Güncelleme Tarihi:
BAĞIRA BAĞIRA MÜZİK YAPARDIK
Ayazağa Kampüsü’nde yurtta kalıyorum. Yurt hayatını, çimlerde oturmayı, arkadaşlarla muhabbet etmeyi çok özledim. A Capella kulübü üyesiyim ayrıca. 45 kişilik bir koroyuz. Taşkışla’da bağıra bağıra müzik yapardık. Konserlerimiz olurdu ve onun heyecanı çok başkaydı. Kampüsün her yerinde ayrı bir anımız var açıkçası. Salgın sebebiyle ailemin yanına Eskişehir’e döndüm. O yüzden bu süreç beni İstanbul’dan mahrum bıraktı. Bir an önce bu kabustan uyanmak ve özlediğim üniversite hayatına geri dönmek istiyorum.
DUYGUSAL AÇIDAN BOŞLUĞA DÜŞTÜK
Kimya Bölümü’nün kaynaşma ortamı laboratuvarlardır. Orada deneyler yapardık. Yeni renkler elde edince çok eğlenirdik mesela. Sınav zamanlarında kampüste sabahlardık. 7/24 açık olan kafelerde gece boyu muhabbet ederdik. Gün aydınlanınca hamur işi yiyecekler çıkardı sıcak sıcak. Onun kokusu uykumuzu açardı. Böyle güzelliklerden mahrum kaldık. Duygusal açıdan büyük bir boşluğa düştük. O yüzden okula dönünce sosyal eksikliğimizi giderecek büyük bir etkinlik yapmak istiyoruz.
Manzaraya karşı kahve
Yaklaşık bir buçuk senedir okuldan uzaktayız, Boğaziçi öğrencileri olarak kampüslerimizde bir araya geleceğimiz günü iple çekiyoruz. Ben ders aralarında manzaraya karşı oturup arkadaşlarımla kahve içmeyi, akşam üzeri kampüs içindeki ormandan sahile inip yürüyüş yapmayı, yoğun geçen kulüp aktivitelerini, çimlerdeki açık hava sinema gösterimlerini, her çarşamba yapılan Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri’ni, genel olarak okulumun huzurlu, özgür ortamını çok özledim. Umarım bir sonraki dönem okul açılır ve hepimiz özlediğimiz şeylere kavuşabiliriz.