Güncelleme Tarihi:
Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM’in yayımladığı ‘2017 Eğitim Değerlendirme Raporu’na göre, son 5 yılda açıköğretim lisesine kayıtlı öğrenci sayısı yüzde 65 arttı. 2011-2012 eğitim yılında açıköğretim lisesine kayıtlı toplam öğrenci sayısı 940 bin 268 iken, 2016-2017 öğretim yılında bu 1 milyon 554 bin 938 oldu. TEDMEM raporunda, 2017-2018 eğitim yılında yaklaşık 84 bin öğrencinin daha açıköğretim lisesine kayıt yaptırdığı belirtiliyor. Bazı eğitimcilere göre, bu artışın nedenlerinden biri, öğrencilerin ‘üniversite sınavına daha rahat hazırlanmak istemesi.’ Biz de açık liseye geçen bazı öğrencilerle konuştuk. Kimi okula ayırdıkları vakti ‘zaman kaybı’ olarak nitelendirirken, kimi de açıköğretim sınavlarının daha kolay olduğunu söylüyor.
ÖNCE DEVAMSIZLIKLA DENEDİM
Havva Göktaş (12’nci sınıf açık lise öğrencisi /Konya): Tarık Buğra Sosyal Bilimler Lisesi’nde okuyordum. Okuldan çok verim alamıyordum, eve gelince yorgun oluyordum. Gerekenin yarısı kadar çalışıyordum. Bu şekilde sınava hazırlanmamın daha iyi olacağını düşündüm. Başta bunu yapmak korkuttu. Ama hedeflerimi düşündüm. Kursa gidiyorum. Günde maksimum 12 saat çalışıyorum. Okulda sınav haftası oluyordu, açık lisede sınavlar iki günde bitiyor. Okuldaki kadar zor değil. Tabii bu iyi düşünülmeli. Belirli bir sisteme oturtmanız gerekiyor. Geçen sene bir arkadaşım açık liseye geçti. Sistemini oturtamadığından ona bir katkısı olmadı. ‘Ben yapabilir miyim’, diye düşündüm. Önce bir haftalık devamsızlık hakkımı kullanıp denedim. Mutluyum. Psikoloji bölümünü istiyorum.
OKULDA ZAMAN KAYBI OLUYORDU
Bora Ünal (12’nci sınıf açık lise öğrencisi/Mersin): Silifke Ertan Cüceloğlu Anadolu Lisesi’nden açıköğretime eylülde geçtim. Son yıl sınav senesi, daha iyi hazırlanmak ve okuldaki boş vakitleri öldürmek için bunu yaptım. Çünkü sürekli boş dersler vardı. Hem beden eğitimi, müzik, dil gibi alanımla ilgili olmayan, zaman kaybı olan derslerden bir nevi kurtulmak, hem de sınava çalışmak için değiştirdim. Çalışma planına alıştıktan sonra hiç zor olmadı. Okula gider gibi düzenli hareket ederek, evde çalışıyorum. 09.00-10.00 gibi uyanıyorum, 12.00’den önce bir seans yapıyorum. Öğle yemeği ardından 14.00 gibi bir daha başlıyorum. Ara verip, 20.00 gibi tekrar ders çalışıyorum. Hem kendim deneme çözüyorum, hem de özel kursların sınavlarına giriyorum. O zamanki ve şimdiki çalışma planım arasında çok fark var. Genelde ikinci dönem açıköğretime geçen çok oluyor. Açıköğretimin sınavları okuldakilere göre daha kolay. Aralıkta ve martta yapılıyor.
20 SORUDAN 9’UNU DOĞRU YAPMAK YETİYOR
Ayşe Topal (12’nci sınıf açık lise öğrencisi/İSTANBUL): Profilo Endüstri Meslek Lisesi’nde elektrik-elektronik okuyordum. Bu mesleği yapmayacağımı biliyorum. Atölye dersleri, staj olduğundan üniversite sınavına iyi hazırlanamam diye açık liseye geçtim. Daha önce bir arkadaşım bunu yapmıştı. Okulun bana bir şey katmadığını düşünüyordum. Memnunum. Üç sene bütün dersleri iyi bir şekilde aldım. Açık lisenin sınavları daha kolay. Geçmek için 20 sorudan dokuzunu doğru yanıtlaman yetiyor. Test olduğu için yüzde 25 şansın var. Biraz ders dinleyen kolaylıkla geçebilir. Sabah 09.00’dan akşam 18.00’e kadar kütüphaneye gidiyorum. Haftanın dört günü dershanem var. Değerlendirebilene güzel bir yöntem.
ARKADAŞLARIM KEŞKE GEÇSEYDİM DİYOR
Emirhan Kılınç (12’nci sınıf açık lise öğrencisi/İstanbul): Sınava daha iyi hazırlanmak için Bakırköy Anadolu Lisesi’nden açık liseye geçtim. İnternette okumuştum. Daha önceden yapan arkadaşlarım da vardı. Okula giderken erken kalkıyorduk, yol da sürüyordu, zaman kaybı olarak düşünüyordum. Okula gitsem günde belki üç saatten fazla vaktim olmazdı ama şimdi istesem 10 saat bile olur. Günde ortalama 4-5 saat çalışıyorum. Haftada dört gün kursa gidiyorum. Diğer günler evde, kütüphanede çalışıyorum. Okula giden arkadaşlarımla konuştuğumda, yüzde 90’ı ‘Keşke geçseydim’ diyor.
ALTERNATİFE DÖNÜŞMEMELİ
Prof. Dr. Emin Karip (TEDMEM Direktörü): Açıköğretim lisesine giden öğrenci sayısında artış var. Ama onların yaşıyla ilgili bir veri yok. Bakanlık bunları açıklamıyor. Artışın nereden kaynaklandığını bilmiyoruz. 12’nci sınıfların geçişi bir neden olabilir. Bir de liseye geçişte yerleştirilemeyen öğrencilerin açıköğretime kaydının yapılmasından kaynaklı bir artış söz konusu. Zorunlu eğitim çağındaki çocuklar için açıköğretimin alternatif hale gelmemesi, mümkün olduğu kadar örgün eğitime yönelmeleri ve kalmaları gerekiyor. Açıköğretim, eğitime erişimin hiçbir şekilde mümkün olmayacağı istisnai durumlarda bir seçenek olmalı. Örgün eğitim çağı dışındaki kişiler ondan faydalanmalı. Üniversiteye hazırlık için açık liseye geçenler, sınavın dışında kalan dersleri önemsemiyor. Zamanlarının tamamını sınava hazırlık için kullanabileceklerini düşünüyor. Nasıl eğitim desteği aldıklarını ise bilmiyoruz.