Güncelleme Tarihi:
Bir önceki kitapta embriyonun tüm aşamaları çizimle gösterilirken bu yılki kitapta buna da yer verilmemiş. Eski Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Psikolojk Danışman Abdullah Tunalı, son iki yılın 6’ncı sınıf Fen ve Teknoloji ders kitaplarını karşılaştırdı. Tunalı, tespitlerini şöyle aktardı:
“6’ncı sınıf Fen ve Teknoloji dersi kitabında sistemler üzerinden bilgiler verilir. Bunlardan biri de üreme, boşaltım sistemleri konularıdır ve bu konulara giriş yapılır. Üreme organlarının iç yapısı, çocukların gelişimine uygun şekilde anlatılırdı. Aynen böbrek ve kalbin çalışma biçiminin anlatıldığı düzeyde üreme organlarının da iç yapısı resimlenir ve kitapta yer alırdı. Ama bu konu bu seneki 6’ncı sınıf Fen ve Teknoloji kitabında ciddi bir sansüre uğramış. Üreme organları sadece hücre bazında ve üreme ile ilgili kısım anne ve yanında bir bebekle geçiştirilmiş. Önceki yılın kitabına göre konu daha kısa, üstün körü ve yüzeysel anlatılıyor.”
‘AKADEMİK AÇIDAN EKSİKLİK’
Pedagojik açıdan da çocuğun bilmesi gereken düzeyde anlatılması gereken konuların bir çeşit sansüre uğradığını savunan Tunalı şöyle devam etti:
“8’inci sınıfta daha detaylı işlenecek bir konuyla ilgili ön bilgilerin sağlıklı bir şekilde verilemediğini ve ahlak kuralları içinde sansürlendiğini iddia ediyoruz. Bu durum, çocuklarda iki tip davranış gelişmesine yol açabilir. Bir, bu bilgileri yaşına uygun olarak alması gereken bilgi kanalları kapatılıyor. İnternetten konuyu araştırmaya kalktığında yaşının çok çok üstünde, eksik, kulaktan dolma bilgilere sahip olabilirler. Bizler bu konuların okullarda pedagog eşliğinde, öğretmen eşliğinde onların yaş düzeyine uygun şekilde anlatılmasının, onların gelişimlerine olumlu katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Eğer bu bilgiler okullarda bilimsel bilgi olarak verilmezse çocukların gelişimleri konusunda olumsuz etkiler bırakacağını düşünüyoruz. Ayrıca bu dersler aşamalıdır. Bu konular 7 ve 8’inci sınıfta daha detaylı işlenir. 6’ncı sınıfta yapılan sansür daha sonraki senelerde bu çocuğun konularını anlamasında da akademik açıdan eksilik yaratacaktır. Bu sansür son derece zararlı.”
‘BİLGİ DOĞRU KAYNAKTAN VERİLMELİ’
Marmara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Zehir de kitaptaki değişikliğin doğru olmadığını söyledi:
“Bu konuların çıkarılmasının yararı yok, zararı vardır. İnsan ilişkilerinde, farklı cinsiyetlerin ilişkisinde, ileride mutlu bir yaşantı kurmada olumsuz etkileri olur. Bu resimler neden kaldırılıyor? Zaten kendisinde görüyor, kitapta görse ne olacak? Farklı cinsiyettekiler o bilgileri doğru kaynaktan yani o kitaptan öğrenecektir.”
Bilimsel bir kaynaktan öğrenilmeyen bilginin güvenilir olmayacağını söyleyen Zehir, “O konularla ilgili bir sürü hayali, duyguları tahrik edici makale, kitap, film satılıyor. O bilgilerin çoğu yanlış ve uydurmadır. Bilim kitabında olursa güvenilir olur. Bir çocuk okuma yazmayı öğrendikten sonra, çevresini tanıdıktan sonra bu konularla azar azar ilgilenmesinin, bu konular hakkında pozitif bilgi almasının, çevreden duyduğu bir takım yalan yanlış bilgilerden sıyrılıp doğrudan bu konunun uzmanlarından bilgi almasının yararı vardır” dedi.
Bu bilgilerin yanlış verilmesinin ise kişinin tüm hayatını etkileyeceğini söyleyen Zehir sözlerini şöyle tamamladı: “6’ncı sınıfta başlaması da çok yerinde bence. Bitki ve hayvanı daha sonra öğrenebilir. Bu alanlara yoğunlaşacaksa ama insanla ilgili bilgilerin zamanı yok. Öğrenme kapasitesi geliştiği andan itibaren çocuk bunu öğrenmeli. Eğer ona okulda bilgiler doğru dürüst verilmezse bu sefer hayali bilgilerle zihni dolmuş oluyor. Hayali bilgiler üzerine kurguladığı bir ilişki de o insanı hüsrana sürüklüyor. Bilgi doğru zamanda, doğru kaynaktan verilmeli. Bu bilgiler tüm hayatı boyunca insanı etkiler.”
‘YURT DIŞINDA OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÖĞRETİLİYOR’
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Bilgisi Eğitimi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevil Yalçın ise yurtdışında bu konuların anlatımına okul öncesi eğitimde başlandığını belirterek şu bilgileri verdi:
“Çocuğun ilk kendini tanımaya başladığı andan itibaren sorduğu soru şu: ‘Ben nasıl dünyaya geldim?’ Çocuklar bugün yurtdışında okul öncesinden itibaren üreme organlarını, üremenin nasıl gerçekleştiğini öğreniyorlar. Ülkemizde neden böyle bir şey yapıldığı bir soru işareti. Bunun çıkarılmamasının uygun olduğunu düşünüyorum. Ne kadar saklayacaksınız? Bebeklerin leyleklerin getirildiği mi anlatılacak? Yurt dışında bu konuyla ilgili bir sürü kitap var. Konular iskelet sisteminden başlıyor, anne-baba, üreme organları ve bir çocuğun anne karnındaki gelişime kadar hepsi okul öncesi ve ilköğretim aşamasındaki çocuklara gösteriliyor. Çocuklara bu konuları hikâyeleştirilmiş kitaplarla anlatıyorlar. Bu okul öncesi de değil, 6’ncı sınıf... Çocuğun özellikle canlılıkla ilgili konuları öğrenmeye başladığı, canlılıkla ilgili neden sonuç ilişkisini kurduğu bir dönem. Canlıların bu şekilde üremeleriyle ilgili özelliklerini çıkarmak bana göre yanlış. Canlılıkla ilgili konular bir bütündür.”