Güncelleme Tarihi:
F klavyenin mucidi İhsan Sıtkı Yener, Boğaziçi Üniversitesi’nden bir ekip tarafından geliştirilen E klavyenin Türkçe’ye uygun olmadığını savundu. Yener, E klavyenin bilimsel ve Türkçeye uygun olmadığını söyleyerek, “Koskoca Boğaziçi Üniversitesi 10 parmaktan haberi olmadığı için tutar E harfini, en zayıf parmaklara verir. E klavye Türkçe’ye uygun değil. İnternet üzerinden yapılacak olan 8 Mayıs’taki yarışmaya Boğaziçi Üniversitesi E klavyesiyle öğrencilerini yarışa soksun, bakalım ne sonuç alacak. Elenecekler, çünkü E klavye bilimsel değil” demişti.
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Ekşioğlu, klavyenin ana amacının insanları yarıştırmak olmadığını söyledi. “E klavyenin F klavyeye en önemli üstünlüğü, yazım hızından taviz vermeden daha az yorması ve sağlık için daha az risk teşkil etme potansiyeline sahip olması” diyen Ekşioğlu, kendisinin öncülük ettiği bir ekip tarafından geliştirilen E klavyenin evrensel kabul görmüş matematik ve deneysel yöntemlere dayandığını söyledi. Ekşioğlu, Yener’in iddialarına şöyle karşılık verdi:
“Klavyede tek ölçüt hız değildir. Klavye çabuk yormamalı ve kullanıcıya zarar da vermemeli. İnsan kapasitesine ve anatomisine uygun olmalı, yani ergonomik olmalı. Hızlı yazımı sağlama pahasına insanlara zarar veriyorsa klavye, o iyi bir klavye değildir. Klavye aracının ana amacı insanları yarıştırmak değil. Çünkü bu tür bir kullanım amacı el-bilek rahatsızlıkları riskini arttırır. Dünyada birçok insan bundan ıstırap çekiyor ve çalışamaz duruma geliyor.”
Ekşioğlu, E klavye’ye neden gerek duyduklarını ise şöyle açıkladı:
“Çıkış noktamız şuydu: On-parmak yazım için, klavyede hangi harf hangi sıraya ve sıranın neresine yerleştirilmeli ki kullanıcı hem hızlı ve hatasız yazsın hem de yorgunluk ve sağlık riski en aza insin. Çünkü dünyada birçok insan on-parmak klavye kullanımı nedeniyle el-bilek kas iskelet sistemi hastalıklarından (karpal tünel sendromu, tendinit, tenosinovit) ıstırap çekiyor, çalışamaz duruma geliyor.”
E KLAVYE, F VE Q KLAVYEDEN DAHA BAŞARILI
Doç. Dr. Mahmut Ekşioğlu, E klavye ile F klavye farkını ise şöyle özetledi:
“Türkçe için geliştirilen ilk klavye olan F Klavye 1950´lerin Türkçesine ve şartlarına göre geliştirilmiş ve Q Klavye’ye göre daha başarılı. Fakat geliştirilmesinde kullanılan bilimsel yöntemin ne olduğuna dair literatürde hiçbir bilgiye rastlamadık. Matematiksel bir optimizasyona dayanmadığı kesin. Varsa eğer, geliştirilmesindeki bilimsel yöntemlerle yapılmış deneysel çalışmaların neler olduğuna dair bilgi de mevcut değil. F klavyeyi oluşturmada kullanılan Türkçe harf sıklıkları, Türkçe Ulusal Derlemi’ne göre değil, fakat 1950´lerin TDK sözlüğüne göre tespit edilmiş ve harf çiftlerinin sıklıkları kullanılmamış (ki bu doğru bir yöntem değildir). Yazım yükü parmaklara kapasitelerince dağıtılmamakta ve işaret parmaklarına aşırı yüklenilmekte. Sonuç olarak, F klavye, Dvorak klavye yerleşim ilkelerinin kısmen uygulanması ve deneme-yanılma yoluyla oluşturulmuş bir klavye izlenimi veriyor. E klavye, tipik bir Türkçe metni, F ve Q klavyeden derecede daha az tendon hareketi ile yazmayı sağladı. Tendon hareket miktarı fazlalığının el-bilek kas iskelet hastalıkları için bir risk teşkil ettiği biliniyor. Özetle, E klavye, optimizasyon sonuçları ve bütün doğulama testlerinde (Dvorak klavye tasarım ilkelerine göre karşılaştırma, tendon hareket deneyi ve yazım hızı deneyinde) F ve Q klavyeden daha başarılı bulundu.”