Köy okulları için maratona katıldılar

Türkiye’de her 10 çocuktan biri köyde yaşıyor ve bu çocuklar nitelikli eğitime ulaşmakta zaman zaman zorluk yaşayabiliyor. KODA ise çocukların köydeki eğitim yolculuğunu iyileştirmek için çalışıyor. “İyi ve doğru bir eğitime giden yol donanımlı öğretmenlerden geçer” diyerek yola çıkan dernek, köy okullarında görev yapan öğretmenleri ya da eğitim fakültelerindeki öğretmen adaylarını kırsalda göreve hazırlıyor. KODA ilk olarak 2016 yılında köy öğretmenleriyle çalışmaya başladı. Şehirden köye göreve giden öğretmenlerin sorunları araştırıldı. Köy öğretmenlerinin çözüme en çok ihtiyaç duyulan öncelikli probleminin motivasyon eksikliği ve uyum problemi olduğu anlaşıldı. Çözüm için ise “müzik ve hareket ile pedagoji ve öğrenme” ana başlığında çok sayıda eğitim hazırlandı.

ÖNCE TESPİT SONRA ÇÖZÜM
KODA İletişim ve Kaynak Geliştirme Koordinatörü Menekşe Canatan, “Şehirde doğmuş,büyümüş, şehirde okumuş bir öğretmen olarak bir anda bir köye atandığınızı düşünün. Destek isteyebileceğiniz kimse yok, mesleki olarak paylaşımda bulunabileceğiniz kimse yok sosyal olarak da büyük bir yalnızlık çekiyorsunuz. Köyde öğretmenler ‘öğretmenden’ çok daha fazlasıdır. Öğrencilerin dersin dışında sosyal,duygusal olarak faydalanması gerekiyor. Bu yüzden köy öğretmenlerini güçlendirmek için onlara eğitimler düzenliyoruz. Ayrıca Veliler de köy öğretmeninden çok şey öğreniyor” dedi.

EĞİTİCİNİN EĞİTİMİ İÇİN KOŞTULAR
İstanbul Maratonu’nda destek koşusu düzenleyen KODA elde edilen gelirle köy öğretmenlerinin niteliğini arttırmayı hedefliyor. 20 kişilik bir ekipten oluşan dernek ihtiyaç halinde dışarıdan eğitmen desteği alıyor. Toplanan para ile eğitim kampları düzenlenecek. Canatan, “Biz köy öğretmenlerine eğitimler veriyoruz. Yazın bir öğretmen kampı yapacağız. Öğretmenleri hem mesleki olarak yeterliliklerini geliştirecek hem de kişisel olarak donanımlarını destekleyecek bir eğitim içeriğimiz var. Bu eğitime ne kadar çok köy öğretmeni katılırsa o kadar etkiyi arttırıyoruz. Çarpan etkisiyle daha fazla öğrenciye ulaşıyoruz. Bu maratonda da yazın yapacağımız eğitim kampı için bağış topluyoruz. Ekstra uzmanlara ihtiyaç duyarsak dışarıdan eğitmen desteği alıyoruz. O birim bedel de tamamen eğitim maliyetinin içeriğini yansıtıyor. Bu çalışmayı eğiticinin eğitimi gibi düşünebilirsiniz” diye konuştu.

“25 BİNDEN FAZLA ÇOCUĞA DOKUNDUK”
Köydeki çocuklarla temasını çok küçük yaşlarda başlatan çalışmalar yürüten derneğin çalışma prensibini Canatan şöyle anlattı: “Köyde yetişen bir çocuğu merkeze koyuyoruz ve bu çocuğun 3 yaşından 25 yaşına kadar bütün bir eğitim süreci boyunca nitelikli bir eğitim alıp kendini gerçekleştiren bir birey olmasını hedefliyoruz. Biz şimdi köy köy gezip çocuklara Shakespeare anlatacağız, uzay anlatacağız diyerek atölye çalışmaları da yapabilirdik. Ancak öyle olduğu zaman sınırlı sayıda çocukla sınırlı sürede çalışıyorsunuz. Ve siz sahadan çekildiğiniz zaman çocuk kendi dünyasıyla aynı koşullarla baş başa kalıyor. Ancak eğer siz çocuğu merkeze alıp onun etrafındaki yetişkinleri eğitir paydaşları güçlendirirseniz o zaman sürdürülebilir ve kalıcı bir dönüşümden bahsetmek mümkün. Kendi öz yeterliliklerinin farkında olan, kendi ihtiyaçlarını tanımlayabilen, problem çözme yeteneği olan iletişim becerisi güçlü, köydeki görevinin farkında olan orada bir öğretmenden daha fazlası olduğunun farkında olan güçlü bir köy öğretmeninin yetişmesi için çabalıyoruz. 2016 yılından bu yana bin 200’den fazla öğretmen ve öğretmen adayını güçlendirerek 25 binden fazla çocuğun daha iyi bir eğitim almasını sağladık.”

ÖĞRETMEN ADAYLARI DA GÖREVE HAZIRLANIYOR
Halihazırda köyde görev yapan öğretmenlerin yanı sıra eğitim fakültelerinde okuyan ve mesleğe başlamak üzere olan öğrenciler de göreve hazırlanıyor. Canatan bundan sonraki süreci şöyle anlattı: “Sadece mevcut öğretmenler değil aslında öğretmen adaylarını da mesleğe girmeden önce desteklememiz lazım. Bunun yanında AR-GE çalışmaları yapıyoruz. Biz köydeki eğitime yönelik kırsaldaki yereldeki ihtiyaçlara cevap veren eğitim içerikleri ve ders materyalleri hazırlıyoruz. Şu an mevcut müfredat dahi aslında kentte öğretime yönelik ve yereldeki ihtiyaçlar çok değişken. Yani aynı ilçenin birbirine beş dakika mesafedeki iki köyüne gittiğimizde bile ihtiyaçlar çok farklılaşabiliyor.”

ÇOCUĞUN YERİ OKUL
Kırsalda “çocuğum okula gitmesin tarlada çalışsın, evde bana yardım etsin” diyen anne babalara karşı da çalışmalar yürütülüyor. Menekşe Canatan bu konuda; “Şehirden köye gelen öğretmenin en büyük problemlerinden biri okul- aile ilişkileri. İletişim kurmakta zorlanabiliyorlar çünkü anne babaların bakış açıları çok daha farklı olabiliyor. Bu konuda ailelerin öncelikle öğretmene güvenmesi, öğretmenin de bu konuda tam donanımlı olması gerekli” dedi.