarak milli takıma çağırıldım. Ardından da birçok başarı kazandım, defalarca Balkan Şampiyonu oldum.”
UKRAYNA’DAKİ BAŞARIM EN ÖNEMLİSİYDİ
Olimpiyat yolculuğunda birçok müsabakadan puan toplamak gerektiğini belirten Demirbağ, şunları söylüyor:
“Ukrayna’da aldığım başarı benim için çok önemli. Kariyerimde daha önce hiç olmayan bir başarıydı. Bu turnuvaya katılmak için Dünya klasmanın da bir sıralamada olmanız gerekiyor. Olimpiyat sıralamasında dünya çapında ilk 50’ye girdim ve burada yer almak için yıllarca başarı kazanmak ve puan toplamak gerekiyor. Son turnuvaya iki kadın iki erkek sporcu olarak katıldık. İki arkadaşım ilk turdan, biri de ikinci turda elendi. Bize de şampiyonluk nasip oldu. İki turda Ukraynalı rakibim vardı, üzerimde seyirci baskısı oldu haliyle. Çeyrek finalde Amerikalı bir rakibim vardı ama Çin’den devşirme bir sporcuydu. Finalde ise yendiğim Kanada adına oynayan bir Kore’liydi. Uzak Doğu’da ata sporu olduğundan benim için daha zordu. Ama başardım. “