Güncelleme Tarihi:
‘Ders Arası Dil Molası’ projesi, ilkokul öğrencilerinin, İngilizceyi günlük hayatın içerisinde aktif olarak kullanmasını ve İngilizce'nin öğrenilebilir, konuşulabilir bir dil olduğunu görmelerini sağlayarak yabancı dil bilgilerini geliştirmeyi amaçlıyor. Sarıyer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Boğaziçi Üniversitesi'nin ortaklaşa hayata geçirdiği projeyle Sarıyer'deki 6 devlet okulundaki toplam 400 öğrenci, haftada iki gün teneffüslerini İngilizce öğrenecekleri "Spoken Cafe" de geçiriyor. Öğrenciler, Boğaziçi Üniversitesi'nden gelen İngilizce öğretmen adayları rehberliğinde, İngilizce konuşarak ve çeşitli etkinliklere katılarak dil öğreniyor. Geçen yıl başlayan proje hakkında bilgi veren Proje Koordinatörü Sarıyer İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Melek Yaşar, eğitimcilerin yaptıkları gözlemlerde öğrencilerin yabancı dilden çekindiklerini ve belli bir seviyeye gelmekte zorlandıklarını söyledi. Yaşar, yabancı dil eğitimi için ne yapılabilir düşüncesiyle yola çıktıklarında ‘Ders Arası Dil Molası’ projesini hayata geçirmeye karar verdiklerini söyledi. Artık dünyada birçok ülkede öğrencilerin birden fazla yabancı dil konuşabildiğini vurgulayan Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öğrencilerimizi yabancı dile motive edecek, dersin dışında çocuğun merak duygusunu geliştirecek, kendi merakıyla yabancı dile ait kelimeleri kavrayacak oranda imkanlar sağlamak istedik. Bu amaçla devlet okullarında proje için özel olarak dizayn edilmiş, tematik köşeler, oyun-bulmaca masaları ve okuma alanları ile donatılmış 'Spoken Cafe'ler kurduk. Sonra Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe Gürel hocamıza konuyu ilettik. Onlar da müfredat programıyla uyumlu hem eğlenceli hem de çocuklara yabancı dili sevdirecek, yabancı dile onları yakınlaştıracak bir program hazırladılar ve staj programlarına entegre ettiler."
STRES YOK
Melek Yaşar, yabancı dilin ders dışında, hayatın olağan akışı içinde de öğrenileceğinin mümkün olduğunu öğrencilere göstermeyi amaçladıklarını belirterek, "Kafe ortamında stres yok, çocuklar hem meyvesini yiyor hem eğleniyor hem de İngilizce öğreniyor. Dil, konuşuldukça merak, ettikçe geliştirilebilecek bir alandır. Dil dersin içine hapsedildiği zaman istenilen
sonuca gidilemiyor. Biz, çocukların yabancı dili yaşadığı günlük hayatın içerisinde de devam ettirmesini istiyoruz" dedi.
Projeye destek veren Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe Gürel de şunları söyledi:
"Öğrencilerimiz stajlarının bir ayağı olarak devlet okullarındaki 3’üncü sınıf öğrencilerine kafe ortamında rahat, canlı, neşeli bir şekilde İngilizce eğitimi veriyor. Kendileri de bir taraftan dil öğretme konusunda deneyim kazanıyor. Proje sayesinde öğretmen adaylarının hem devlet hem özel okullardaki ortamları gözlemleme imkanı buluyor. Projenin bir de bilimsel ayağı var. Proje, ilkokul çağındaki öğrencilere verilebilecek dil eğitiminde neler yapılabileceğine dair çeşitli araştırmalara da kaynak olabilir.”
Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Staj Programı Koordinatörü Sumru Akcan da projenin, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversite, devlet ve özel okulların ortaklığında, başarılı projeler gerçekleşebileceğine güzel bir örnek olduğunu söyledi.
‘OYUNLA İNGİLİZCE ÖĞRENİYORUZ’
İngilizce eğitimi alan ilkokul 3’üncü sınıf öğrencisi Ömer Yüksel, oyunlar oynayarak İngilizceyi daha iyi öğrendiğini ve geliştirdiğini belirterek, "Bize bu sınıf çok faydalı oldu. İngilizce öğrenmek çok zevkli. Burada oyunlar oynuyoruz, etkinlikler yapıyoruz" dedi
Belinay Ayhan da İngilizceyi eğlenerek öğrendiklerini dile getirerek, "Deneme sınavlarında, diğer 3’üncü sınıflara göre daha başarılı oluyoruz. Pratik yaptığımız için konuşmamız gelişiyor. Öğretmenlerimiz, etkinlik yaptırıyor, oyunlar oynatıyor. Burası İngilizce öğrenmeyi zevkli hale getiriyor" diye konuştu.
Programa stajyer öğretmen olarak katılan Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği son sınıf öğrencisi Rümeysa Olgun da proje sayesinde sınıf tecrübesi edindiklerini, bunun kendileri için büyük bir fırsat olduğunu vurguladı. Olgun, "Yine bildiklerimizi çocuklarla paylaşmak, onlara bir şeyler öğretmek de bizim için bir ayrıcalık. Onların geliştiğini gördükçe biz de tabii ki gururlanıyoruz. Büyük bir ilerleme kaydettiklerini düşünüyorum. Onların burada güzel vakit geçirdiklerini düşünüyorum. Burası sınıf ortamından daha sosyal bir ortam. O nedenle çocuklar daha motivasyonlu geliyorlar. Ödev vermiyoruz. Çocuklar buraya kaygı duymadan geliyorlar. O yüzden burada gerçekten öğrenebildiklerini düşünüyorum. Bizim için de güzel bir tecrübe oluyor" değerlendirmesinde bulundu.