‘Kaynaştırma’ eğitimde öğretmen kilit rolde

Güncelleme Tarihi:

‘Kaynaştırma’ eğitimde öğretmen kilit rolde
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2017 09:07

Çeşitli nedenlerle bireysel özellikleri ve eğitim yeterlikleri açısından yaşıtlarına göre beklenilen düzeyden önemli ölçüde farklılık gösterenlerin diğerleriyle birlikte, aynı ortamda eğitim almasına ‘kaynaştırma’ deniliyor. Ayrıca bu kavram farklı kaynaklarda bütünleştirme, kapsayıcı eğitim ve sosyal içerme şeklinde de karşımıza çıkabiliyor.

Haberin Devamı

Tanımlarda geçen özelliklere sahip çocuk ve gençlerin, diğer bireylerle birlikte eğitim alması konusunda nedense bazı sorunlar yaşanıyor. Bazen okullar bu öğrencilerin kaydını almayı kabul etmiyor, bazen de veliler kendi çocuklarıyla aynı sınıfta bulunmasını istemiyor. Oysa eğitim bütün bireyler için temel bir haktır, ulusal ve uluslararası yasal düzenlemelerle güvence altına alınmış durumda. Toplumda bir arada yaşayan tüm bireylerin eğitim kurumlarında da akranlarıyla birlikte eğitim hizmetlerinden yararlanması en doğal hakları. Bununla birlikte kaynaştırma yoluyla eğitimin sadece engelli birey ve ailesi açısından değil tüm bireyler için yararlı ve olumlu sonuçları olduğu birçok bilimsel araştırmayla kanıtlanmış bir gerçek. Her çocuğa, mümkün olduğu kadar sosyal ve fiziksel ortamından ayırmadan yaşıtlarıyla birlikte, eşit koşullarda eğitim verilmesi üretken insanlar olarak toplumsal yaşama etkin katılımlarının desteklenmesi temel amaç olarak tanımlanıyor.

Haberin Devamı

Mevzuatta değil, uygulamada sorun çıkıyor

Dünyadaki uygulamalara baktığımızda 20’nci yüzyılın ilk yarısından itibaren çeşitli ülkelerde engele göre açılan okulların yanında, kaynaştırma ve beraber eğitim verilmesi yönünde çalışmaların başladığını ve insan haklarıyla ilgili çalışmaları temel alarak giderek öneminin arttığını biliyoruz. Bugüne kadar geçen zaman içinde kaynaştırma yoluyla eğitimin yararları ve gerekliliği fark edildikçe bu uygulamaların yaygınlaştığı, hatta İtalya, Norveç, İsveç gibi bazı ülkelerde ayrı okullar yerine tamamen kaynaştırma yoluyla eğitime geçildiği görülüyor. Ülkemizde de engelli bireylerin eğitim haklarını güvence altına alan mevzuat düzenlemeleriyle ilgili gerekli altyapıya sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Yani mevzuat açısından çok fazla bir sıkıntıyla karşı karşıya değiliz. Bununla birlikte yaşanan sıkıntılar genellikle uygulama düzeyinde karşımıza çıkıyor. 

Durumun kabulü en az 30 yıllık bir süreci gerektiriyor

Burada sadece o çocuğun ailesinin değil, eğitim ortamı başta olmak üzere bulunacağı tüm ortamlardaki tüm bireylerin de konuya dair bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi gerekiyor. Tabii ki, bu tutum değişikliği gerektiren bir konu ve ne yazık ki dünyanın hiçbir yerinde bir anda gerçekleşen kolay bir süreç değil. Kaynaştırma uygulamalarının yerleştirilmesi ve kabulü diğer ülkelere de baktığımızda en az 30 yıl alan bir süreç olarak karşımıza çıkıyor.

Haberin Devamı

Erken yaşlarda herhangi bir engeli olmayan çocuk çevresinde engelli bireyleri gördüğü sürece buna alışıyor ve bu onun için normal bir durum halini alıyor. Yetişkin olduğunda da hangi ortamda olursa olsun engelli bireylerle ilgili olarak olumsuz ve engelleyici tutum sergilemiyor. Bu kapsamda baktığımızda öğretmenler ve eğitim personeli model olma açısından kilit rol oynuyorlar.

Çocuklarıyla aynı sınıfta kaynaştırma öğrencisi istemeyen aileler ya da okul personeli de zamanında engelli bireylerle bir arada paylaşımlarda bulunsaydı, aynı ortamları paylaşsaydı bu şekilde karşı çıkmazlardı. Çünkü bu onlar için normal, olması gereken, yaşamın bir gerekliliği halini alırdı. Tutum değişikliklerinin uzun bir zaman dilimine yayılmasının bir nedeni de bu zaten. Bundan dolayı eğitim personeli buradaki kilit rolünü çok iyi değerlendirerek ve kullanarak diğer çocukların ailelerinde de olumlu model olma yolunda çalışmalar yapmalı.

Haberin Devamı

Avrupa’da prestij nedeni

Yurtdışında, özellikle Avrupa ülkelerinde okulda engelli öğrencilerin eğitim alması kurumun eğitim hizmetleri sunumu açısından prestij yaratan bir durum olarak algılanıyor, okulun toplumun her kesimine erişilebilirliğinin bir kanıtı olarak. Onlar bu tür uygulamalara ülkemizden çok daha önce başladıkları için daha çok yol kat etmiş gibi görünüyorlar ama şu bir  gerçek ki hepsi benzer süreçlerden geçti. Çünkü hangi ülkede olursanız olun tutum değişikliği bir anda gerçekleşen bir olay değil. Ayrıca eğitim sisteminin beklentilerinden kaynaklı hususları da göz ardı edemiyoruz ne yazık ki. Ülkemizde akademik başarı odaklı bir eğitim sistemimiz olması sebebiyle engelli çocukların başarıyı düşüreceği ve davranış problemleri sebebiyle diğer çocukları etkileyeceği düşüncesi veliler arasında yaygın olarak karşımıza çıkıyor. Oysa ki, destek eğitim hizmetleri sağlanırsa kaynaştırma uygulamalarının başarılı olmaması için bir neden görünmüyor.

Haberin Devamı

Erken eğitim alan diğerleriyle aynı seviyeye gelebilir

Özel eğitimin temel ilkelerinden biri eğitime erken başlanması esasıdır. Yani çocuğun engelinin fark edildiği andan itibaren vakit kaybetmeden eğitsel müdahalelerin başlaması gerekiyor. Anne baba adayları hamilelik sürecinden itibaren konuya bilinçli bir şekilde yaklaşabilmeli. Özellikle riskli hamileliklerde izleme büyük önem taşıyor. Doğum sonrasında ise çocuk engelli tanısı aldığı takdirde aile konuyla ilgili bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmeli. Ailenin var olan durumu kabulüne yönelik yapılan çalışmalar, gerekli desteği almaları çocuklarının tüm hayatını etkileyebilecek faktörler arasında. Çünkü aileler engelli bir çocuğa sahip olduklarını öğrendiklerinde umutsuzluğa kapılabiliyor, kendilerini çaresiz ve yalnız hissedebiliyorlar. Oysa erken müdahale hizmetleri ne kadar erken devreye girerse çocuk için o kadar avantajlı oluyor. Erken eğitim aldıkları takdirde çocuklar yaşıtlarıyla aynı seviyeye gelebiliyor.

Haberin Devamı

Neler yapılabilir?

Bu konuda yapılması gerekenleri ise şöyle sıralayabiliriz:

- Erken dönemde eğitime başlanması, çocuğun tüm çevresinin bilinçlendirmesi ve bilgilendirilmesi,

- Mümkün olan en erken dönemde çocuğun ait olduğu toplum içinde yaşayarak öğrenmesinin desteklenmesi ve her tür faaliyete katılımının sağlanması,

- Okullarda bu konulara yönelik hizmet içi eğitimlerin verilmesi ve özel eğitim hizmetlerine yönelik çalışmaların yapılması,

- Daha çok destek eğitim odalarının açılması,

- Özel eğitim öğretmenlerinin sınıf öğretmenlerine destek olması,

- Engelli çocukların eğitim ihtiyaçlarına uygun ‘Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları’nın hazırlanması,

- Ailenin eğitim sürecine dahil edilmesi, bütün eğitim fakültelerinde özel eğitim derslerinin zorunlu hale getirilmesi.

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!