Güncelleme Tarihi:
Kadı ve asker sıfatlarından oluşan Kazasker, kaynaklarda Kadı-Asker olarak geçmektedir.
Kazasker Nedir?
Pek çok kişi Kazasker unvanı Osmanlı Dönemi'nden kalma olarak bilse de, aslında daha önceye dayanmaktadır. Hz. Ömer'in ordugah şehirlerine tayin etmiş olduğu kadılar aynı zamanda askeri bir hüviyet taşıyorlardı. Yani aslında hem asker hem de kadı görevleri vardı. Bu nedenle Kazasker unvanının geçmişi bu dönemlere dayanmaktadır. İlk olarak Abbisilerde ortaya çıkan bu unvan, Harzemşahlara daha sonra Anadolu Selçukluları’na geçmiş, Eyyübiler, Karamanlılar ve Memlüklüler tarafından da kullanılmıştır. Son olarak Osmanlı Devleti’nde de görülen bir unvandır.
Kazaskerin Görevleri Nelerdir?
Kazasker unvanı Osmanlı Devleti ile yeniden hayat bulmuştur. Teşkilat içerisinde bu unvana sahip olan kişiler müessesenin özelliği açısından önem taşımaktaydı. Şeyhülislâmlıktan takriben bir asır kadar önce var olan bu ünvan, devletin asker ve onların ihtiyaçlarını karşılamada disiplinli bir şekilde hareket etmekteydi. Ayrıca Divân-ı Hümâyun âzâsı olan kazasker yalnızca askeri görevlerle sınırlı kalmıyordu.
Kazaskerler askeri işlerin yanı sıra sivil ve adli işlerde de görev yapıyorlardı. Diğer yandan belirli seviyelerdeki kadıların ve naiblerin tayinlerini de gerçekleştirmekle yükümlüydüler. Divan toplantılarında ise kazaskerlerin yeri Vezir-i Azam'ın sağı, diğer vezirlerin soluydu. Yani Vezir-i Azam'dan sonra gelen en önemli ikinci adamdı.
Fatih Sultan Mehmet’in son dönemlerine kadar sadece kadıaskerlik vardı. Toprakların genişlemesi ve görevlerin artmasından sonra 1481 yılında biri Rumeli diğeri Anadolu olmak üzere iki Kazasker tayin edildi. Bu durum Osmanlı Devleti'nin çöküşüne kadar devam etti. Daha üstün addedilen Rumeli kadıaskerleri, Anadolu kadıaskerinin vazifeleri kanunlarla belirlenmişti. Anadolu'da yer alan kadıların tayini Anadolu kadıaskerinin Rumeli'de bulunan kadıların tayini ise Rumeli Kazaskeri tarafından gerçekleştiriliyordu.
Kazaskerler, Divan'da davaları dinliyor, belirli günler dışında kendi makamlarında divan kuruyorlardı. Bu Divan'da ise şer ve hukuki işlerle ilgileniyorlardı. Her kazaskerin tezkireci, matlabçi, tatbikçi, rûznamçeci, mektupçu ve kethüda olmak üzere yardımcıları vardı. Padişahlar sefere çıktığı dönemlerde kazaskerler onların yanında gider ve eğer padişah sefere gitmez ise onlarda gitmezlerdi. Onların yerine ordu kadısı tayin edilir ve sefere gönderilirdi. Diğer yandan Padişah ne vakit Edirne'ye gitse yine Padişahın yanında kazaskerde gider ve orada yapılan Divan toplantılarına eşlik ederdi.
Süre gelen bu görevler Osmanlı Devleti'nin son dönemine kadar bu şekilde devam etmiştir. Osmanlı Devleti'nin yıkılmasının ardından Kazasker unvanı da tarihin sayfalarında yerini almıştır.
Kazaskerin Günümüzdeki Karşılığı Nedir?
Osmanlı Devleti’nin çökmesinin ardından Kazasker unvanı tamamen ortadan kalkmıştır. Fakat geçmişteki bilgilere ve Kazaskerin görevlerine baktığımızda günümüze kadar gelen bazı benzerlikler olduğunu görmekteyiz. Günümüzde kazaskerin görev ve sorumluluklarını göz önüne aldığımızda karşımıza Adalet Bakanlığı çarpmaktadır. Bugün Adalet Bakanlığı bir kazaskerin yapması gerekenden daha fazlasını yapmaktadır. Devlet yönetimi, halkın refahı ve hakları, genel insan hakları göz önüne alındığında bir devletin olmazsa olmazlarındandır.
Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı olarak çalışan ve yargı işlemlerinin sorumluluğunu üslenen Adalet Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir koludur. Amaç, adalet hizmetlerinin kesintisiz işlemesi, denetlenmesi ve yürütülmesidir. Adalet Bakanlığı, kanunlarca görülmesi gereken mahkemeleri açmak, teşkilatlandırmak, ıslah kurumları, ceza ve infaz, icra ve iflas gibi her türden adalet kurumunu planlamak ve kurmakla görevlidir. Ayrıca görevleri bakımından gözetim ve denetimini yapmak, bunları en iyi şekilde geliştirmek zorundadır.