Güncelleme Tarihi:
Öğrencilerin kışın daha rahat ortamda eğitim görmesi için hummalı çalışma başlatan öğretmenler, görev yaptıkları okulun sınıflarını ve kapılarını boyadı.
Okula odun kömür taşıyıp soba da kuran öğretmenler, gösterdikleri fedakarlıkla hem mesleklerinin üzerlerine yüklediği sorumluluğu yerine getiriyor hem de öğrencilerinin ve köylülerin gönlünde taht kuruyor.
Burdur'dan gelerek merkeze bağlı Gündoğdu köyünde görev yapan sınıf öğretmenlerinden Şerife Yürek, Muş'un ilk görev yeri olduğunu söyledi.
Köylerinde hava erken soğuduğu için okulda sobaları kurduklarını anlatan Yürek, "Öğrencilerimizin hasta olmaması için sobamızı temizleyerek yakmaya başladık. Köy okulunda çalışmak gerçekten güzel. Bize bazı yararları oldu. Öğrencilerle daha içli dışlıyız. Onları daha iyi tanıyabiliyoruz. Zamanımızın çoğunu öğrencilerle geçiriyoruz. Soba yakmak, okulu temizlemek, her şey öğrencilerimiz için. Köyde öğretmen olmak gerçekten çok güzel" dedi.
"SOBA YAKMAYI BURADA ÖĞRENDİM"
Köye iki yıl önce atanan Mersinli Gülçin Ünsal da öğrencilerinin iyi eğitim alabilmesi için her türlü fedakarlığa hazır olduklarını belirterek, "Bu yıl havalar erken soğuduğu için çocuklar üşümesin diye sobamızı yakmaya başladık. Okulumuzu kışa hazırlıyoruz, mutluyuz. Öğrencilerin yüzünü güldürebiliyorsak bu da bizim öğretmenlik mesleğinin gereklerinden" diye konuştu.
Her türlü zor şartlara öğrenciler için katlandıklarını belirten Ünsal, "Onların geleceğinde parmak izimiz bulunsun istiyoruz. Verdiğimiz emekler değer bulsun diye burada çalışıyoruz. Muş'a atandıktan sonra yeni şeyler gördüm. Soba yakmayı burada öğrendim. Çetin kış şartlarıyla başa çıkmayı öğrendim. Kışlar çok zor geçiyor. İlk defa geçen yıl iki metre kar gördüm" dedi.
"HAYATIMDA İLK KEZ FIRÇA KULLANDIM"
Varto ilçesi Aşağı Hacıbey köyünde görev yapan Adanalı Songül Buyruk ile Giresunlu Büşra Şeyma Kayataş da kış hazırlıkları kapsamında sınıf ve kapıları boyayarak, cam ve dolapları sildi.
Buyruk, öğrencilerin daha iyi ortamda eğitim görmesi için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini belirtti.
Okula yeni kitaplar da getirdiklerini belirten Buyruk, şöyle devam etti:
"Öğretmen arkadaşımla sınıfımızı daha temiz hale getirdik. Köy öğretmenliği bakıldığında zor görünebilir. Kentteki öğretmenler köylere gelmek istemeyebilir. Dışarıdan görünen profil o şekilde. İçine girdikten sonra elini kalbine koyup çalışıyorsun. Buradaki çocukların bize çok daha fazla ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Köyde çalışma koşulları ve çocukların kalbine dokunmak, onlara yardımcı olmak, bir harf öğretebilmek, merkezdeki görevle kıyaslanamaz. İlk defa burada soba yakacağım. İlk defa boya yaptım ve fırça tuttum. Her öğretmen köy okulundaki bu tadı alabilmek için buralara gelip bu çocuklarla oturmalı ve iş yapabilmeli."
Sınıf öğretmeni Kayataş ise daha önce bu kadar soğukla hiç karşılaşmadığını anlattı. Öğrencilerin bu soğuktan etkilenmemesi için gerekli hazırlıkları yaptıklarını, sınıflarını boyayarak daha temiz ortam sağladıklarını anlatan Kayataş, şunları söyledi:
"Köy öğretmenliği nedir bilmiyordum. Her yıl öğrencilerimiz için elimizden geleni yapıyoruz. Kışa hazırlık için okulumuzu boyuyoruz. Sınıflarımızı temizledik. Sadece öğretmenlik yapmıyoruz, temizlik ve bakım işlerinden de sorumluyuz. Mesleğin zor yanları dışında gerçekten duygusal açıdan ödüllendirici yönleri de var. Bir öğrencinin gelip, bize sarılıp 'Seni çok seviyorum öğretmenim' demesi bile bütün günün yorgunluğunu alıyor."