Güncelleme Tarihi:
Yaşar Üniversitesi’nde düzenlenen ‘İklim Değişikliği ve Önleyici Yenilikçi Teknolojiler’ panelinde konuşan Kaliforniya Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve 4’üncü Selçuk Yaşar Ödülü Sahibi Prof. Dr. Mihri Özkan, atmosfere salınan ve iklim değişikliğinin en önemli nedeni olan karbon emisyonlarının azaltılması için kullanılan, karbondioksitin doğrudan havadan yakalanması (DAC) teknolojisine dikkat çekti. Panelde bu teknolojinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Özkan, şunları söyledi:
YAKLAŞIK 1 MİLYAR İNSAN ÖLEBİLİR
“DAC, iklim değişikliğiyle mücadelede çok önemlidir. Doğal gaz işleme, çimento üretimi, demir ve çelik üretimi, amonyak ve üre üretimi, biyoyakıt kullanımı gibi kaçınılması zor olan karbon emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunur. Bununla birlikte, mevcut üretim teknolojileri kullanılarak önlenemeyen ve yılda yaklaşık 1,9 milyar ton endüstriyel karbondioksit emisyonuna tekabül eden bu emisyonları dengelemek için DAC teknolojisinden yararlanılabilir. Şu anki bin ton karbon emisyonu, gelecekteki insanların hayatını etkiliyor. Yüzyılın sonunda yaklaşık bir milyar insan ölebilir. Verilerle kanıtlanan bu durumları algılayıp neler yapılabilir diye düşünmemiz gerekiyor. Bunun için de inovasyon şart.
EN EKONOMİĞİ JEOTERMAL ENERJİ
Endüstriyel üretimi en çok yapan ülkenin en çok emisyonu da ürettiğini tahmin ediyoruz. Her yıl 38 gigaton karbondioksit atmosfere salınıyor. Bu hızlanmayı durdurmak biraz zor olacak. Karbondioksit gazı bir battaniye gibi dünyayı sarıyor ve bu battaniye yüzünden ısı hapsoluyor. Karbondioksitin doğrudan havadan yakalanması tekniğinde fanlar devreye giriyor. Gaz ısıtılarak yüzeyden ayrılıyor ve depolanıyor. Çalışmalarımız sonucunda, jeotermal enerjinin en ekonomik olduğunu ortaya koyduk. Yüzde 42 daha ucuz. DAC da enerji kaynağı olarak kullanılabilir.”
PLASTİK ATIKLARDAN PİL YAPILDI
Kaliforniya Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Sinan Özkan ise global pil pazar büyüklüğünün 2024’te 132,55 milyar dolar olmasını beklendiğini belirterek şunları söyledi:
“Elektrikli arabalar gittikçe ucuzluyor. 2028 yılında ne olursa olsun elektrikli araba daha hesaplı hale gelecek. 2050’ye kadar yaklaşık yaklaşık 2 milyar araba yollarda olacak. Fakat günümüzde pil üretimi ve şarj istasyonu sorunları var. Son çalışmamızda, polietilen tereftalat (PET) plastik atığını şarj edilebilir lityum iyon piller için süper gözenekli bir aktif karbon malzemesine dönüştürdük. Plastik atıkları alıp önce erittikten sonra kumaşa çevirdik. Bu kumaştan da pil yaptık. Kumaşı kesip pil malzemesi olarak kullanabiliyoruz. Ayrıca, daha önce mantardan da batarya üretmiştik. Bu malzemelerle yapılan piller hem çevreye zarar vermiyor hem de yüksek performans sağlıyor.”
İŞ BİRLİKLERİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR
Panelde konuşan Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Tüm dünyanın ortak sorunu olan iklim değişikliği, karşı karşıya olduğumuz en önemli küresel sorunlardan biri. Ortak geleceğimizi iyileştirmek bizlerin elinde. İşte tam da bu noktada önleyici yenilikçi teknolojiler devreye giriyor. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliğini artırıcı çözümler ve sürdürülebilir tarım uygulamaları alanları başta olmak üzere gerçekleşen hızlı ilerlemeler umut vadediyor. Bu teknolojilerin benimsenmesi ve yaygınlaştırılması için, iş birliklerinin güçlenmesi gerekiyor” dedi. Yaşar Üniversitesi Vekil Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller ise, “Üniversite olarak topluma hizmet, çevreye dikkat konularını önemsiyoruz. Akademik araştırmalarımızda özellikle önleyici, yenilikçi teknolojilere odaklanıyoruz.” diye konuştu.
DAC (DİRECT AİR CAPTURE) NEDİR?
Karbon emisyonunu azaltmak için uygulanan bir yöntem olan karbondioksitin doğrudan havadan yakalanması (DAC) yöntemi şu şekilde uygulanıyor: Endüstriyel kaynaktan salınan gazı, içinde çözücü madde bulunan bir emiciye gönderildikten sonra bu gazın içindeki karbondioksit toplanıyor ve diğer gazlar geri bırakılıyor. Sonrasında çözücü madde, karbondioksitten ısı kullanarak ayrıştırılıyor ve geri dönüştürülerek yeniden kullanıma sokuluyor. Arıtılmış karbondioksit ise yerin altında, kayalarda depolanıyor.