Güncelleme Tarihi:
Hikayeler pek çok konu üzerine yazılabilir. Günümüzde gerek kısa olmaları, gerekse hayata dair olmaları sebebi ile okuyucular tarafından çokça tercih edilmektedir.
Hikayelerde genellikle gerçek veya gerçeğe oldukça yakın olaylar anlatılmaktadır. Hikayeler ilk olarak yazılan destanlar ile ortaya çıksa da zamanla pek çok değişim geçirmiştir ve günümüze kadar gelmiştir. Hikayelerin edebi bir metin halini almaları ise 19. yüzyılda mümkün olmuştur.
Bu eserlerde genelde insan hep ön planda olur. Olayları ve durumları aktaran bir anlatıcı vardır. Hikayelerde tüm olaylar belirli bir zaman aralığında ve belirli bir mekanda gerçekleşmektedir. Günümüzdeki hikaye türleri oldukça kısa bir şekilde yazılmış olsa da anlatım bakımından oldukça yoğun eserlerdir.
Hikayeler pek çok konu üzerine yazılabilir. Tüm hikayelerin bir ana fikri bulunur ve okuyuculara bir şeyler anlatır. Hayatın içinden olmaları sebebi ile bu tür okuyucular tarafından çok sevilmektedir.
Hayata Dair Kısa Hikayeler
Deniz Yıldızının Hikayesi
Bir adam sabaha karşı okyanus kenarında yürüyormuş. Birden binlerce deniz yıldızının karaya vurduğunu görmüş. Daha da yaklaştığı zaman bir çocuk fark etmiş. Çocuk deniz yıldızlarını tek tek alarak denize geri götürüyormuş.
Adam çocuğa yaklaşarak sormuş:
-Bu deniz yıldızlarını neden denize geri atıyorsun?
Çocuk cevap vermiş:
-Güneş yükseliyor. Birazdan sular çekilecek ve bu deniz yıldızları susuzluktan ölecekler.
Adam bu duruma şaşırmış:
-Sahil çok uzun ve çok fazla deniz yıldızı var. Hepsini kurtaramazsın. Ne fark eder ki?
Çocuk adamı dinlemiş. Daha sonra sahilden bir deniz yıldızı daha alarak denize bırakmış. Sonra adama dönerek:
-Bak görüyor musun bu deniz yıldızı için fark etti demiş.
Akrep Hikayesi
Hintli bir adam suyun içinde zar zor ilerlemeye çalışıyormuş. Bu sırada yanına bir akrep yanaşmış. Adam akrebi kurtarmak istemiş ve parmağını ona doğru uzatmış. Fakat akrep adamın bu hamlesinden sonra adamı sokmuş. Hintli adam bu duruma çok şaşırmış fakat yine de tekrardan parmağını akrebe doğru uzatmış. Akrep tekrar adamın parmağını sokmuş.
Bu olayı gören başka bir adam kendisini sürekli sokan bu akrebi kurtarmaktan vazgeçmesi gerektiğini söylemiş. Hintli adam buna şu şekilde cevap vermiş:
-Akreplerin doğasında sokmak vardır. Fakat ben insanım. İnsanın doğasında ise sevmek vardır. Akrebin doğasında sokmak var diye kendi doğamda olan sevmekten mi vazgeçeyim?
Hayata Dair Anlamlı Hikayeler
Çok Mutsuz Bir Kralın Hikayesi
Zamanın birinde oldukça zengin olan bir kral yaşarmış. Fakat bu kral çok mutsuzmuş. Çok uğraşsa da ne var ki asla mutlu olamıyormuş.
Ülkede bulunan bilge bir kişiyi huzura çağırmış ve nasıl mutlu olabileceğini sormuş. Bilge şöyle cevap vermiş:
-Saygıdeğer kralım eğer mutsuzluktan tamamen kurtulmayı istiyorsanız mutlu bir adam bulmanız gerek. O adamın gömleğini giydiğiniz zaman mutlu olursunuz.
Bunu duyan kral hemen adamlarına emir vermiş ve ülkede mutlu bir adam bulmalarını istemiş. Adamları aramış taramış fakat mutlu bir adam bulamamış. Hepsinin kendince dertleri ve mutsuzlukları varmış. Adamlar mutlu bir adam bulamadan saraya dönerlerken oldukça eski bir kulübeden şöyle dua edildiğini işitmişler:
-Allah'ım şükürler olsun bugünde karnım doydu, sağlığımda pek yerinde, şimdiye kadar hep rızkımı verdin bu dünya da benden mutlusu yok.
Bunu duyan kralın adamları mutlu birini buldukları için oldukça sevinmişler. Hemen adamın gömleğini almalıyız ve krala götürmeliyiz diye düşünmüşler. Ancak kulübeye girdikleri zaman adamın üzerinde bir gömlek bile olmadığının farkına varmışlar.
Hayat devam ederken insanlar her zaman mutluluğu ararlar. Sahip olduklarıyla yetinmeyip her zaman daha fazlasını isteyen kişiler ise asla mutlu olamaz. Mutluluğu kendi içinde arayan kişiler her zaman mutlu olur.
Hayata Dair Yaşanmış ve Anonim Hikayeler
Tevazu Üzerine Hikaye
Adamın biri kötü yoldan para elde eder ve bir inek alır. Daha sonra bundan çok pişman olur ve bunu iyi bir şeye çevirmek için bu ineği Hacı Bektaşi Veli'nin dergahına bağışlamayı düşünür. Dergahlar o zamanlar aş evi şeklinde de kullanılan yerlerdi.
Adam Hacı Bektaşi Veli'nin dergahına gider ve olanları anlatır. İneği dergaha bağışlamak istediğini söyler. Hacı Bektaşi Veli helal olmadığını söyleyerek kurbanı istemez.
Bunu duyan adam ineğini alır ve Mevlevi dergahına gider. Aynı şeyleri Mevlana'ya da anlatır. Mevlana ise büyük bir hoşgörü ile ineği kabul eder. Adam durumu Hacı Bektaşi Veli'ye de anlattığını. Fakat onun ineği kabul etmediğini söyler. Bunun üzerine Mevlana şöyle yanıt verir.
-Biz karga isek Hacı Bektaşi Veli şahindir. Bizim konduğumuz leşe o konmaz. Bu nedenle de biz bu hediyeyi kabul etsek de o kabul etmez.
Adam bunun üzerine tekrar Hacı Bektaşi Veli'nin dergahına gider. Durumu anlatır. Kendisinin kabul etmediği ineği Mevlana'nın kabul ettiğini söyler. Hacı Bektaşi Veli ise şöyle yanıt verir:
-Bizim gönlümüz su birikintisi iken Mevlana'nın ki bir okyanustur. Bu sebeple bir damla ile bizim gönlümüz kirlenir fakat onun gönlü kirlenmez. Bu sebeple Mevlana senin hediyeni kabul etti der.