Güncelleme Tarihi:
Kinayeli anlatım hem edebiyat sanatında hem konuşma dilinde çok sık kullanılan bir anlatım biçimdir.
Kinayeli Anlatım Nedir?
Kinayeli anlatım bir edebi sanat çeşidi olmakla birlikte halk arasında da yaygındır. Halk arasında, bir sözün, bir anlatımın üstü kapalı bir şekilde ifade edilmesi, şakaya vurulması, alaya alınması kinaye yapmak olarak tarif edilir.
Bir başka şekli ile "kinayeli anlatım", cümlede ifade edilen düşüncenin, genellikle alaycı biçimde, tersine kasten anlatım biçimidir. Kinaye sanatına "değinmece" de denilmektedir. Çoğu kez benzetme amacı dışında bir sözcüğün hem gerçek anlamına hem de mecaz anlamına gelecek biçimde çift anlamlı bir şekilde kullanılmasına "kinayeli anlatım" denir.
Kinayeli Anlatım Özellikleri Nelerdir?
Edebiyat, söz sanatıdır. Başarılı edebiyat eserlerinde çeşitli anlatım biçimlerinin yer aldığı görülür. Söz sanatları esere; anlam, derinlik, kalite ve nitelik kazandırırlar. Kinayeli anlatım da bu söz sanatlarındandır.
Kinayeli anlatım sadece edebi eserlerde değil, şarkı sözlerinde, günlük konuşma dilinde de çokça kullanılır.
Edebi söz sanatlarından olan "kinayeli anlatım"ın bazı özellikleri vardır. Kinayeli anlatımın özellikleri şu şekilde sıralamak mümkünüdür:
Kinayeli anlatım yapılırken bir sözcük gerçek anlamda kullanılır.
Kinayeli anlatım yapılırken aynı sözcük mecaz anlamda da kullanılır.
Fakat kinayeli anlatımın en önemli özelliği, anlatımda ağırlıklı olarak mecaz anlamın çarpıcı biçimde ön plana çıkarılmasıdır.
Kinayeli Anlatım Biçimi Örnekleri Ve Cümleleri
Kinayeli anlatımın geçtiği bazı edebi eserlerden, ata sözlerinden hareketle bu söz sanatını yakından tanıyalı:
"Mum dibine ışık vermez." Bu atasözü çok yaygın kullanılan ve bilinen bir atasözüdür. Burada kinayeli anlatım olduğu görülmektedir. Cümleye bakıldığında, bu cümle maddi bir gerçekliği ifade etmektedir. Çünkü mum gerçekten etrafı aydınlatırken dibine ışık vermez. Fakat bu cümlenin bir de mecaz anlamı vardır. Örneğin; zengin varlıklı bir kimsenin yakınlarına yardım etmeyip onları görmediği anlatılmak istenir. İşte bu cümlede hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanım olduğu için bir "kinayeli anlatım" olduğundan söz edilir.
"Ateş düştüğü yeri yakar." Bu atasözü günlük yaşamda sıklıkla kullanılan bir atasözüdür. Ateş, gerçek anlamı ile kullanıldığında, gerçekten düştüğü yerin yanmasına sebep olur. Fakat bu cümlenin mecazi anlamı, bir derdin ve sıkıntının ancak ona düçar olmuş, o derdi yaşayanı üzebileceğini anlatır. Kişi, ancak kendisini ne sıkıntılar yaşadığını bilebilir.
"Dadaloğlu'm der ki belim büküldü; Gözümün cevheri yere döküldü". Bu dizelere bakıldığında bir insanın "belinin bükülmesi" olağan ve gerçek bir durum olabilir. Fakat bu ifadenin bir de mecaz anlamı vardır. Kişi dert, tasa ve sıkıntı altında öylesine ezilir, daralır ve bunalır ki bu durumu" belinin bükülmesi" şeklinde ifade eder. Görüldüğü gibi burada da Dadaloğlu'nun "kinayeli anlatımını" bulunmaktadır.
Günlük yaşamda kullanılan bazı cümleler ile de "kinayeli anlatımı" açıklamak gerekirse: "Ayşe yine kendini akladı pakladı ve bu işin sorumluluğundan kurtuldu". Dikkat edilirse bu cümle kullanılan "aklamak paklamak" ifadesi bir şeyi temizlemek ile ilgilidir. Kişinin kendini bu şekilde temizlediğinden söz etmek gerçek anlamıdır. Fakat mecazi anlamı ise" sorumluluk gerektiren bir durumdan, bir şekilde mazeret bularak kendini sıyırmak, kurtarmaktır", yani burada da kinayeli bir anlatım yapılmıştır.