Güncelleme Tarihi:
Saat 20.30 küçükler için geç
Yard. Doç. Dr. Oktay Aydın (Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi): Okula devam etme imkânının verilmesi doğru. Ancak ders saatleri riskler doğurabilir. Öğrenme açısından zihnin ve bilincin en açık olduğu zaman, daha çok öğleden öncedir. Geç saatlerde eğitim, dikkati toplama ve verimli öğrenme konusunda sorun yaratabilir. Saat 20.30’da okuldan çıkıp eve giden çocuğun özbakımını ve ödevlerini yapma, uyuma gibi faaliyetleri düzenli yapması kolay olmaz. En çok hareket etmek istedikleri saatlerde, masa başı çalışmaları gerekecek. Bu da sınıf içi disiplinsizlik, arkadaşlarıyla eğlenceli zaman geçirememe gibi sonuçlar yaratabilir.
Fırsat eşitliği sağlamıyor
Doç. Dr. Ali Ekber Şahin (Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi): Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin eğitim hakkına ilişkin 28 ve 29’uncu maddelerine göre sınırlarımız içindeki çocuklar, T.C vatandaşı olanlarla aynı haklara sahip. Yani kendi çocuklarımız için bu saatler uygun değilse, diğerlerine de uymayabileceği düşünülmeli. Bu çocukların eğitim hakkı fırsat eşitliği temelinde gerçekleştirilmeli. Bence bu saatlerdeki eğitim, fırsat eşitliği açısından; onların oyun hakkı ve boş zamanı değerlendirmeleri ile ilgili sorun çıkarabilir. Düzenleme ile sanki, lütufta bulunuyormuşsunuz gibi bir duruma düşersiniz.
Mesafeye dikkat edilmeli
Prof. Dr. Serdar M. Değirmencioğlu (Psikolog): Şu an öncelik bu çocukların okulda olmaları. Eğer bu öğrencilerin yaşlarına göre program yapılırsa daha doğru olur. İlkokullar akşam saatinde ders yapmamalı. Lise ve ortaokullar için sakınca yok. Okul ile çocuğun yaşadığı yer arasındaki mesafe de önemli. Uzaklık ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin akşam ders almasını engeller. İlkokul çocukları için ise en fazla 3 saatlik bir program düşünülebilir. Akşam 18.30 gibi çıkmaları gerekir.
Bir çaba olarak görülmeli
Ece Oral Albayrak (Klinik Psikolog): Öğrenme birçok faktörden etkilenir. Sadece eğitim saatine bakarak, olumsuz sonuç olacağını söylemek doğru değil. Kamplardaki çocuklar düşünüldüğünde, olumsuz koşullar ve günün getirdikleri ile birlikte öğrenmenin güçleşmesi muhtemeldir. Ancak zaten verilen iki saatlik eğitimden göçmen çocukların okullarda normal eğitim alanlar kadar faydalanmalarını beklememek gerekiyor. Bunu, sistematik bir eğitimden ziyade yaşadıkları travmadan sonra hayata yeniden uyum sağlamaları için gösterilen bir çaba olarak görmek daha iyi olabilir.