Güncelleme Tarihi:
İstanbul'un İç Yüzü Refik Halit Karay tarafından yazılmış Roman türünde bir eserdir.
İstanbul'un İç Yüzü Kimin Eseri ve Kim Tarafından Yazılmıştır?
İstanbul'un İç Yüzü Refik Halit Karay'ın bir romanıdır. 1920 senesinde İstanbul'un İç Yüzü olarak yayımlanan roman 1939 senesinde İstanbul'un Bir Yüzü ismi ile yayımlanmaya başlamıştır. Kahraman bakış açısı ile anlatılmış olan roman birçok kişi tarafından döneminde ilgi görmüş romanlardan biridir.
İstanbul'un İç Yüzü Konusu
İstanbul'un İç Yüzü kitabında harp zengini olan insanların yaşamları, eski İstanbul'un kültürü ile yetişmiş insanlar ile karşılaştırılarak anlatılmıştır. Kitapta İsmet, Fikri Paşa ve Kani vardır. İsmet, romanın oluşmasındaki en büyük etken olan günlüğün sahibidir ve gözlemleri ile romanın oluşmasını sağlamıştır. Fikri Paşa, İstanbul beyefendisidir, naziktir ve İsmet'i konağında misafir eder. Fikri Paşa romanda iyi insanları temsil etmektedir. Kani ise kötü insanları temsil eder ve sıfırdan zengin olmuş harp zenginlerinden biridir.
İstanbul'un İç Yüzü Özeti
Romanda İsmet, İstanbul'da tanınmış kişilerden biri olan Fikri Paşa'nın yanına evlatlık olarak verilmiştir ve günlük tutmaktadır. Günlüğünde Fikri Paşa ve çevresindekilerin yaşamlarını anlatan İsmet Fikri Paşa için kibar bir kimse olarak bahsetmektedir. 1914 senesinden sonra değişim başlar ve ülkede harp zenginleri ile çıkarcı kişiler artar. Bunlardan biri de Kani Bey'dir. Sonradan görme olmasına rağmen Kani Bey hiçbir şeyi beğenmez. Romanda eski bir İstanbul evindeki yaşam ile bir apartman dairesindeki yaşam karşılaştırması yapılmıştır. Sigara ve içki düşkünü kadınlar, çıkarcı insanlar, iyi ve kötü insanlar ile ilgili iyilik ve kötülük ayrımlarına romanda sıklıkla yer verilmiştir. Aynı zamanda romanda hırsızlar, savaştan zengin olmuş kişiler ve saray adamları da yer almaktadır.
İstanbul'un İç Yüzü Türü ve Özellikleri
İstanbul'un İç Yüzü roman türünde bir eserdir ve Refik Halit Karay tarafından 1920 yılında yayımlanmıştır. Kahraman bakış açısı ile kurgulanmış olan roman gerçek İstanbul beyefendisi olan kişiler ile savaş sonrası zengin olan kişilerin hayatlarını karşılaştırarak anlatmaktadır. Romanda İsmet tuttuğu günlük ile romana yön verir ve bu sayede İstanbul'un İç Yüzü romanı ortaya çıkmış olur.