Güncelleme Tarihi:
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama programı İstanbul’da İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız ve İstanbul Valisi Vasip Şahin‘in katılımıyla yapıldı. Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk koyduktan sonra Cemal Reşit Rey Konser Salonu’ndaki kutlama programında konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, öğretmenliğin önemine değinerek şunları söyledi:
“Bu mücadele bir ülkenin geleceği çocukları yetiştirme davasıdır. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş bütün öğretmenlerimize, şehit olan, vefat eden öğretmenlerimize rahmet diliyoruz. Onlara şükran borçluyuz. Aramıza yeni katılan genç öğretmenlerimiz var. Yeni gelen arkadaşlarımıza da hoş geldiniz, diyoruz. Öğretmenler emekli olduktan sonra insan yetiştirmeye devam ediyor, emekli olan öğretmenlere de mutluluk, huzur, sağlık diliyoruz. Kırgısiztan’dan gelen öğretmenler de burada. Onlarla gurur duyuyoruz. Huzurevinde kalan öğretmenlerimizi de buradan saygıyla selamlıyoruz. İstanbul’da 2 milyon 700 bin öğrenciye 128 bin öğretmenle 6 bin okulda hizmet veriyoruz.
Türkiye’nin çağdaş ülkeler seviyesinde ve iyi bir eğitim çıktısı olması için sadece yardımcı kaynaklar, kitaplar yetmiyor. Fatih Projesi ile öğrencilere tabletler dağıtıyoruz. Ama biliyoruz ki dünyanın en iyi teknolojisini de getirseniz en büyük değer öğretmenlerdir. Büyük emeklerle ortaya çıkardığınız katma değerlerden dolayı millet olarak sizlere şükran borçluyuz. Günün her saati takdir edilmeye değer bir mesleği yapıyorsunuz. 2015-2016 yılında müfredat değişikliklerinin yapıldığı, sorunların çözüldüğü, büyük değişimlerin olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu yıl, öğretmen yılı olarak ilan edildi. Başta özlük hakları olmak üzere öğretmenler odasında tartışılan her ne varsa bunların masaya yatırılacağı, iyileştirileceği bir yıldayız.”
ÖĞRETMENLERİ DESTEKLEMEK ZORUNDAYIZ
İstanbul Valisi Vasip Şahin de programda öğretmenlere seslenerek şöyle konuştu:
“Bugün ‘Gelecek nesil sizlerin eseri olacaktır’ diye sizlere hitap eden Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başöğretmenlik unvanına eriştiği 87’nci yılını kutluyoruz. Hepimize kutlu olsun. Bütün dinler, milletler öğretmenliğe ayrı önem vermiş ama bizim milletimiz kadar öğretmenlere özel değer vermemiştir. Öğretmenler anne baba hakkının yanında üçüncü hak sahibi, üçüncü önemli insan olarak dile gelmiştir. Birçok kez şahit olduğum Cumhurbaşkanımızın elini öpmek isteyenler oldu. Her seferinde bıkmadan usanmadan şunu söylüyor: ‘El öpmeyin lütfen. Üç kişinin eli öpülür. Anne, baba ve öğretmen.’ Yani cumhurbaşkanından bile değerlidir. Bu bizim milletin vermiş olduğu bir payedir. Eti sizin kemiği bizim tabiri ile öğretmene teslim edilen yavru onun olmuştur. Anne-baba kendi verdiği terbiye yanında öğretmenin terbiyesine de güvenir. Öğretmen aynı zamanda mürebbiyedir. Böyle olunca öğretmenlerin toplumda saygınlığı da yükseliyor. Bugün öğretmenlerimiz hak ettiği yerde mi? Hak ettiği saygınlıkta mı? Diğer mesleklere göre evet. Ama hâlâ istediğimiz ölçüde bir yere sahip olması noktasında bir şeyler daha yapmamız gerektiğini toplum, idareciler, öğretmenler olarak düşünüyorum. Yani biz o mesleği eski saygınlığına yükseltmek noktasında birçok şey yapmalıyız, yapabiliriz. Öğretmenler eline aldığı hamuru kendi sanatı, kabiliyeti, becerisiyle onu şekle çevirir ve insan diye bir şey ortaya çıkar. Bu insan toplumun genelini oluşturur. Bizim toplumun güzelliği, muhasır medeniyet seviyesinde ilerleyişi bizlerin sanatta, kendi mesleklerinde başarınızla doğru orantılı olarak yükselecek. Öğretmenlere güveniyoruz. Öğretmenlerimiz içindeki şartlara bakmaksızın çocuklarına nasıl ilgi gösteriyorsa öğrencilere de aynı eğitimi vermek için elinden geleni yapıyor. Bu nedenle devletim adına sizlere teşekkür ediyorum.
HESABINI ÖĞRENCİLERDEN ÇIKARMAMALIYIZ
Toplumda ilerleme, gelişme adına ne olmuşsa en büyük pay öğretmenlere ait. Ama toplumda bozulma, geriye gitme adına da ne varsa maalesef bu da öğretmenlere ait. Bu, toplumun geleceğini etkileyen bir meslek. Öğretmenlerimizi ekonomik, sosyal ve kültürel olarak desteklemek zorundayız. Herkes öğretmenin sosyo-ekonomik seviyesinin yükseltilmesinde hemfikir. Bunun için devletimizin bütününde en büyük bütçe eğitime ayrılıyor. Bu imkânlar zorlanarak en iyi yapılmaya çalışılıyor. Ama öğretmenler daha güzelini hak ediyor. Ne kadarını verirsek öğretmenlerimiz bunun kat kat fazlasını öğrencilere veriyor. Fakat bugün bunu sağlayamıyoruz, diye hesabını öğrencilerden çıkaramayız. Gelecek nesillerden çıkaramayız. Bize bu imkânları sağlaması için gereken mercilere, makamlara taleplerimizi öğretmenler olarak bildirmeye devam etmek zorundayız. Bu sizin hakkınız. Ama yanı zamanda bunlardan bağımsız olarak öğrencileri geleceğe en iyi şekilde hazırlamak bizim görevimiz. Bu ikisi aynı şeklide hesaplanacak iş değil, bambaşka kalemler. Bizler öğrencileri en iyi biçimde geleceğe hazırlamak zorundayız. Bir öğrenci öğretmenin karşısına çıktığında, onun sayesinde bir yere geldiğini söylediğinde en büyük ücret bu oluyor. Hepimiz bunu yaşamışızdır. Öğretmenlik bir maddi getiri karşısında yapılacak bir meslek değil. Bu mesleğin maddi tarafından ziyade manevi tarafı çok önemli. Bütün öğretmenlerin bu mesleği saygıyla, muhabbetle, bilerek isteyerek tercih ettiğini düşünüyorum. Bütün öğretmenlere, genç öğretmenlere başarılar diliyorum. Emekli öğretmenlere emekleri için teşekkür ediyorum.”
BAKAN AVCI’NIN MESAJI OKUNDU
Konuşmaların ardından Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın videolu mesajı da gösterildi. İstanbul’ daki kutlama programı emekli öğretmenlerin konuşması, şiir yarışmasında birinci olan öğrencilere ödüllerin verilmesi, halk oyunu gösterisi, mesleğe yeni başlayan öğretmenlere plaket verilmesi ile sona erdi.