Güncelleme Tarihi:
Peki bu programın özellikleri neler? Öncelikle genel olarak planlanan programdaki ders saatlerine bakarak ağırlıklı olarak İngilizce dersleri verilmesinden ne kastedildiğini anlayalım. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nün ilgili 620 ortaokula gönderdiği 15 Eylül 2017 tarihli ve 194 sayılı yazısında anahatlarıyla bakın nasıl tanımlanmış:
Yabancı Dil: 15 ders saati
Türkçe: 6 ders saati
Matematik: 4 ders saati
Fen Bilimleri: 3 ders saati
Sosyal Bilgiler: 3 ders saati
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi: 2 ders saati
2 ders saati de seçmeli ders şeklinde uygulanacak.
ÖNEMLİ OLAN ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİNİN TUTUMU
Yine aynı yazıda İngilizce ağırlıklı bu programın müfredatta anahatlarıyla belirtilmiş olan, “Yabancı Dil Ağırlıklı ortaokul 5’inci sınıf İngilizce programı” çerçevesinde gerçekleşecek. Bu şekilde programa bakıldığında 15 saat İngilizce’nin fazlasıyla öğrencilere yeteceği kanısındayım. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli faktör, öğretmen ve öğrencinin programa karşı olan tutum ve davranışları. Öğrencilerin İngilizce’ye karşı tutumları ne kadar olumlu ve İngilizce öğrenme motivasyonları yüksek olursa o kadar iyi öğrenirler. Bu bağlamda bir diğer ve önemli husus da öğretmenlerin İngilizce öğretme yeterlikleri ve yabancı dil öğretme motivasyonlarının olması. Aynı şekilde öğretmenin alan yeterliği, öğretme motivasyonu olması ve birbirinden farklı değişik eğitim geçmişinden gelmesi de yabancı dil eğitimin etkileyen önemli faktörlerden.
Tekrar vurgulamak gerekirse, Türkiye’deki yabancı dil eğitimi ile ilgili sorgulamalarda en çok dikkate getirilen husus öğretmenlerin yabancı dil yeterlikleri. Bu kadar yoğun bir programda İngilizce öğretecek öğretmenlerin benzer bir seviyede İngilizce bilmeleri gerekiyor. Bu da, bugün üniversiteye giren ve İngilizce öğretmenliği bölümünde okuyacak olan öğrencilerin puanlarına baktığımızda bile kolaylıkla görebileceğimiz sebeplerden birini teşkil ediyor. Örneğin, İstanbul’daki İngilizce eğitim yapan bir üniversitenin İngilizce öğretmenliği bölümüne giren bir öğrenci en düşük 482.41 gibi bir puanla girerken başka bir öğrenci başka bir şehirdeki bir üniversitenin İngilizce öğretmenliği programına en düşük 209.46 puanla girebiliyor. Bu bağlamda, bu iki programa dahil olan öğretmenlerin hem öğrettikleri İngilizce hem de mezun olduklarında mesleki güvenleri açısından önem taşıyacaktır. İşte Türkiye’deki öğretmen yeterlikleri konusu buradan başlanarak irdelenmeli.
DİL ÖĞRENİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİKLERLE SINIRLI DEĞİL
Son olarak da İngilizce öğretirken kullanılan malzemelerin geniş kapsamlı olması ve öğrencinin ders içi ve dışında dili kullanmasına yönelik etkinlikler yapılması konusu geliyor. Öğrenciler dili bir ders gibi görmekten çıkmalı onun yerine bu dili günlük hayatta Türkçe’yi kullandıkları gibi kullanabilmeleri için yönlendirilmeli. Bunu yaparken de unutulmaması gereken en önemli husus, İngilizce kullanımı açısından İngilizce sınıf ortamında edinilmektedir. Ancak günümüzde teknolojinin ne kadar geliştiğini göz önüne alırsak öğrencilerin ders sonrası da ne kadar çok İngilizce kullanma olasılıklarının olduğunu görürüz (örneğin, çevrim içi oyunlarda karşılarına çıkan yabancı arkadaşlarla İngilizce kullanıyorlar. Bunun gibi pek çok başka şekillerde İngilizce kullanmaya devam ediyorlar. Böylece öğrendiklerini pekiştirecekleri ortamlar bulabiliyorlar. Bu nedenle, günümüzde öğrencilerin dil öğrenmesinin sınıf içi etkinliklerle sınırlı olduğunu düşünmek yanlış.
Beşinci sınıfların müfredatındaki derslere dil öğrenme yetileri (okuma, yazma, dinleme, konuşma) açısından bakıldığında da haftada 15 saatlik bir programda bunun gerçekleştirilmemesi için bir sorun olmadığını görüyoruz. Daha önce başka bir görüş bildirme durumunda aşağıdaki gibi bir önermede bulunmuşum:
Lisede İngilizce eğitimindeki anlayışta değişikliğe gidildi. İngilizce’nin bir dünya dili olarak algılanması gerektiği vurgulanıyor. Yeni müfredat daha fazla günlük yaşam ve kullanıma odaklanacak etkinliklerden oluşuyor. Öğretim programı öğrencilerin bir İngiliz gibi konuşmasından ziyade kendilerini düzgün şekilde ifade etmesine odaklanmalı. Doğru uygulandığında ve öğretmenlere gerekli hizmet içi eğitimler verildiğinde bu yoğun program sonrasında öğrencilerin İngilizce seviyelerinin yükseldiği görülecektir.