Kötü karneye iyi tepki nasıl verilir ?

Güncelleme Tarihi:

Kötü karneye iyi tepki nasıl verilir
Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2024 09:17

Anne-baba olarak, çocuğunuzun okulda iyi çalışmasını, başarılı olmasını ve iyi bir karne almasını istersiniz. Bu beklentiler doğrultusunda, çocuğunuz size göre yeteri kadar iyi olmayan bir karneyle eve geldiğinde nasıl tepki vereceğiniz konusunda zorlanabilirsiniz.

Haberin Devamı

Hiç sorun yokmuş gibi umursamaz mı davranmalısınız yoksa notları hakkında uzun bir nutuk atıp hararetli bir tartışmaya mı tutuşmalısınız? Ya da kötü notları için onu hemen cezalandırmalı mısınız?

Bunların hepsi o an cazip seçenekler gibi görünse de hiçbirinin çocuğunuzun notlarını geliştirmesine olumlu katkısı olmaz. Karneyle ilgili verdiğiniz tepki onun motivasyonunu, benlik saygısını ve öğrenimi üzerindeki kontrol hissini etkileyebilir. Bu nedenle tepki vermeden önce çocuğunuzun psikolojik sağlığını ve öğrenim hayatını uzun dönemde olumsuz etkileyeceğini hatırlayıp, duygularınızı düzenlemeniz önemli.

KÖTÜ KARNE YOKTUR
Aslında bunlar bizim subjektif bir adlandırmamızdır. Daha doğru adlandırma ise; çocuğunuzun okulun akademik beklentilerini “HENÜZ” yeterince karşılayamamış olduğudur. Burda 'henüz' kelimesi önemlidir. Bu kelime tekrar denersen, gelecek dönem denersen daha iyi yapabilirsin mesajını içerir.

Haberin Devamı

Henüz yeterince iyi yapamış olan çocuğunuzun karnesine tepki verirken aşağıdaki ipuçları işinize yarayabilir;
Duygularınızın esiri olmayın: Karne günü bağırmak, çığlık atmak ve ders vermek çocuğunuzun ileride notlarını korkmadan bilinçli olarak yükseltmesine yardımcı olmaz. Ayrıca bu notları artık değiştiremezsiniz. Bu yüzden onları düşünmek yerine duygusal olarak kendinizi kontrol altına aldıktan sonra bu notların nedenleri ve gelecekte değiştirmesine nasıl yardımcı olabileceğiniz hakkında düşünün.

SUÇLU YERİNE; ÇÖZÜM ARAYIN
Reaktif yerine proaktif olun: Reaktif (tepkisel) kişileri dış faktörler yönlendirir. Bu kişiler genellikle hemen panikleyen, güvenlik duygusunu yitirmiş kırılgan ve edilgendir. Başkalarının yargılarına haddinden fazla önem verirler. Oysa proaktif (amaca yönelik) kişiler, kendi dışındaki faktörleri ve süreci yönlendirirler. Risk analizi yapan, kontrolü elden bırakmayan, yerinde ve zamanında risk alabilen, başarısızlıklarından dahi bir yaşam dersi çıkarabilen kişilerdir. Karne günü reaktif davranmayın. Çünkü ilk tepkiniz öfke, sinir ve hayal kırıklığı olabilir. Olumsuz duygularınızı düzenleyebilmek ve çocuğunuza sağlıklı bir tepki verebilmek için zamana ihtiyacınız var. Bu nedenle önce bir arkadaşınız ya da eşinizle konuşun. Sakinleşmek için zaman ayırın. Proaktif bir tutumla çocuğunuzla birlikte başarısızlıktan dersler çıkarıp geleceğe yönelik tedbirlerinizi alın. Suçlu yerine çözüm arayın!

Haberin Devamı

Unutmayın, çocuğunuz sadece nottan/karneden ibaret değil: Notlar, çocuğunuzun kim olduğunu, neler bildiğini ve neler yapabileceğini kısmen yansıtıyor. Onun okulunun tanımladığı zeka/başarı ölçütlerine göre değerlendirmelerden oluşuyor. Zekanın bu dar tanımlaması, çocuğunuzun duygusal zekası, spontanlığı, dürüstlüğü, güvenilirliği, cesareti, duyarlılığı ve yaratıcılığı gibi bir dizi diğer önemli özelliği ölçmez. Çocuğunuzu tek boyutlu değerlendirmeyin, tüm yönleri ile kabul edin.

ANLAMAYA ÇALIŞIN
Akıl vermeyin, çocuğunuzu dinleyin: Çocuğunuza kötü not/karne ile ilgili ders verici bir nutuk atmaya başlamadan önce konuşmaya kötü notlarıyla ilgili ne düşündüğünü sorarak başlayın. Onu anlamak için “Karnedeki değerlendirmelerle ilgili neler hissediyorsun? Seni şaşırtan/hayal kırıklığı yaratan notlar var mı? Gelecek sefer için bir hedefin var mı?” gibi sorular sorun. Yargılamak yerine anlamaya çalışın!

Haberin Devamı

Nedenlerini anlayın: Onunla ve öğretmeniyle konuşup karnesinin nedenlerini anlamaya çalışın. Ödevlerini yapmama ve testlerde performans gösterememe yüzeysel nedenler olabilir. Sorunu çözebilmek için daha derindeki nedenleri görmeye çalışın. Çocuğunuzla öğretmeni arasında iletişimsizlik ve çatışmalar yaşanıyor, işledikleri konular zor geliyor ya da ilgisini çekmiyor olabilir. Zaman kullanımını, verimli ders çalışma tekniklerini ve kendini düzenlemeyi bilmiyordur belki de. Eğer çocuğunuz bu tür sorunlar yaşıyorsa okul psikolojik danışmanından mutlaka profesyonel destek alın.

Değerlendirmek yerine betimleyici olun: 'Çalışkan', 'mükemmel', 'berbat', 'zeki' ve 'tembel' gibi değerlendirici kelimeler kullanmak çocuğa faydalı bilgi öğretmez. Bunun yerine neyi gördüğünüzü açıklayın ve çocuğun değerlendirmesini bırakın. Betimlerken çocuğunuzu sadece kendisiyle kıyaslayın. Örneğin “Geçen döneme göre bazı derslerin düşmüş görünüyor”, “Öğretmenin karnene derslere ilginin düşük olduğunu yazmış” gibi ifadelerle karnede ne gördüğünüzü betimleyebilirsiniz.

Haberin Devamı

FARKLILIKLARINA SAYGI DUYUN
Çocuğunuzun sizden farklı olabileceğini kabul edin: Onun sizin gibi öğrenemeyeceğini unutmayın. Siz matematiği kolay bulabilir ve çok analitik bir zihne sahip olabilirsiniz, ancak çocuğunuz bu kavramları anlamakta zorlanıyor olabilir. Ona sizin gibi öğrenebildiğini farz ederek yardım etmeye çalışırsanız, başarılı olma teşebbüsleri muhtemelen felâketle sonuçlanacak. Çocuğunuzun farklılıklarına saygı duyun.

Cezalandırmayın, yardım önerin: Okul sporlarına veya diğer okul dışı etkinliklere katılmasına izin vermeyerek notlarının düzelmesini beklemeyin. Çocuğunuzu cezalandırılmak yerine başarılı hissetmesine yardımcı olacak yollar bulun. Başarıyı herhangi bir alanda tadan çocuk, bu başarının sırrını başka alanlara da uygulayabilir.

Haberin Devamı

Ödüllendirmeyin, çabasını takdir edin: Eğer amacınınız öğrenmeyi sevmesi ise iyi karneyle gelen çocuğunuza hediyeler, oyuncaklar, pahalı telefonlar vb. almayın. Ödülle çocuğunuza notların amacının öğrenme olmadığını öğretirsiniz.

Davranışla/durumla çocuğunuzu ayırın: Örneğin “Bu davranışın/bu karnen beni üzdü ama seni seviyorum” diyebilirsiniz. Böylece, bu sonucun sizi memnun etmediğini anlar, onu reddettiğinizi/beğenmediğinizi düşünmez. Bu da kendisini sadece karne/not olarak görmediğinizi anlamasına yardımcı olur. Aynı şekilde, yüksek not aldığında ya da karnesi çok iyi olduğunda eve gelirken “Seni çok seviyorum” gibi yorumlardan uzak durun. Bu iletişim tarzı açıkça çocuğa sevginin yüksek notlarla bağlantılı olduğunu söyler; notlar düşerse sevginiz ne olur diye endişe duyabilir.

EĞİTİM HAYATI BİR YOLCULUKTUR, UNUTMAYIN
Benlik saygısı oluşturmasına yardımcı olun: Benlik saygısı bireyin belirli bir alanda algılanan başarısının oranı olarak görülüyor. Ayrıca kişi için önemli olan insanların kendisini nasıl gördüğüne ilişkin algı olarak da tanımlanıyor. Yüksek benlik saygısının okullarda başarıyla ilişkili olduğu biliniyor. Yani karne günü çocuğunuza tepkisel olarak verdiğiniz olumsuz geribildirimler onun başkaları tarafından nasıl algılandığı sorusunun cevabı olacak ve ileride düşük benlik saygısına sahip olabilecek. Olumsuz geribildirim genellikle çocuğunuz başarısızlıklarından ders çıkarsın ve hatalarını tekrarlamasın diye verilir. Ama gelecek dönem notlarının telafi edebilmesi için onun olumsuz yanları kadar olumlu yanlarını da görmesi gerektiğini unutmayın. Çünkü olumlu geribildirim spora gitmeden önce alınan karbonhidrat gibi. Eğer spora enerji almadan giderseniz ağırlık kaldıracak gücünüz olmaz. Bazı aileler çocuklarına olumlu geribildirimi sırf hedefi daralmasın/şımarmasın diye vermez oysa iç kaynağımızı dolduran şey gerçek ve zamanında verilen olumlu geribildirimler.

Hedefe geri dönün: Çocuğunuzun eğitim hayatını bir yolculuk gibi düşünün. Bu yolculuğun sonucunda varmak istediğiniz yere giderken zaman zaman tali yollara girebilirsiniz. Bu yollardan sakince çıkıp çocuğunuzun ana yola yani ana hedefe geri dönmesine destek olun.
Son olarak, çocuğunuzun herhangi bir davranışı, yaptıkları ya da yapamadıkları sizi hayal kırıklığına uğratıp, geleceğe yönelik korkutabilir, endişelendirebilir ya da öfkelendirebilir. Bu noktada her ebeveyn kendini kaybedip bağırabilir. Ancak, bağırma çok yüksek düzeyde olur, aşağılayıcı bir dil içerir, etiketleme ve tehditlerle birleştirilirse, bu duygusal istismar olarak adlandırılır. Duygusal istismar tıpkı fiziksel istismar gibi normal değil ve çocuğunuzun benlik saygısına ve uzun dönemde okul başarısına çok zarar verebilir. Bu nedenle eğer yukarıda sıralanan tavsiyelere uymakta zorlanıyor ve hala olumsuz duygularınıza kapılıp çocuğunuza karnesi için sağlıklı tepki veremeyeceğinizi düşünüyorsanız, o zaman mutlaka profesyonel yardım alın.

PROF. DR. ASLI BUGAY SÖKMEZ KİMDİR?
Prof. Dr. Aslı Bugay Sökmez lisans eğitimini Ankara Üniversitesi’nde, bütünleşik doktora eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanında tamamladı. Florida State Üniversitesi Aile Enstitüsü’nde ziyaretçi araştırmacı olarak “sağlıklı romantik ilişkiler” ve “affetme” konularında çalışmalarda bulundu. “Türkiye’de kadına yönelik tutum ve nedenleri” başlıklı araştırması ile Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KOÇ-KAM) Proje Ödülünü kazandı. Portekiz’de düzenlenen Information Integration Theory and Functional Measurement Konferansı’nda en iyi sunum ödülüne layık görüldü. Ayrıca Prof. Dr. Sökmez, İngiltere’de Grief Recovery Institute’den “Yas uzmanlığı” eğitimlerini tamamladı. EMDR Avrupa Akredite Terapisti olan Prof. Dr. Sökmez, “Çocukluk travması ve alkol kullanımı” konusunda klinik psikoloji yüksek lisansını tamamladı. Şu an Kıbrıs İlim Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programında öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Aslı Bugay Sökmez affetme, ruminasyon, eşli ruminasyon ve okul ikliminin psikolojik etkileri konularında ülkemizde öncü çalışmalar yapıyorr.

BAKMADAN GEÇME!