Huzurlu bir okul ortamında korkunun yeri yok

Güncelleme Tarihi:

Huzurlu bir okul ortamında korkunun yeri yok
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2018 09:13

İyi ve huzurlu bir okul ortamında kaygı ve korkunun yeri yok. Bunun için öğrenci ve öğretmenlerin iyi ve güvende hissettiği mutlu bir okul iklimine sahip olmak gerekiyor.

Haberin Devamı

İşte bu noktada okullarda güvenlik ihtiyacı öne çıkıyor. Güvenliğini sağlayamayan bir okul, temel işlevi olan eğitim ve öğretimde istenen düzeye ulaşamaz. Türkiye’ye baktığımızda ise okulların eğitim ve öğretim kadar güvenlik süreçlerine önem vermemesi hepimizin üzerinde durması gereken bir gerçek. Bu tartışmayı soğukkanlı bir şekilde yapmamız gerekiyor. Peki tartışmamız gereken sorunlar neler? CSG&BAU, 2017 araştırmasına göre çocukların yüzde 22’si okulunda kendini güvende hissetmiyor. Yüzde 38’ine göre okullarında akran zorbalığı yaşanıyor. Yüzde 19’una göre okulları güvensiz bir bölgede. Yüzde 30’una göre okulları doğal afetlere karşı dayanıksız ve hazırlıksız. Yüzde 57’sine göreyse okul, trafik yoğunluğunun yaşandığı bir bölgede bulunuyor. Türkiye’de okul güvenliği, tek bir boyuttan ibaret görülüyor. O da güvenlik görevlileri. Hâlbuki okulların, güvenli bir okul iklimi ve yaşamı oluşturabilmeleri yani ‘Güvenli Okul’ konseptini hayata geçirebilmeleri için beş temel standart yerine getirilmeli.

Haberin Devamı

1- OKULLARIN FİZİKİ VE MİMARİ GÜVENLİĞİ
Güvenli okullarda okulun tasarımı ve mimarisi önemli bir yer tutar. Okul mimarisi konsept olarak proje aşamasında güvenlik standartları öngörülerek planlanmalı. Fiziki yapıların ve kullanılan malzeme ile donanımların güvenli ve sağlam olması, kazaların önlenebilmesi açısından önemli. Örneğin, dar koridorlar, kör noktalar, lavabolar, merdiven aralıkları, aydınlatılmayan bölümler, düzensiz giriş-çıkışlar kampüslerin güvenliği için temel önemde. Özellikle ilköğretimde yetişkin bir birey için tehlike yaratmayan pek çok fiziki yetersizlik, çocuklar düşünüldüğünde telafisi olmayan sonuçlar yaratabilir.

2- OKUL İKLİMİ VE KÜLTÜRÜ
Okullar, öğrenci, öğretmen ve çalışanların kendilerini fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan özgür, barışçıl ve iyi hissettiği bir iklime sahip olmalı. Öğrenci ve öğretmenlerin huzurla okullarına geldiği, kaygı ve endişenin olmadığı ve özgürce eğitimlerini gerçekleştirdikleri bir okul yaşamı oluşturulmalı. Okul ikliminin mutluluk ve güven verdiği, yönetici, öğretmen ve öğrencinin iletişim ve motivasyonunun yüksek olduğu okullar, öğrencileri başarılı bir geleceğe taşır.

Haberin Devamı

3- OKUL SAĞLIK GÜVENLİĞİ
Okul, ortamının ve paydaşlarının sağlıklı, temiz ve hijyenik olmasına odaklanır. Okullarda hijyenik ortamın sağlanması zorunludur. Kantin, yemekhane ve kullanılan gıdalar sağlık normlarına uygun olmalı ve denetlenmeli.

4- ACİL DURUM VE KRİZ YÖNETİMİ
Deprem, sel, su baskını gibi doğal afetlerin yanında yangın, şiddet ve terör gibi güvenlik risk ve tehlikelerine karşı okul toplumunun bilinçlendirilmesi, bir okul yaşamı için olmazsa olmazlardan. Bu amaçla okullarda güvenlik yönetiminin ve yapılarının oluşturulması, okul güvenlik planlarının hazırlanması ve sürekli uygulamalarla pratiğe dönüştürülmesi, olası can ve mal kayıplarını önleyecektir.

Haberin Devamı

5- ÖĞRENCİLERİN OKUL YOLUNDAKİ GÜVENLİKLERİ
Tüm paydaşların okul yolunda trafik kurallarına uyması, güvenli yolları kullanmaları, servis içerisinde servis kurallarına göre hareket etmesi, servis sürücülerinin duyarlı olmaları olası kazaları önleyecektir. Servisler kadar sürücü ve rehberlerde sık sık denetlenerek okul ve servis güvenliği konusunda bilinçlendirilmeli.

OKULLAR YENİ EĞİTİM DÖNEMİNE NASIL HAZIRLANMALI VE NELER YAPMALI?
‘Okul risk haritaları’ çıkartılmalı: Risk haritası, okul güvenliğini olumsuz etkileyen iç ve dış tüm faktörlerin detaylı bir şekilde analiziyle elde ediliyor. Okul binası ve kampüslerinin mimari tasarımları, fiziki yapıları, kullanılan malzeme ve donanımların güvenli ve sağlam olması olası yaralanma ve kazaların minimize edilebilmesi için önemli.

Haberin Devamı

Sertifikalı güvenlik görevlileri bulunmalı: Çocuklarımızın güvenliği, okul girişlerinde durabilmekten başka vasfı olmayan kişilerle değil, özel güvenlik sistemlerine hakim yetkin personellerle sağlanabilir. Türk Eğitim-Sen’in (2017) araştırmasına göre güvenlik okulların yalnızca yüzde 15’inde güvenlik görevlisiyle; yüzde 59’unda nöbetçi öğretmenlerle; yüzde 12’sinde kamerayla; yüzde 6’sında hizmetli ya da memurla sağlanıyor. Yüzde 8’inde ise hiçbir güvenlik önlemi bulunmuyor.

Okul servisleri denetlenmeli: Araştırmamıza göre öğrencilerin yüzde 25’ine göre servis personeli serviste bulundukları sırada güvenliklerini sağlayamıyor. Servis personelinin yüzde 10’una göre araç içinde öğrenciler arasında itme, vurma gibi davranışlar yaşanıyor; yüzde 10’una göreyse diğer servis personellerinin (sürücü/rehber personel) eğitimi yeterli değil. Okul servislerinde sürücü ve rehberlerin olumsuz davranışlarından kaynaklanan sorunlar, eğitim ve denetimlerle giderilmeli. Araçların mevzuata uygunluğunun yanı sıra sürücülerin trafik kurallarına uyması da sağlanmalı. Şu anki şartlarda, okul servisleri başıboş bir görüntü sergiliyor. Servislerde denetim mekanizmasının işleyebilmesi için okul, aile ve devlet kurumları birlikte çalışmalı.

Haberin Devamı

Öğretmenler akran zorbalığına karşı bilinçlendirilmeli: Güvenlik denilince sadece okula dışarıdan yönelen tehdit ve tehlikeleri algılıyoruz. Ancak en çok dikkat çeken şiddet olaylarının başında akran zorbalığı geliyor. Zorbalığın çoğu itme, saç-kulak çekme ve bedene yönelik kaba şakalar şeklinde gerçekleşiyor. Öğretmenlerin ve yöneticilerin bu konuda daha bilinçli olarak okul politikaları ve disiplin kuralları yanında önleyici ve müdahale edici farkındalıklar oluşturmaları gerekiyor.

Çevresel koşullar güvenliği etkiliyor: İstanbul’da 11 ayrı okul çeşidinde yaptığımız ‘Okul Güvenliği Araştırması’ sonuçlarına göre; okulların bulunduğu bölgelerin sosyo-kültürel ve ekonomik yapıları ile bölgesel şartlarından kaynaklanan sosyal faaliyetlerin yetersizliği, okul iklimini olumsuz yönde etkiliyor (Alver, Adıgüzel ve Öztürk, 2016). Bu da okullarda güvenlik zafiyetine yol açıyor.

Uyuşturucunun  zararlarına karşı bilinçlendirilmeli: Madde bağımlılığı ve uyuşturucu madde kullanımı; korku, suç riski ve sağlık sorunları nedeniyle her ülkenin ve her ailenin kabusu. Okul odaklı önleme kapsamında, okullarda gerçekleştirilen önleme faaliyetleriyle, gençlerin uyuşturucu maddelerden korunması sağlanmalı. Çocuk ve gençleri zararlı alışkanlıklardan korumak için en önemli görev hiç şüphesiz ailelere düşüyor. Bu açıdan iyi bir anne baba olmanın ölçütlerinden birisi de ebeveynlerin çocuklarını, özellikle uyuşturucu maddeler ve genel olarak bütün zararlı alışkanlıklardan ne ölçüde koruduklarıyla ilgili. CSG&BAU araştırmasına göre öğrencilerin yüzde 22’si okullarında zararlı madde kullanıldığını bildirdi.

Sonuç olarak Türkiye’nin koşulları özel güvenlik sistemlerini bizim için zorunlu kılıyor. Unutmayalım ki bu gerçeği görerek hareket ettiğimiz sürece, çocuklarımızın güvenliğini sağlayabiliriz. Birbirimizi dinleyerek, bilgiyle tartışarak, çözüm için bilgi üreterek sorunları halletmek mümkün.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!