Güncelleme Tarihi:
KARL MARKX FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
Â
Altyapıların bilgisinin devrimci bilinç için kaçınılmaz olduğunu düşünen Marx, Kapital’in yazılmasına yıllarını vermiştir; bu eser, kapitalizmin acımasız zorunluklarının bilimini yaratmalı, kapitalizmin doğuş, olgunlaşma ve yıkılma koşullarını aydınlatmalıydı. Burada söz konusu olan çalışma, nesnel bir gerçekliği betimlemek için tüm ütopik görüşleri ve tüm kehanetleri dışlayan bir çalışmadır ve bu nesnel gerçekliğin bilgisi yalnızca onun gerçekleşmesini çabuklaştırabilir. Kapital’in Almanca ikinci basımına önsözde (1873), filozof Marx’ın değiştiği, ancak filozof tarafının tamamen de ortadan kalkmadığı görülmektedir. Alman Ideolojisi’nde olduğu gibi "burjuva" kuramcılarının evrensellik iddialarıyla alay edilmektedir: "Ekonomi politik ancak sınıf savaşları üstü örtülü kalması veya istisnai olgular olarak kendini göstermek şartıyla bilim olarak kalabilir."
KESÄ°NLÄ°KLER VE BELÄ°RSÄ°ZLÄ°KLER: "MARKSÄ°ZME" DOÄžRU
Marx’ın düşüncesinin birliği sistemin özelliği değildir; ama bu birlik şu kesin belirlemede bulunmaktadır: yeter ki, kuramcı gözlerinin önündeki toplumsal hareketi sistemleştirsin, o kuramcı doğru bir iş yapmakta ve "iedeoloji"den kurtulmaktadır. 1843’ün filozofunun söylediği gibi: "Biz dünyanın bizzat kendi bağrından geliştirdiği ilkeleri dünyaya taşıyoruz. Ona niye savaştığını ve kendinin bilincinin (özbilincin) ulaşılması zorunlu olan bir şey olduğunu kesin bir şekilde gösteriyoruz." Görüldüğü gibi, tarihsel zorunluluğu (dönemin romantik veya ütopik sosyalistlerine karşı) ifade
Kızları tarafından hazırlanan sorulara verdiği cevapta, istediğini özlü bir şekilde ortaya koyarak şunları yazan da Marx’tır: "Her şeyden kuşku duyun."
MARKSÄ°ST TERMÄ°NOLOJÄ°
Altyapı: üretim tarzının yalnızca ekonomiye özgü aşamasını oluşturur ve dinden bilime kadar "üstyapının" çeşitli ideolojik dallarını belirler.
Ideoloji: sınıflı toplumları tutsak kılan yanıltıcı zihinsel veya tinsel üretim.
Insan: Kapital’e göre insan, emeÄŸin tarihsel koÅŸullarından bağımsız olarak önce araçları yaratan bir hayvandır. Marx tarafından yeniden ele alınan bu tanımlama Franklin’e aittir.ÂSınıf mücadelesi: Antikçağ’daki kölelikten, komünizm evresine kadar günlük yaÅŸamda olduÄŸu gibi, tarihin de itici gücü olan toplumsal doku.ÂÃœretim tarzı: "üretici güçler" ile "üretim iliÅŸkilerini" bir araya getiren üretim tarzı, toplumun tarihin bir evresinde bir kuÅŸak tarafından seçilmemiÅŸ olan koÅŸullarını ve bu koÅŸulların içinde insanların yaÅŸamalarını, çalışmalarını ve düşünmelerini hayata geçirme tarzını oluÅŸturur.
Yabancılaşma: bu kavram, genç Marx’ta, işçinin insan olmaya özgü olan özüne yabancılaşmasına neden olan çalışma etkinliğini belirtmektedir.
Gerçek bir tarihsel güç haline gelen Marx ve Engels’in düşünceleri, gerçekte, bir felsefeden, idelerin dünyayı yönetip yönlendirmesini reddeden maddecilikten kaynaklanır. Gerçekten, XIX. yüzyılın ilk yarısında Hegel felsefe ekolünden yetiÅŸen bu iki Alman genci, HegelciliÄŸin tarihsel belirlenimcilik düşüncesini benimserler. Yalnız Marx ve Engels’teki tarihsel belirlenimciliÄŸin hareket ettirici gücü Hegel’deki gibi ide deÄŸil, bu kez, ekonomik koÅŸullar ile siyasal devrimlerdir. Söz konusu Alman felsefesiyle Fransız sosyalizminin ve Ingiliz ekonomi politikasının sentezini yapan Marksizm, kendini, "bilimsel sosyalizm" olarak tanımlar. Bilimsel sosyalizm, komünist perspektifi, bir ütopya olarak deÄŸil, kapitalist geliÅŸmenin kaçınılmaz sonucu olarak koyar.ÂGerçekten de, kapitalist üretim tarzında burjuvazi, ezilen bir sınıfın, proletarya emeÄŸini sömürmektedir. Bu sömürünün meyvesi ise artıkdeÄŸerdir (ücretli işçiye ödenmeyen, onun emeÄŸinin arta kalan bölümü). ArtıkdeÄŸer kárı saÄŸlar, kár birikimi ise sermayenin büyümesine neden olur. Bu ekonomik sömürü, sınıf mücadelesi’nin temel hedefini oluÅŸturur. Burada, baskı aracı olan devlet, burjuvazinin çıkarlarına hizmet eder. Düşüncelerimizin etki alanı veya ideoloji (din, hukuk, sanat, politika vb) de, sınıflar arasındaki güç dengesine boyun
MARKSİZMİN ÜÇ KAYNAĞI
Almanya, Fransa ve Ingiltere’deÂMarx ve Engels, dönemin kültürel açıdan en ileri, ekonomik bakımdan en geliÅŸmiÅŸ bu üç ülkesinin en özgün yanlarının bir sentezini gerçekleÅŸtirme olanağı bulmuÅŸ oldular.ÂMarx, felsefe ve hukuk öğrenimini önce Bonn’da, daha sonra Berlin’de Hegel’in felsefesinden, ateist ve devrimci sonuçlar çıkarma çabası içindeki "sol Hegelciler" grubuna baÄŸlı kalarak yaptı. Marksizmin önderleri, söz konusu Alman idealizminin Äžbu düşünce tarzını "tersyüz" ettikten sonraÄž diyalektik yöntemini, sistemli tutkusunu ve akılcı uzlaÅŸmazlığını almıştır. Fransa’nın devrimci tarihi, sınıf mücadelelerinin açıklığını, keskinliÄŸini, açık iktidar kavgalarının deneyimini, gizli örgütlenme biçimlerini ve "ütopyacı" sosyalizm idealini (Cabet, Fourier, Saint-Simon) benimsediler.ÂIngiltere ise onlara, en geliÅŸmiÅŸ biçimiyle kapitalist ekonomiyi, sefalet içindeki bu emekçi sınıfın durumunu, kitlesel sendika kavgalarını ve ilk ekonomistlerin (A. Smith, D. Ricardo, T. R. Malthus) eserlerini saÄŸladı; iki kuramcıyı, sömürünün iÅŸleme mekanizmasının bilimsel kavrayışına doÄŸru yönlendirdi.
Ä°DEOLOJÄ°NÄ°N ELEÅžTÄ°RÄ°SÄ°
Ideoloji terimini Fransız ideologlardan alan Marx-Engels, bu deyimle, insanların, kendileriyle, doğa ve toplumla olan ilişkilerini tasarladıklarını ifade ettiler. Ideolojik kandırmacanın eleştirisi, ağırlıklı biçimde, Alman Ideolojisi’nde (1845-1846) yer alır. Bu eleştiri, öncelikle, getirdiği maddeci tezlerle, tarihsel maddecilik için temel niteliktedir: ideaları, düşünceleri belirleyen, maddesel gerçekliktir; tersi söz konusu olamaz; bunun sonucunda da tarihsel maddecilik ideaların, düşüncelerin özerk bir tarihi olduğu görüşünü reddeder. Bir devrin egemen ideolojisi, o dönemde toplumda egemen olan sınıfın ideolojisidir. Ancak egemen ideolojinin boyunduruğu altında bulunan bir ideoloji ya da ideolojiler de vardır; her bir ideoloji, sosyal bir sınıfın çıkarlarının "yansıması"dır. Bununla birlikte bu "yansı" tezi, bir belirlemenin ancak "son kertede" ideolojik işleyişe göreli bir özerklik bırakan maddesel koşullar tarafından gözönüne alınmasıyla birtakım nüanslar kazanır. Bu ideoloji tüm kültürel fenomenleri (din, felsefe, hukuk, sanat, politika vb) bir arada toplar ve bilimsel bilginin karşısında yer alır.
EKONOMÄ°NÄ°N ELEÅžTÄ°RÄ°SÄ°
Marx, bir muammadan yola çıkar:
KAPİTALİZMDEN KOMÜNİZME DEVRİMCİ GEÇİŞ İÇİN TIKLAYIN