Güncelleme Tarihi:
1. yüzyıldan itibaren Platon'un kuramını eleştiren birçok felsefi akım ortaya çıkmıştır. Bu akımların başında maddenin ve uzayın ezeli olduğunu savunan materyalizm gelir. Bunun dışında deterministler ve Pozitivistler de Platon'un idealar kuramını eleştirmiş, mutlak gerçekliğin üç boyutlu evrenle sınırlı olduğunu savunmuşlardır.
İdealar Kuramı Platon'un ortaya attığı, daha sonra Farabi, İbn Sina ve İbn Rüşd gibi İslam filozoflarının geliştirdiği bir felsefi bir disiplindir. Platon, bu kuramı mağara metaforuyla anlatılır. Bir mağarada zincirlenmiş olan kişilerin özgürlükleri kısıtlanmıştır. Ne mağaradan dışarı çıkabilirler ne de başlarını sağa sola çevirebilirler.
Ancak hiçbiri zincirlerinden kurtulmayı istemez. Çünkü her biri mahkumiyeti en başından kabullenmiştir. Ancak bir gün içlerinsen birisi, mağaranın dışında ne olduğunu merak eder. Saatlerce uğraştıktan sonra zincirlerinden kurtulur ve dışarı adımını atar. Güneşin parlak ışığını ilk kez gören bu kişi, gerçek özgürlüğün ve aydınlığın ne olduğunu kavrar.
Bu alegorik öyküde mağara, görüngüler dünyasını, güneş ise idealar dünyasını simgeler. Mağaraya vuran güneş ışığı soluk ve yetersizdir. Hakikatin ışığı ise dışarıda, yani mutlak özgürlüktedir.
İdealar Kuramının Özellikleri Nelerdir?
İdealar kuramına göre beş duyu ile algılanabilen ve temas edilebilen varlık birer illüzyondan ibarettir. Onlar mutlak surette algılanabiliyor olması, hakiki oldukları anlamına gelmez. Duyu organlarının da aldatıcı olduğuna dikkat çeken Platon'a göre mutlak hakikat, her şeyin tam anlamıyla mükemmel olduğu idealar dünyasındadır.
İdealar kuramı Tanrı inancına dayanır. Yaratılan her şey Tanrı'nın bir parçasıdır. Ancak özden koptukları için saflığını kaybetmişlerdir. İnsanın yapması gereken şey özüne, yani idealar evrenine geri dönmektir.
İdealar Kuramı Sudur teorisinin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Sudur Teorisine göre, kainattaki her şey bir İlk Neden'e dayanır. İlk Neden, var olma nedeni yine kendisi olan Mutlak Varlık demektir. İbn Rüşd, Allah'ı El Evvel El Vahid yani İlk Bir olarak tanımlamıştır. Farabi ise İdeal Devlet kitabında, kainatın yaratıcısı için İlk Akıl ifadesini kullanmıştır.
Sudur Teorisi ile İdealar Kuramı birçok açıdan benzerlik gösterir. Her iki teoride de Allah, maddi değil salt ruhani bir varlık olarak nitelendirilmiştir. İdealar dünyasındaki her şey de maddeden değil tözden oluşur. İslam felsefesinde İdealar Evren'in karşılığı Melekut Alemi'dir. Her iki alemde de sadece zihinle kavranabilen varlıklar mevcuttur.
Tasavvuf edebiyatında Eflatun adıyla anılan Platon büyük önem taşır. Divan şairlerinin Bezm-i alem olarak ifade ettiği dünya, idealar evreninin bir parçasıdır. Kalu- Bela adıyla da bilinen bezm-i alem, ruhların dünyaya gönderilmeden önce bekletildikleri yerdir. Platon'un idealar evreni de öldükten sonra bedenlerinden çıkan ruhların geri döneceği varış yeri olarak nitelendirilmiştir.
İdealar Kuramının Kurucusu Olan Filozof Kimdir?
İdealar Kuramının kurucusu, Sokrates'in öğrencisi ve Aristoteles'in hocası olan Platon'dur. Platon, Atina'daki ilk felsefe okulunu açan isimdir. En önemli isimlerinin başında Devlet gelir. Platon bu eserinde ideal bir devletin nasıl olması gerektiğini detaylı bir şekilde anlatılır. Sokrates'in yargılanma sürecini anlattığı Sokrates'in Savunması adlı eser de günümüzde en çok okunan felsefe kitaplarının arasında yer alıyor.