Güncelleme Tarihi:
Türkiye, şu anda kapsamlı ve uzun vadeli bir eğitim reform süreci uyguluyor. İngilizce öğretimine, öğrenimine ve değerlendirmesine ilişkin geniş kapsamlı değişikliler yapılmadan önce Türkiye’deki mevcut durumu iyi tespit etmek gerekiyor. Yürüttüğümüz araştırma Türkiye’deki devlet okullarında İngilizce öğretimini analiz ediyor ve çok önemli saptamalarda bulunuyor.
Araştırma sonuçları gösteriyor ki, öğrenciler okulda İngilizceyi günlük hayatta nasıl kullanacaklarını değil dil bilgisini öğreniyorlar. Öğretmenler zamanın çoğunu kendileri konuşarak, önemli bir kısmını da Türkçe konuşarak geçiriyor. Bu durum öğrencilerin İngilizce dinleme ve konuşma pratiği yapmalarına çok az fırsat tanınıyor. Öğretmenler, mevcut müfredatın kendilerini engellediğini hissettiklerini ve özellikle de İngilizce konuşmayan müfettişlerce yürütülen teftiş sürecinin uygulamalarını değiştirmeye yönelik yapıcı bir geri bildirimden ziyade, korkulu bir çileye dönüştüğünü söylüyorlar.
Ama iyimser olmak için bir neden var
Genellikle öğrencilerin İngilizce’yi öğrenememe nedeni ile ilgili, öğretmenlerinin yeterince yüksek standartlarda İngilizce konuşmuyor olduğuna dair yanlış bir algı var. Araştırmamız sorunun genellikle öğretmenlerin İngilizce düzeyi değil, öğrenmeye olan yaklaşımları olduğunu ortaya koyuyor. Daha da önemlisi, özellikle de konuştuğumuz öğretmenlerin mesleki gelişim fırsatlarına karşı son derece istekli olduklarını düşünürsek bu değiştirilebilecek bir durum. Türkiye’de İngilizce öğretmenleri duruma alaycı ve bıkkın bir tutum izlemekten çok uzaktalar. Aksine, öğrenmeye, gelişmeye ve öğrencilerinin ufkunu genişletmeye çok istekliler.
Önerilen adımlar
British Council ve TEPAV, araştırmanın sonuçlarını paylaşmak üzere Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’yı ziyaret etti. Bu araştırma, Türkiye’nin 12 ilinde, 48 okulda, 78 İngilizce sınıfında gözlem, 87 öğretmenle yarı-yapılandırılmış görüşmeler ve 21 bin öğretmen, öğrenci ve veliyle yapılan anketi kapsıyor. Araştırma sonuçlarına dayanarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na aşağıdaki önerileri sunduk.
Hizmetiçi öğretmen gelişiminde kapsamlı bir revizyon
Kariyerinin her aşamasındaki öğretmenler için modern öğretim teknikleri ve sonuçlarına odaklanan, ulusal, devamlı bir mesleki gelişim çerçevesi geliştirilmeli. Arzu edilen sınıf uygulamalarına katılım ve ek sertifikasyon alınması bir hizmet gerekliliği olmalı ve ödüllendirilmeli. Sürekli mesleki gelişim, özellikle bir iletişim aracı olarak İngilizce öğretimine odaklanmak gerekiyor.
Tam zamanlı eğitmen/ mentor havuzu oluşturma
Yukarıdaki hedeflere ulaşmak için bölgesel olarak tam zamanlı öğretmen eğitmen/mentor havuzları belirlenmeli ve bu yönde yatırım yapılmalı. Bu mentor/öğretmen-eğitmenler yerel bazlı okul kümeleri aracılığıyla etkin çalışmalar yürütmeli.
Revize bir müfredat geliştirme
Sınıf öğretmenlerinin mesleki gelişimlerinin bir parçası olarak verecekleri destekle, revize bir müfredat ve ilgili eğitim materyalleri geliştirilmek gerekiyor. Bu çerçevede ek içerik-bazlı ders kitapları ve işlevsel hedefler yer almalı. Bu şekilde öğretmenler öğrencilerine İngilizce iletişim kurabilmeleri için gerçek nedenler sunabilecek, materyaller öğrencilerin farklı ihtiyaç ve ilgi alanlarına cevap verebilecek ve böylelikle 2’nci sınıftan 12’nci sınıfa gerçekçi bir ilerleme kaydedilecek. Öğrenciler daha önceki yıllarda işlenen konuları tekrar etmeyecek.
Müfettişlerin rolünü dönüştürme
5-10 yıllık bir dönemde İngilizce derslerinin teftişi, teftiş+süpervizyon olarak değişmeli. Yapıcı bir teftişte odak noktası, öğretmenlerin ne yapabildiği ve olası zayıf yönleri desteklemek için bunun üzerine neler konulabileceği olmalı. İngilizce dersinin müfettişlerinin, konunun uzmanları olması gerekiyor. Dolayısıyla, Milli Eğitim Bakanlığı bu rolü üstlenecek kişileri sınıf ortamından seçmeli. Kıdemli öğretmenler ya da İngilizce öğretim kabiliyeti ile tanınmış öğretmenler de bu pozisyona başvurabilmeli.
Değerlendirme yaklaşımında revizyon
Değerlendirmeyle ilgili modern düşünüşü yansıtan güncel bakanlık belgelerinin uygulamaya konulmaya konulması, öğretmenlerin, resmi değerlendirme/sınav sürecinin yanı sıra, sürekli değerlendirme, portföy, öz/akran değerlendirmesi gibi yöntemleri kullanma konusunda teşvik edilmesi gerekiyor. Öğretmenler genellikle “teste yönelik öğretim”e odaklanıyor. Ulusal düzeyde değerlendirme formatı değiştirilerek konuşma ve dinleme bileşenleri de eklenirse, öğretmenler bu bileşenlere sınıfta daha çok ağırlık vereceklerdir.
Şimdi ne olacak?
Bu önerilerin daha da geliştirmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’yla deneyimlerimizi paylaşmak ve işbirliği içinde destek vermek amacıyla, TEPAV ve British Council olarak, Nisan 2014’te, Bakanlık, YÖK, akademisyenler ve öğretmenlerin katılacağı bir toplantıda bu önerileri irdelemek üzere biraraya geleceğiz.
British Council hali hazırda Türkiye’de İngilizce eğitimi alanında çalışan uygulayıcıları aktif olarak destekliyor. Örneğin 18-19 Mart’ta hizmet öncesi öğretmen eğitimi sempozyumunda biraraya gelerek, hizmet öncesi öğretmen eğitiminde pratiğin rolünü ve bu pratiğin öğretmen adaylarını sınıfın gerçeklerine yeterli düzeyde hazırlayıp hazırlamadığını tartıştık.
FATİH Projesi tabletlerine önceden yüklü ücretsiz uygulamalar sağlıyoruz. Buna ek olarak, sınıfta materyallerin etkin kullanımıyla ilgili 10 saatlik bir öğretmen gelişim programı çerçevesinde desteklenen “İngilizce Kulübü” için de içerik geliştiriyoruz.
Bu tarz girişimlerin daha geniş çapta sistemli gelişmelerle eşleştiğinde, ülke çapında, İngilizce sınıflarında, öğrencilerin öğrenme deneyimlerinde başarılı bir dönüşüm yaratma potansiyeli taşıdığına inanıyoruz. Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili daha detaylı bilgi almak isteyenler, rapora British Council web sitesi üzerinden ulaşabilirler.