Güncelleme Tarihi:
Kaos kuramı, pek çok bilim dalını birleştiren ve disiplinler arası çalışmayı sağlar.
Kaos Kuramı’nı anlayabilmek aslında öncelikle evrenimizin nasıl işlediğini anlamak gerekir. Bunun için öncelikle de bu kuramın içerdiği tarihsel gelişime ve kavramlara dikkatli bir şekilde bakmak gerekir. Fizikte olguları ve olayları açıklayabilmek için genellikle modellemelere başvurulur. Bu modellemeler ise, bize sistem hakkında ileriye dönük matematiksel ve ölçülebilir anlamlı sonuçlar verir. Bazen de bu sonuçlar zaman zaman çok karmaşık olabilir.
Kaos adı verilen şey de, iyi işlenmiş ve basit sistemler olarak gördüğümüz olguların ya da modellemelerin belirgin bir şekilde karmaşık davranışlarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu kaotik ve karmaşık davranışlar, ilk olarak incelendiği zaman çok düzensiz ve neredeyse rastgele bir görünüme sahip olur. Ama dikkatli bir şekilde bakıldığı zaman içlerinde anlamlı ipuçları barındırır. Kısaca Kaos Kuramı, karmaşık ve kaotik sistemleri sistemleri inceleyerek, onlar hakkında anlamlı matematiksel sonuçlar çıkarmayı amaçlayan bir kuramdır. Bu kuramın altında yatan bazı mekanizmalar bulunuyor. Kaos Kuramı, son 30 yıl içinde popüler bir hale gelen bu kuramın çıkışı ise aslında çok eskiye dayanır.
Doğada Kaos Kuramı Hakkında Bilgiler
Kronolojik bir sıra ile açıklayacak olursak, ilk olarak 1660’lı yıllarda, fiziğin hareket konusunu inceleyen dinamik ile ilgili yasaları ortaya koyan Isaac Newton’ la başlamak gerekir. Newton, diferansiyel denklemleri kullanarak hareket yasalarını açıkladı. Daha sonra da “İki Cisim Problemi”ni ortaya attı. Bu problem, kuvvet etkisindeki iki cismin arasında yaşanan etkileşmeleri ve hareketleri hakkında ortaya koyulan bir çalışmaydı. Newton’un hareket yasaları, iki cismin gelecekteki hareketlerini başarılı bir şekilde açıklıyordu.
1800’lü yılların sonlarında ise matematikçi ve fizikçi olan Henri Poincare, Kaos Kuramı’na çok büyük bir katkı sağlamıştır. Norveç Kralı II. Oscar, Güneş Sistemi'nin kararlı bir yapı olup olamadığını ispatlayana ödül vereceğini duyurdu. Poincare ise, bunun analitik olarak çözülmesinin mümkün olmadığını, çünkü bu sistemdeki her cisme ait başlangıç koşullarının hatasız ve eksiksiz olarak ölçülemeyeceğini gösterir. Bu meşhur problem ise, “Üç Cisim Problemi” olarak bu kuram tarihe geçmiştir.