Güncelleme Tarihi:
“İçedönüklük, çocuğun genetik yapısına bağlı olarak doğuştan gelen bir özellik.”
Bu cümle, ABD’li psikoterapist, araştırmacı ve yazar Marti Olsen Laney, ‘İçedönük Çocuklar’ kitabından alıntı. Laney kitapta, çocukları değiştirmeye ya da onların farklılıklarını gizlemeye çalışmak yerine bu özelliklerini onaylamanızı tavsiye ediyor. “Şunu asla unutmayın: Siz içedönük çocuğunuz için çok önemlisiniz” diyen Laney, bu çocuklara nasıl davranılması gerektiğini şöyle anlatıyor:
Zaman: Çocuk için sevgi, zaman demek. Bu, çocuğunuzla sağlam bağ kurmanız için gerekli hammadde. Birlikte olmak için plan yapmalısınız. Ona vakit ayırmanız, ihtiyaç duyduğu bağı oluşturur. İçedönük çocuğunuzla geçireceğiniz zamanı öncelik haline getirin.
Güven: Onlar söylediklerinize, dışadönüklerden daha çok itibar eder. Sadece yalanları yakalamakla kalmaz, sözleri de hatırlarlar. Bu nedenle dürüst olmanız çok önemli. Yalan söylemek ilişkileri aşındırır ve çocuğun başkasına güvenmesini imkânsız hale getirir.
İstikrar: Ruh haliniz, nerede olduğunuz hakkında endişeleniyorsa, asıl işine yani büyümeye harcayacak dikkati ve enerjisi kalmaz. İstikrarlı olun, ona sağlam temel sunun.
Potansiyeline güvenmek: Onun dünyasında bir öğrenci olun. İzlemeyi, dinlemeyi ve fark etmeyi öğrenin. İlgi alanını ve yeteneğini anlamasına yardım edin. İçedönüklerin yüksek potansiyeli olur. Onu yakından tanıyarak kendininkini keşfetmesine zemin hazırlayın.
Yavaş tempo: Kendiniz için olmasa da onun için yavaşlayın. İçedönükler baskı altında ne düşünebilir, ne de konuşabilir. Yavaş ve sabırlı tempoya ihtiyaçları var.
Kararlılık: Doğuştan kararlıdırlar. Siz de ona örnek olarak, bu özelliğini destekleyebilirsiniz. Azmini fark edin ve takdir edin.
Cesur olma: Zorlukların, hayatın parçası olduğunu anlamasına, yanlış karar verdiğinde sonuçlarına katlanmasına yardımcı olun. Yaptığının sonuçlarıyla yüzleşmesine engel olmayın, ama ezilmesine ve sert davranışa maruz kalmasına da izin vermeyin.
Hataları kabul etme: Bir şey yanlış gittiğinde suçu üstlerine almaya ve kendisini suçlamaya eğilimlidir. Bu yüzden, suçu olmadığında buna inandırmanız çok önemli. Yanlışlarınızı, hayal kırıklıklarınızı kabul etmeniz, ona herkesin hata yapabileceğini öğretir.
Teşvik: İhtiyaç duyduğu her an orada olacağınızı hissetmeli. Neyi hedeflediğini bilin ve ulaşması için destek olun. Sıkıntılarını paylaşın ve başarılarını destekleyin. Seçenekleri görmesine ve önceliklerini belirlemesine yardım edin.
Keyif: Kendi algısıyla uyumlu olduğundan şaşırtıcı sezgilere, mizah dolu bakışa, yaratıcı çözüm bulma yeteneğine sahiptir. Ona duygularınızı açmanız hoşuna gider. Yorgun bile olsanız dinlemenizi, paylaşmanızı istediklerinde başınızdan savmayın.
OKUL HAYATI İÇİN DİKKAT
Anaokulu: Onlar için anaokulu, anne-baba yardımı olmadan dış dünyaya nasıl ayak uyduracağını öğrenmek anlamına geliyor. Onu bayram tatilleri ya da okulun son günü gibi durumlara önceden hazırlayın. Günlük sohbetlerde okulda olup biteni konuşun. Öğretmenleriyle iletişimde olun.
İlkokul: Konular, kolay sindirilebilir bölümler halinde olduğunda en iyi şekilde öğrenirler. Yaratıcı yollarla bol tekrar yaparak kavrarlar. Onların işitsel, görsel olarak okuma ve matematik becerilerini geliştirmelerine yardımcı olun. Organize olmasına yardım edin ki, endişelenip fazla enerji harcamasın.
Ortaokul: Çoğu farklı olma hissiyle mücadele eder. Güçlü özelliklerini anlamasına yardımcı olun. Sınavların ve birçok dersi öğrenmenin baskısıyla başa çıkması gerekir. Daha yavaş olan işitsel duyusu not tutmasını zorlaştırır. Üç sütun sistemi işine yarar: Bir kağıdı üç sütuna ayırıp ona bir konuyla ilgili temel noktaları birinci, detayları ikinci sütuna yazmayı gösterin. Ödevlerinde öncelik sıralaması yapmayı ve projeleri küçük parçalara ayırmayı öğretin.
Lise: Özel ve sosyal zamanı dengelemek için hiç olmadığı kadar fazla çalışır. Dinlenmeleri için onları teşvik edin. Çözüm uykudur. Akademik olmayan bazı derslere, daha geniş çevre edinebileceği aktivitelere katılması için cesaretlendirin. Performansını etkileyebilecek iki faktör var: Göze batma korkusu ve isyan. Bazen varlığınızı ve yardımınızı reddetse de hep yanında olun. Sorunları çözmesine yardım etmekle sorumluluk hissini teşvik etmek arasındaki ince çizgide durun.
ONLARIN DİLİNDE NASIL KONUŞULUR?
Bunları deneyebilirsiniz
Yumuşak bir sesle ve daha yavaş konuşun. Arada sırada duraklayın.
Sessizliklerine katlanın.
Daha karmaşık cümleler kurmaya özen gösterebilirsiniz.
Onları sıkıştırmayın. Çok fazla duyguyla bunaltmayın.
Dinlerken şunlara dikkat:
İlginizi verin.
Sözlerini kesmeyin.
Dinlediğinizi yansıtın.
Söylediklerinin düşünülmüş olduğunu anlayın.
Gerektiğinde bir şeyleri açıklamasını isteyin ve cevabını bekleyin.