Güncelleme Tarihi:
Heybeliada’nın Ümit Tepesi’nde yer alan ve 1971’de kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu, sınıfları, kütüphanesi, yemekhanesi, yatakhaneleriyle eğitim vermeye hazır halde ziyaretçilerini ağırlıyor.
Ayatriada Manastırı, 1971’de kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu ve 1985 yılından bu yana öğrencisi olmadığı için kapalı bulunan Heybeliada Rum Erkek Lisesi, her gün saat 08.30-16.30 saatleri arasında kapılarını vatandaşların ziyaretine açıyor.
Manastırın ana kapısından içeri giren ziyaretçiler, bahçede, üzerinde Atatürk’ün İngilizce olarak “Yurtta sulh, dünyada sulh / Peace at home, peace in the world” ile Türkçe olarak “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünün yazılı olduğu Atatürk büstü ve Türk bayrağı ile karşılaşıyor.
Son derece bakımlı bir bahçenin içinde lise ile 1971’de kapatılan Ruhban Okulu’nun bulunduğu tarihi bina, Ayatriada Kilisesi, patrik ve rahiplerinin mezarları yer alıyor. Bahçede, üzerinde Ermenice ve Karamanlıca yazılar bulunan tarihi su kuyusu da görenlerin dikkatini çekiyor.
Bina hakkında veren Bursa Metropoliti ve Ayatriada Manastırı Başrahibi Elpidophoros Lambriniadis, manastırın 9. yüzyılda Aziz Fotios, okulun da 1844 yılında Patrik 4. Germanos tarafından kurulduğunu anlattı.
Manastırın 1894’te büyük İstanbul depreminde olduğu gibi çöktüğünü belirten Lambriniadis, bina tekrar inşa edilirken, manastır formunun kullanılmadığını ve okul olarak yapıldığını söyledi.
Ruhban Okulu, 127 yıl hizmet verdi
Yeni binanın 1896’da açıldığını ve depremlere rağmen o günden bugüne hiçbir zarar görmediğini anlatan Lambriniadis, şöyle konuştu:
“Burada lise ve ruhban okulu bulunuyordu. Lise 3 yıllık eğitim veriyordu ve liseden mezun olanlar ilahiyat bölümüne geçiyor ve 4 yıl daha okuyordu. Din adamlarımız, 7 yıllık eğitim alıyordu. Ruhban Okulu, 1971’e kadar, 127 yıl hiç bir engel çıkmadan faaliyetine devam etti. 1971’de devlet, okulumuzu kapattı. Bu tarihten sonra manastır ve lise hayatına devam etti. Ancak öğrencimiz yok, çünkü azınlığımızın İstanbul’da liseye ihtiyacı yok. İstanbul’da 3 lisemiz var. Asıl ihtiyacımız olan Ruhban Okulu’ydu ama o da hala kapalı.
Ruhban Okulu, açık kaldığı dönemde binden fazla mezun verdi. Bu okuldan mezun olan ruhaniler, bütün Ortodoks dünyasının en önemli ilahiyatçıları sayılıyordu. Bütün patrikhaneler Ortodoks, hatta Katolik, Proteston ve Anglikan kilisesi buraya bir öğrenci gönderiyordu. Hatta bir dönem Etiyopya’dan bir öğrenci eğitim aldı ve ilahiyatı buradan öğrendi. Patrikhanemizin bütün patrikleri, metropolitleri, episkoposları, başepiskoposları, rahipleri bu okulun mezunuydu. Bu okulun bütün Ortodoks dünyasında önemi çok büyük.”
“Okul, eğitime hazır”
Okulu, kapatıldığı günden bu yana en iyi şekilde koruduklarını anlatan Lambriniadis, “Okul eğitime hazır, durumu çok iyi. Açılması durumunda, izni yarın öbür gün alırsak, bir hafta içinde faaliyete geçebilir. Çünkü birinci sınıf için 25 öğrenci ve iki de dil hocası gerekiyor. Çünkü birinci sınıf hazırlık olacak. Açılması ve faaliyete geçmesi çok kolay, yeter ki gerekli izin alınsın” dedi.
Lambriniadis, okulun tadilatı için bir proje hazırladıklarını, bahçenin alt kısmına kongre merkezi yapmayı düşündüklerini belirterek, “Kongre merkezi yapıldıktan sonra okul açılır veya açılmaz, burası tekrar canlanabilir. İnşallah onu da gerçekleştirebiliriz” diye konuştu.
Salondaki ikonaların sırrı
Ruhban Okulu’nu gezdiren Lambriniadis, duvarlarında okul ve manastır için önem arz eden kişilerin fotoğraflarının yer aldığı tören salonu hakkında bilgi verdi.
Lambriniadis, mezuniyet, akademik yıl açılış törenleri ile bayramlarda ayinlerden sonra kabul ve resepsiyonların verildiği salonda, bugün de kongre ve toplantı yapıldığını, resepsiyon verildiğini söyledi.
Başrahip Lambriniadis, salona girildiğinde sağ tarafta dikkati çeken ikonaların geçmişini de şöyle anlattı:
“Bu ikonalar çok değerli ve tarihi. 16. yüzyıldan kalma. İkonaların yeri kilisedir. Patrikhanenin Heybeliada’da iki manastırı vardı. Bu iki büyük manastır aynı anda bir okuldu. Hem manastır hem okul. Ayatriada Manastırı, Ruhban Okulu’nu ihtiva ediyordu. Diğeri Meryem Ana Manastırı, Rum azınlığının ticaret azınlığını misafir ediyordu. O manastır, devlet tarafından kamulaştırıldı ve şu anda da Deniz Lisesi. O binayı boşalttığımızda ikonaları ve kütüphaneyi buraya getirdik.”
“Herşey orijinalliğini koruyor”
Ruhban Okulu bölümünde yer alan ve kapatıldığı günkü orijinalliğini koruyan sınıfları da gezdiren Lambriniadis, şu bilgileri verdi:
“Burada 4 sınıf var. Sınıflar eskiden olduğu gibi aynı durumda, korunmuş, eski sıralar, eski sandalyeler, sol elini kullanan öğrenciler için özel sıralar, kara tahta... Herşey orijinal halini koruyor. Bizim için okulun böyle kalması çok önemli. Çünkü bize tarihimizi hatırlatıyor.
Ruhban Okulu kapatıldıktan sonra fazla bir şey yapmadık, orijinal halini koruduk. Sadece duvarları boyadık, ışıklandırma, ısınmak için merkezi ısınma sistemi, pencerelerin izolasyonunu yaptık. Okul açıldığında bir müze bölümü hazırlayacağız ve herşeyi yenileceğiz. Bunların artık tarihi değeri var, pratik bir değeri olamaz. Eşyaları müzede sergileyeceğiz. Eskiden kandillerin asıldığı kancalar da hala duruyor. Okulumuz tarihi, güzel bir yer. Fakat biz burayı bir müze olarak değil, okul olarak kullanmak istiyoruz.”
Okulun laboratuvarı kütüphane
Manastırın bünyesindeki okulun bodrum katında yer alan, beş salondan oluşan kütüphanede ise dünyanın en eski matbu eserleri yer alıyor.
Hemen hemen her dilden 30 bine yakın eserin yer aldığı kütüphane hakkında da bilgi veren Lambriniadis, “Burası Ruhban Okulu’nun laboratuvarı” dedi.
Kitapların “çok değerli, önemli ve eski” olduğunu dile getiren Lambriniadis, şunları söyledi:
“Ruhban Okulu, bu kütüphane olduğu için Ayatriada Manastırı içinde kuruldu. Kütüphane, bugün yaklaşık 30 bin kitap içeriyor. Eskiden el yazmaları da vardı, güvenlik nedeniyle Patrikhane’ye götürdük ve orada özel bir odada korunuyor. Okulun kuruluşundan sonra bütün profesörler, başrahip ve okul müdürleri kendi kütüphanelerini buraya bağışladı ve umarım gelecekte daha büyük hale gelir. En eski kitap 1498 yılına ait.”
“İslam diniyle çok ilgileniyoruz”
İlahiyat okuyan bir kişinin, tarih, coğrafya, felsefe, edebiyat, kilise ile ilgili her konudan ve diğer dinlerden haberinin olması gerektiğini belirten Lambriniadis, şunları söyledi:
“Biz İstanbul’da İslam diniyle çok ilgileniyoruz. Buradan mezun olan bir din adamı, İslamı çok iyi bilmeli. Patrikhane asırlardır İslam ile barış içinde yaşıyor. Komşumuzun kim olduğunu, kime inandığını ve İslam tarihini çok iyi bilmeliyiz. Öğrencilerimiz madem ki Patrikhane’nin bir ruhanisi olacak, İslam bilgisinin çok iyi olması gerekiyor. Özellikle İslam dini bizim için çok önemlidir.”
Kütüphane şartlarının iyileştirilmesi için Selanik Üniversitesi’nden öğrencilerle çalıştıklarını belirten Lambriniadis, “Kitaplarımız yavaş yavaş yıpranıyor, bunların revizyona ihtiyacı var. Bunun için Selanik Üniversitesi vasıtası ve AB’nin desteğiyle özel bir program hazırlıyoruz. Revizyon gerektiren kitapları koruma altına alıp, düzelteceğiz ki zamana dayansınlar.”
Kütüphanedeki kitapları dijital ortama aktarmak için program ve bütçe hazırladılarını, sponsor aradıklarını belirten Lambriniadis, kütüphanenin herkesin kullanımına açık olduğunu bildirdi.