Güncelleme Tarihi:
AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, belli bir yaşın altındaki çocuklara YouTube, Facebook ve Twitter gibi sosyal medya araçları kullanımının yasaklanacağını açıkladı. Bakan, yasaklamada yaş sınırının 12 mi, 16 mı olacağı yönünde çalışma yapıldığını belirtti.
Çocukların güvenli internet kullanımı için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Başkanlığı’nın tüm bakanlıkların katıldığı bir çalışma başlattığını açıklayan Ramazanoğlu, “Biz de bu çalışmaya dahiliz. İçişleri, Milli Eğitim, Adalet bakanlıkları gibi bazı bakanlıkların katıldığı bir çalışma var. Burada getirilecek olan yaş sınırında henüz nihai karara varılmadı. Ne kadar yasal düzenleme yapılsa da ailenin tutumu çok önemli. Aileleri eğitmemiz lazım. Anne ve babalar çocuklarının çantalarına baktıkları kadar cep telefonlarına ve bilgisiyarlarına da girip bakmalılar” dedi. Çalışmayla, çocukların sosyal paylaşım ağlarını kullanması veli izniyle mümkün olabilecek. Ad, soyadı, doğum tarihi gibi kişisel verileri toplayarak hizmet veren e-mail web siteleri, sosyal paylaşım siteleri, bloglar ve hatta arama motorları için söz konusu hüküm geçerli olacak. Uzmanlar ise konuyla ilgili şu uyarıları yapıyor:
ERGENLE İNATLAŞMAK
Sakine Aykanat (Çocuk ve Ergen Psikoloğu): Yasaklarla hiçbir yere varılmaz. Yasak yerine bilinçlendirilmeliler.Çocuk yasaklarla kurallara uymaz. Her şeyi gizli yapmaya başlar. Bu bireyselden çok, toplumsal bir soruna dönüşür.
Berk Karaoğlu (Psikolog): Özellikle ergenlere yasak koymak, onlarla inatlaşmaktır. Bakanın vurgulamak istediği çocukları yanlış insanlardan korumak, ama yasakla yapamayız. Önce anne baba, sonra çocuk bilinçlendirilmeli.
Prof. Dr. Galip Yüksel (Gazi Üniversitesi PDR Öğretim Üyesi): Yasak çözüm değil, yasakla çocuğun konuya ilgisi daha da artar. Sokak, okul gibi alanlarda güvenli yaşamayı öğrenen çocuk, internet ortamında da aynı hassasiyeti gösterir. Anne-babanın sosyal medya ile ilgili çocuklar üzerindeki kontrolü önemli ama bunu zorlamadan, baskı kurmadan yapması gerekiyor.
Sorunu çözmez
Prof. Dr. Berrin Akman (Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi): Önemli olan internetteki içerikler ve kontrolün sağlanması. Bu, çocuğa belli edilmeden yapılmalı. Çocuk bilgisayar başından kalktıktan sonra neler yaptığına bakılmalı.
SİTELERLE DE GÖRÜŞÜYORUZ
Fatih Sayan (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı): Sunduğumuz güvenli internet paketleriyle ilgili hizmetleri yaygınlaştırmak üzerine çalışıyoruz. Yaş sınırlamalarıyla ilgili bölümler, Aile Bakanlığı’nın vereceği kararlar. Yapılan düzenlemeler kapsamında, daha önce güvenli internet paketlerini uygulamaya soktuk. Sonuçta çocukları sosyal medya ve internet kaynaklı kötü durumlardan korumak ana amaç. Ama bunun için yapılan çalışmalar tek bir düzenlemeyle bitmiyor. Sürekli olarak bu konularda çalışıyoruz. Yaptığımız çalışmalarda isteğe bağlı olma durumu öne çıkıyor. Sosyal medya siteleriyle de görüşüyoruz, çalışmalar yapıyoruz. Daha çok bizim üzerinde durduğumuz şey, mevcut çalışmaların ve olanakların nasıl daha fazla tanıtılacağı ve yaygınlaştırılacağı. Bu konu üzerinde mesai harcıyoruz.
ÖNCE SINIRLAMA SONRA ESNETME
MİLLİ Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanlığı’ndan valiliklere gönderilen 25 Aralık 2014’teki yazıyla okul yöneticileri, öğretmenler ve diğer personelin öğrencilerle ilgili ses, görüntü ve video kayıtlarının sosyal medyada ve diğer ağlarda yayınlanmaması için devlet okulları uyarıldı. Yazıda, buna uymayanlar hakkında yasal işlem başlatılacağı belirtildi. Yasağın ne tür ses, görüntü ve videoları kapsadığı tartışıldı. 7 Ocak 2015’te MEB Rehberlik ve Denetim Başkanlığı’nca yapılan duyuru ile konuya açıklık getirildi. Eğitim öğretim ile ilgili kamuoyuyla paylaşılmasında fayda görülen uygulamaları içeren ‘ses görüntü ve videoların’ öğrenci velisinin izniyle okulların web sayfalarında paylaşılabileceği belirtildi.
1 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanan MEB yönetmeliği ile liselerde Twitter ve Facebook gibi sosyal medya araçlarının kullanılmasına izin verildi. Ancak sosyal medyanın zararlı, bölücü ve yıkıcı amaçlar için ve “toplumsal ahlak kuralları ile bağdaşmayan” şekilde kullanılması yasaklandı. Buna göre sosyal medya üzerinden “kişilere, arkadaşlarına ve okul çalışanlarına hakaret” kısa süreli uzaklaştırma, “bölücü, yıkıcı ve ahlak dışı kullanım” ise atılma cezası ile ilişkilendirildi. Eğitim uzmanları buna tepki göstererek, düzenlemeyi ‘aşırı, sert ve ağır’ buldu.