İtirazın iptali davası nedir, ne zaman ve nasıl açılır? İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme ve zamanaşımı

Güncelleme Tarihi:

İtirazın iptali davası nedir, ne zaman ve nasıl açılır İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme ve zamanaşımı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2021 03:01

İcra ve İflas Kanunu’nun içinde yer alan ve en çok karşılaşılan davaların başında itirazın iptali davası geliyor. Dava açmak için bir icra takibinin başlatılması gerekiyor. Borçlunun gönderilen ödeme emrine ise, itiraz etme hakkı bulunur. İtirazın iptali davası nedir, ne zaman ve nasıl açılır? İşte, merak edilen tüm detaylar.

Haberin Devamı

İtirazın iptali davası, takibe itiraz eden borçlu kişiye karşı açılmış olan bir dava türüdür. Borçlu bu takibi yasal yollarla öğrenmesine rağmen süresi içinde itiraz etmezse takip kesinleşmiş olur. Bunun sonucunda kendileri hakkında dava açılmaz ve haciz işlemlerine de geçilir.

 İtirazın İptali Davası Nedir?

 Borcun borçlunun rızası ile ödenmemesi durumunda, alacaklı devletin gücü ile alacağını tahsil etme yoluna yani kısacası icra dairesine başvurarak alacaklarını tahsil edebilir. İcra hukuku, iflas takibi ve icra takibi olmak üzere ikiye ayrılır. İcra takibi ise, ilamsız ve ilamlı icra olmak üzere ikiye ayrılır. İtirazın iptali davası, bir ilamsız icra takibi türü olarak da bilinen genel haciz yoluyla takipte söz konusu olur.

 İtirazın İptali Davası Ne Zaman ve Nasıl Açılır?

Haberin Devamı

 İlamsız bir icra takibinde borçlu, kendine tebliğ edilen ödeme emrine 7 gün içinde itiraz etme imkanı bulabilir. Usulüne uygun yapılan itiraz sonucunda takip kararı durur. Takibin devam edebilmesi için alacaklının itirazın iptali davası açılması gerekir. İcra İflas Kanunu’nun madde 68/a maddesinde belirtilen belgelere sahip olan alacaklı tarafından itirazın kaldırılması yolunu kullanılabilir. Bu belgelere sahip olmayan alacaklı tarafından sadece itirazın iptali davası yolu kullanabilir.

 İtirazın İptali Davasında Yetkili Mahkeme ve Zaman aşımı

 İtirazın iptali davaları için HMK’nın genel yetki kuralları uygulanabilir. Öncelikle icra takibine yapılacak olan itirazın iptali için bu dava açılması gerektiği için icra takibinin açıldığı yerde bulunan görevli mahkemede bu dava görülür. Takibe konu olan alacağın kaynaklandığı uyuşmazlığa bağlı olan hangi mahkemenin görevli olduğu tespit edilmesi gerekir.

 Alacaklı, icra dosyasına yapılan itirazın kendine tebliğ edilmiş olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde bu davayı açabilir. 1 yıllık sürenin geçirilmesi durumunda icra dosyası üzerinden açılan takibe devam edilemez. Bu durumda takibe devam edilemeyeceği için alacağını tahsil etmek isteyen alacaklı sadece görevli ve yetkili mahkemede alacak davası kolaylıkla açabilir. İtirazın iptali davası, eğer mahkeme tarafından kabul edilirse borçlunun ödemesi kararlaştırılan borç miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla borçlunun belli bir tazminat ödemesine karar verilebilir.

Haberin Devamı

 İtirazın İptali Davası Açılmasının Şartları Nelerdir?

Geçerli Bir İcra Takibinin Bulunması

Davanın Süresi İçinde Açılmış Olması

Borçlunun Geçerli Bir İtirazının Olması

Hukuki Yarar

Takibi Geçersiz Yapacak Diğer Nedenler

Kesin Hüküm ve Derdestlik

İtirazın İptali Davası Açılamayacak Haller

 İtirazın iptali davası, yasalara göre kural olarak ilamsız takiplerin durmasına neden olan borçlu itirazlarının bertaraf edilebilmesi için açılan davalardır. Ama itirazın iptali davası sadece belirli bir süre sınırına uyularak açılabilir. Söz konusu olan bu süreye uyulmayarak itirazın iptali davası açılması halinde, doğal olarak davanın reddine karar verilir.

 İtirazın iptali davasının, itiraz edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılması gerekir. Söz konusu olan bu süre hak düşürücü niteliktedir. Aynı zamanda sürenin geçirilmesi halinde eski hale iade dışında yeniden işlerlik sağlanması da mümkün değildir.

Haberin Devamı

 İtirazın iptali davasında davacısının, itirazı engellemek için usulüne uygun delillerle davayı açması gerekir. Kural olarak, itirazın iptali davasında ispat yükü ise, itiraz eden ve borca konu senette bulunan imzanın kendisine ait olmadığını ya da borçlu olmadığını ileri süren borçlunun “borcu olduğunu” iddia eden alacaklı tarafa aittir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!