Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Mehmet Demirbağ, Elazığlı çiftçi bir babanın oğlu. Atatürk Üniversitesi işletme lisans eğitiminin ardından aldığı bursla lisansüstü çalışmaları için İngiltere’ye giden akademisyen, yaklaşık 30 yıldır orada. İngiltere’de birçok lider üniversitede ders veren deneyimli akademisyen, işletme dünyasını da yakından tanıyor. Gençlere başarı için inatçı olmaları ve kırılma noktasına gelmeden yeni yollar belirlemeleri gerektiğini söyleyen Demirbağ, işletme eğitimi alan öğrencilere de birinci sınıftan itibaren staj yapmalarını öneriyor. TAF Network tarafından organize edilen 5’inci Yurt Dışı Farkındalık Zirvesi için İstanbul’a gelen Prof. Dr. Demirbağ, şunları anlatıyor:
Elazığlıyım. Babam çiftçiydi. Üniversite eğitimi için Erzurum’a, Atatürk Üniversitesi’ne gittim. Ardından burs alarak İngiltere işletme analizi konusunda lisansüstü çalışmalarımı tamamladım.İngiltere’nin çeşitli üniversitelerinde ders veriyor, araştırmalarımı sürdürüyorum. Yüzlerce öğrencim oldu. Aralarında dünyanın önde gelen şirketlerinde çok iyi pozisyonlarda olanlar da var. 2015’ten beri Essex Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde dekan yardımcısıyım. Gelişmekte olan ülkelerden çıkan çok uluslu şirketler konusunda çalışıyorum. Bu konuda İngiltere’de yayımlanan iki kitap yazdım.
İngiliz eğitim sistemi size güven veriyor. Yabancı olmam hiçbir zaman problem olmadı. Çalışmalarımı rahatça yapabileceğim, akademik olarak güçlü bir ortam var. İngiltere’de bir akademisyenden yüksek performans beklenir. Kapağı attım, kalırım diyemezsiniz. Profesör de, kürsü başkanı da olsanız, sizin o kurumda kalmanızı sağlayacak unsur üreticiliğiniz.
GÜÇLÜ OLDUĞUNUZ ALANLARI ÖNE ÇIKARIN
İngiltere’de üniversiteler sizi kutucuklarla değerlendirir. Yani İngiltere’de eğitim almayı düşünen öğrenciler, kendilerinden bu boş kutucukları doldurmalarının beklendiğini bilmeli. Sadece akademik performans değil, sanat, spor ve diğer etkinliklerdeki başarılarınız da önemli. Ama sistem katı değil, esnek. Bir alanda çok başarılıysanız, onu güzel bir şekilde öne çıkararak da kabul şansınızı artırabilirsiniz.
Her şey eğitim alırken ne yaptığınızla ilgili. Sizin istihdam edilebilirliğinizi artırmanız gerekiyor. Bunun için İngiltere’de öğrencileri birinci sınıftan itibaren firmalarla tanıştırırız. Firma yöneticilerini okullarda ağırlarız. Türkiye’de işletme öğrencileri sürekli yeni insanlarla tanışsınlar ve staj programlarına katılsınlar. Böylece lisans eğitiminin sonuna geldiklerinde artık sektörü tanıyabilecek durumda oluyorlar. Öğrenciler zaten bir iş başvurusunda kendilerine deneyim sorulduğunu, mezun olduklarında görecekler. Rakipler çok güçlü. Ayrıca iyi ortalamalar da önemli. Ben iş insanı olsam, parlak ve deneyimli yeni mezunları tercih ederim. Türkiye’de tanıdığım CEO’lar da aynı eğilimde. Son olarak öğrencilerin çalışmak istedikleri sektörü neden seçtikleri sorusuna da verebilecekleri güçlü bir yanıtları olmalı. Sadece diploma değil, kendine güvenen mezunlar sektörde yükselecek.
DEĞERLENDİRME İYİ YAPILMALI
Türkiye’de yükseköğretim kurumlarının takibi ve ölçümlenmesi konusunda önemli eksiklikler var. Kurumlarda akademik kaliteden istihdam oranlarına, bu tip bilgilerin güncel bir şekilde sağlanması gerekiyor. Örneğin İngiltere’de Guardian ve Financial Times gibi gazeteler bunu yapıyor. Ülkedeki yükseköğretim kurumlarını birçok kritere göre değerlendiriyor. Bunun bir an önce Türkiye’ye de gelmesi lazım.
İNANIN
Başarının sırrı; inatçılık, pes etmemek, özgüven, inanç, kırılma noktasına varmadan yeni yollar bulabilmek. Kırılmak kolay. Önemli olan buna rağmen kendinize yeni bir rota belirleyebilmek. Ayrıca özgüvenle ileri doğru atılabilmek.