Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Özvar, YÖK'ün yeni vizyonunun detaylarını açıkladı. Yeni dönemde, yükseköğretimde yeni vizyonun ana hatlarını büyük veri, istihdam odaklı üniversiteler, akademik üretkenlik, güçlü akademik performans, üniversite-sanayi iş birliğine dair yeni modeller, üniversitelerin uluslararası etkileşimleri ve bilgi diplomasisinin yaygın kullanılmasının oluşturduğunu belirten Özvar, bu konuların içeriklerini üniversitelerle paylaşacaklarını söyledi.
YÜKSEKÖĞRETİMDE "BÜYÜK VERİ"
Özvar, "büyük veri" denildiğinde, kurumların son yıllarda bilhassa ürettikleri bilgi ve verilerin toplanılması, bir araya getirilmesi ve bunların belirli amaçlarla kullanılmasının anlaşılması gerektiğine işaret ederek, bütün dünyada yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim, akademik çalışma, bilimsel yayın ve sosyal sorumlulukla alakalı yaptığı hizmetlerle ilgili bilgiler ve veriler ürettiğini anlattı.
Verilerin bir araya getirilmesi gündeme geldiğinde, sadece Türkiye'de değil tüm dünyada üniversitelerin verilere tam anlamıyla sahip çıkamadığını ifade eden Özvar, şöyle konuştu:
"Üniversitelerimizin üzerine düşen belki en önemli misyonlardan biri eğitim öğretimle alakalı, öğretim elemanlarının ürettiği projelerle, dersleriyle, bilimsel çalışmalarıyla, yayınlarıyla alakalı her türlü bilgiyi elverişli hale, veri haline getirmesi gerekiyor. Üniversiteler bunu başarabilirse o vakit geleceğe yönelik alacakları kararlar konusunda çok daha gerçekçi bilgilere, temellere dayanmış olacaklardır. Türkiye’de bütün üniversitelerimizin, bütün yükseköğretim kurumlarının ürettiği verilere sahip çıkması gerektiğini düşünüyor ve bunu bilişimde son yıllarda meydana gelen yeni tekniklerle kullanmalarını arzu ediyoruz."
Erol Özvar, yapay zeka, makine öğrenimi ve benzeri imkanlarla verilerin inşa edilmesi durumunda üniversitelerin güçlü-zayıf, rekabet edebilen-edemeyen yönlerini rahatlıkla görebileceklerine işaret ederek, veriler bulunmadan üniversitelerin geleceğe yönelik plan yapmalarının mümkün olamayacağını dile getirdi.
YÖK'ün de verileri inceleyebilmesi durumunda, gençlerin istikbaldeki meslekleri, akademik kariyerleri, öğrencilerin akademisyenlikleri gibi konulara ilişkin doğru kararlar alabileceğini kaydeden Prof. Dr. Özvar, aksi takdirde geleceğe ilişkin ortaya koyabilecekleri plan, eylem planı, stratejiler veya diğer vizyonların hep havada kalacağını belirtti.
Erol Özvar, bu durumun önüne geçilebilmesi için yükseköğretimdeki "büyük veri" inşasının ivedilikle başlatılması ve tamamlanması gerektiğini söyleyerek, şöyle devam etti:
"Tabii ki YÖK böyle bir vizyonu, böyle bir hedefi tek başına gerçekleştirecek değildir. Hiç şüphesiz YÖK'ün yanında, onunla beraber hareket eden üniversiteler olacaktır. Üniversitelerin yanında devletimizin ilgili bakanlıkları da bizimle çalışacaktır. İlgili bakanlıklarımızla, ilgili kurum ve kuruluşlarla üniversitelerimizin bilgisine, verisine sahip çıkmak istiyoruz. Nitekim bu konuda çeşitli resmi kurumlarımızın da bir faaliyet içerisinde olduğunu biliyorum. İnşallah eş güdüm içerisinde, üniversitelerimizin küresel rekabete hazırlanması konusunda, büyük veri ile hareket etmemizin zorunlu olduğunu ifade etmek isterim."
AKADEMİK ÜRETKENLİK VE GÜÇLÜ AKADEMİK PERFORMANS
Üniversiteler, öğretim elemanları ve bilim insanlarının her türlü bilimsel etkinliğini "akademik üretkenlik" olarak anladıklarını belirten Özvar, şu ifadeleri kullandı:
"Üniversitelerimizden öğretim elemanlarımızın, bilim insanlarımızın daha üretken, mevcut olandan biraz daha fazlaya yönelik gayret içerisinde olmasını bekliyoruz. Üniversitelerin gündeminde akademik üretkenlik mutlaka yer almak durumundadır diye düşünüyoruz. Bunun yanı sıra benzer anlama gelecek 'akademik performans' da fevkalade önemli. Üniversitelerde yönetimler nasıl takip edilecek? Üniversite yönetiminin gündeminde ne yer alacak? Rektörler, üniversiteleri yönetirken akademik performansı odağına alsın, yani akademik performansa dayalı üniversite yönetimini gerçekleştirsin istiyoruz."
İSTİHDAM ODAKLI ÜNİVERSİTELER
Erol Özvar, üniversitelerin istihdama sağlayacağı katkının en az yayın kalitesi ve performansı kadar önemli olduğunu vurgulayarak, "Bu konu, yeni dönemde üniversiteleri değerlendirirken, üniversitelerin ulusal ve uluslararası rekabette gücünün artırılması konusunda alınacak tedbirleri belirlerken dikkate alacağımız parametrelerden biri olacaktır" diye konuştu.
ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİĞİNE DAYALI YENİ MODELLER
Yeni dönemde yükseköğretimde üniversite-sanayi iş birliği konusunda yeni modeller üzerine çalışacaklarını ifade eden Özvar, şu bilgileri paylaştı:
"Bunların içerisinde söz gelişi bir kısım üniversitelerimizin bazı bölümlerinin, hatta fakültelerimizin sanayinin belirli yerlerinde konumlandırılması, eğitim ve öğretimin sanayi tesislerinin bir kısmında yürütülmesi gibi fevkalade önemli olduğunu düşündüğümüz modelleri gündeme getireceğiz. Üniversite-sanayi iş birliğinde paydaşlarımızla gerek bakanlıklarımız, gerek odalarımız, gerek büyük sanayi kuruluşlarıyla yeni arayışlar, her iki sektörün birbirinin içine daha fazla geçtiği modeller üzerinde duracağız. Sağ olsun bu konuda kendileriyle temas ettiğim bakanlıklar, oda temsilcileri ve diğer paydaşlarımızın heyecanını gördüm, ben de yaşadım. İnşallah yeni dönemde üniversite-sanayi iş birliği konusunda daha sıkı adımlar atacağız."
ÜNİVERSİTELERİN ULUSLARARASI ETKİLEŞİMLERİ
YÖK Başkanı Özvar, yükseköğretimde "uluslararasılaşma" konusunun bugün bütün üniversiteler tarafından bir hedef olarak belirlendiğine değinerek, şöyle devam etti:
"Bu hedefi bugüne dek başarıyla yapılmakta olan, büyük oranda öğrenci ve kısmen öğretim elemanı hareketliliğine ilaveten bazı kurumlarımızın uluslararası saygın bilim çevreleriyle etkileşimini artıracak tedbirlerle zenginleştirmeyi arzu ediyoruz. Yeni dönemde uluslararasılaşmaya başka bir derinlik katmak istiyoruz. Türk üniversitelerinin, saygın uluslararası bilim akademileri ve kurumlarıyla daha yakından etkileşime girmesini istiyoruz. Bunun ayrıntılarını inşallah önümüzdeki günlerde bütün kamuoyuyla da paylaşacağız."
BİLİM DİPLOMASİSİNİN YAYGIN KULLANILMASI
Ülkelerin uluslararası siyasetini, uluslararası ilişkilerdeki gücünü belirleyen en kayda değer parametreler ve değişkenlerden birinin de "üniversitelerin uluslararası ilişkilerde oynadığı rol" olduğuna dikkati çeken Özvar, şu ifadeleri kullandı:
"Bazen uluslararası siyasetin tıkandığı noktalarda öğretim elemanlarının bilim diplomasisi, kanal açıcı, rahatlatıcı bir misyonu olabilir. Bu açıdan son yıllarda Türk yükseköğretim kurumlarının, üniversitelerin fevkalade önemli misyonlar üstlendiğini, önemli başarılar elde ettiğini de bu vesileyle ifade etmek isterim. Türk dünyasında, Rumeli'de, Afrika'da yükseköğretim kurumlarımızın açmış olduğu şubeler, kampüsler bilim diplomasisine fevkalade katkı sağlamaktadır. Yeni dönemde bilim diplomasisinin daha etkin şekilde Türkiye'nin uluslararası politikasında önemli roller oynayacağını düşünüyorum."
"YAKIN İLETİŞİM YOLUYLA YÜKSEKÖĞRETİM HAYATINA BİRLİKTE KATKI SAĞLAYACAĞIZ"
YÖK Başkanı Özvar, yükseköğretime yönelik yeni vizyona ilişkin hususların yakın takipçisi olacaklarını bildirerek, şunları söyledi: "Yeni dönemde yükseköğretimde daha katılımcı, üniversitelerimizle diyaloğa ve iletişime daha açık ilişkiler içerisinde olacağız. Bu dönemde, üniversitelerimizle daha katılımcı bir yönetişim anlayışı içinde ve yakın iletişim yoluyla yükseköğretim hayatına birlikte katkı sağlayacağımıza inanıyorum. Her üniversitenin özellikle gelişme alanı olarak önüne koyduğu tematik alanlar dikkate alınarak, başkanlık olarak düzenleyeceğimiz bölgesel toplantılarda belirli zamanlarda bir araya geleceğiz ve çalışacağız. Önümüzdeki günlerde bu planlamayı bir program olarak duyuracağız."
"ULUSLARARASI DÜZEYDE BAŞARI HİKAYELERİNİ HEP BİRLİKTE YAZACAĞIZ"
Sıralama kuruluşlarınca yapılan değerlendirmelerde, ülkedeki üniversitelerin arzu edilen yerlerde olmadığına ilişkin tartışmaları değerlendiren Özvar, üniversiteler ve diğer yükseköğretim kurumlarının akademik üretkenliğinin, bilimsel doküman hacmi itibarıyla değerlendirilecek olursa dünyanın ilk 20 ülkesi içinde yer aldığını belirtti.
Erol Özvar, gelecek dönemde ortaya konulacak yeni destek vizyonu ve politikaları sayesinde, üniversitelerin bilimsel ve teknolojik çıktılarının ve bunun Türkiye'nin kalkınması üzerindeki yaygın etkilerinin çarpıcı şekilde büyüyeceğine inandığını belirterek, "Bu tedbirin yanı sıra kurulumuzca geliştirilen yeni kurumsal ve teşvik mekanizmaları, arzu edilen sonuçlara üniversitelerimizi ulaştıracaktır. Bunlarla alakalı yaptığımız çalışmaları kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
Her bir kurumun uluslararası çapta başarılar elde edebilecek kapasite ve potansiyele sahip olduğuna inandığını vurgulayan Özvar, "Türkiye'de, Anadolu'da pek çok üniversitemizin birer başarı hikayesinin olabileceğine inanıyorum. Bu yeni dönemimiz, bu başarı hikayesinin inşa edilmesiyle geçecektir diyebilirim. Üniversitelerimizin, bilim insanlarımızın ulusal sınırları aşan uluslararası düzeyde başarı hikayelerini hep birlikte inşa edeceğiz, yazacağız" açıklamasını yaptı.