Her problem bir öğrenme fırsatı

Güncelleme Tarihi:

Her problem bir öğrenme fırsatı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2024 10:56

Problem, hedefe ulaşma sürecinde karşımıza çıkan engeller, daha önce karşılaşmadığımız, yeni ve hazır bir tepkimizin olmadığı fakat üzerinde çalışıldığında çözüm bulabileceğimiz uyarıcı durumlar. Gün içinde yaşadığımız gelişmeler bizleri birçok problem durumuyla baş başa bırakıyor.

Haberin Devamı

Dolayısıyla, yaşamımız boyunca problem çözme becerilerimizi ortaya koymamızı ve çözümler üretmemizi gerektiren sayısız durum ve olayla karşı karşıya geliriz. Problem dediğimizde birçoğumuzun zihninde sadece derslerde gördüğümüz matematik problemleri canlanır. Fakat yaşantımızda karşımıza çıkan her engel bir problem durumudur. Son zamanlarda dünyada ve teknolojideki hızlı değişimleri ve yenilikleri düşündüğümüzde, problem çözme becerisinin insanlar için ne kadar hayati bir önem taşıdığını anlayabiliriz.

Problem yaratan bu durumlar, fırsat olarak da değerlendirilebilir. Çünkü her problem bir öğrenme fırsatıdır. Aynı zamanda bu problemler, bireysel gelişimin anahtarı olarak da değerlendirilebilir. Problemlere çözüm üretmede en büyük yardımcımız deneyimlerimizdir. Fakat önceki deneyimlerimiz bize problem çözmede yardımcı olabildikleri gibi, bazı güçlükler ve engeller de yaratabilirler. Daha önceki deneyimlerimiz nedeniyle nesnelerin belirli işlevlerine takılı kalarak yeni işlevler üretmede zorlanabiliriz. Örneğin, “valiz, eşya taşımak içindir”. Bu işleve takılmanın sonucunda valizi yaratıcı bir biçimde yeni durumlarda kullanmayı beceremeyiz. Yorgun olan bir kimse durakta beklerken valizini sandalye gibi kullanıp oturarak dinlenebileceğini akıl edemeyebilir. Çocuklarda ise bu beceri daha fazladır. Örneğin bulduğu tavayı davul olarak kullanan çocuk, kullandığı materyalin işlevine takılmadan ona yeni işlevler yükleyerek o anki problem durumuna kolayca çözüm üretir.

Haberin Devamı

TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN ANAHTARI
Günümüzde yaşanan bilimsel ve teknolojik gelişmelerin çoğunda, problem çözme becerileri gelişmiş kişilerin etkisi bulunuyor. Problem çözme becerisi yüksek olan kişiler sayesinde, yeni araçlar ve yöntemler geliştirilerek diğer insanları yaşamında olumlu yönde ilerleme ve değişiklikler olur. Problem çözme becerisi aynı zamanda günlük yaşamımızın birçok anında ihtiyaç duyduğumuz bir beceri türüdür. Alışveriş yapma gibi basit işlerden yaşamımızı etkileyen önemli sorunların çözümüne kadar birçok durumda problem çözme becerisinden yararlanılır.

Haberin Devamı

Çocukların problem çözmeye yönelik davranışlarını çok küçük yaşlardan itibaren gözlemleyebiliriz. Örneğin; iki yaşında iken küpleri üst üste koymaya çalışırlar ve sıklıkla devirirler; üç yaşında iken ayakkabı giymeye çalışırlar, çoğunlukla beceremezler ama giymeye çalışmaya devam ederler; beş yaşında iken oyuncağın tekerinin nasıl döndüğünü merak edip anlamaya çalışırlar. Kısaca, problem çözme becerisi çocukluk döneminden itibaren kazanılmaya başlar, okul hayatında da gelişmeye devam eder. Problem çözme becerisi, eğitim yoluyla geliştirilebilir. Çocuklar problemlerle karşılaştığında her zaman yanında danışabileceği birisi olmayabilir. Bu nedenle, küçük yaştan itibaren, evde ve okulda problem çözmeye yönelik deneyimler yaşayabilecekleri durumlarla karşılaşmaları önemlidir. Küçük yaştan itibaren problem çözme becerisini kazandırmayı başarabildiğimiz zaman; çocuğun kendi yeteneklerini keşfetmesini kolaylaştırmış oluruz. Ayrıca zorluklar karşısında başkaları yerine kendisinin karar vermesi becerisi desteklenmiş olur. Bu zorluklara kendi çözüm yollarını geliştirebilir, sahip olduğu bilgi ve becerilerini kullanma olanağı bulmuş olur ve böylece kendine güveni artar. Bu şekilde hayatları boyunca karşılaşabilmeleri muhtemel kişisel, mesleki ve sosyal problemleri, kendi problem çözme yeteneklerini kullanarak çözebilirler. Öğrenme sürecinde daha başarılı olurlar. İçinde yaşadığımız toplumun gelişimi için ihtiyaç duyulan nitelikli bireyler haline gelirler. Dolayısıyla bu becerinin geliştirilmesi için neler yapılabileceği konusunda düşünmemiz gerekir.

Haberin Devamı

NASIL PROBLEM ÇÖZERİZ?
Problem çözme sürecinin nasıl işlediğini bilirsek, bu becerinin geliştirilmesi için neler yapabileceğimizi de anlamış oluruz. Bu süreç,
* Zor bir durum oluşturan problemin tanımlanması,
* Çözüm için ihtiyaç duyulan alternatiflerin belirlenmesi,
* Alternatiflerin test edilmesi,
* Problemin çözülmesi ve
* Çözümün değerlendirilmesi adımlarından oluşmaktadır. Günlük yaşam içinde herhangi bir problem durumuyla karşılaşıldığında, anne-babalar veya öğretmenler bunu bir fırsata dönüştürerek, bu adımlara yönelik neler yapılabileceğini çocuklarıyla konuşabilirler. Bu adımların kullanılmasına yönelik olarak anne ve babanın çocuklarına doğru şekilde model olmaları önemlidir. Çocuklar, ailede anne ve babalarını gözlemleyerek, onların davranış kalıplarını içselleştirmektedirler. Dolayısıyla, sorunlarla karşılaştıklarında kullandıkları problem çözme stratejileri çocuklar için örnek teşkil etmektedir. Bu yüzden, anne babaların çocuklara doğru problem çözme stratejilerini öğretmeleri veya davranışlarıyla rol model olmaları gerekir.

Haberin Devamı

DENEYİMLER ETKİYİ ARTTIRIR
Çocuklar günlük yaşantılarında problemlerle karşılaştıklarında merak ve araştırma duyguları harekete geçer. Bu meraklarının engellenmemesi önemli. Problem çözme sürecinde sorumluluk çocuklara bırakılmalı ve ebeveynler sadece çözüm bulmaları konusunda çocuklara yardımcı olmalı. Ev içinde yemek hazırlama, sofrayı kurma, çamaşırları katlama, sabahları elbiselerini seçme, odasını veya oyuncaklarını düzenleme gibi basit görevler ile sorumluluklar verilmesi, problem çözme konusunda çocukların deneyimler yaşamasını sağlayabilir. Problem çözme becerisi, sağlam bir özgüven ve olumlu düşünce yapısı ile desteklenmeli. Çocuklara küçük yaştan itibaren sorumluluklar verilmesi, onların özgüvenini ve çözüm üretme becerilerini artırır.

İletişim becerileri, muhakeme becerileri, karar verme becerileri ve yaratıcı düşünme becerilerini başarıyla kullanabilen çocuklar problem çözmede daha başarılı. Dolayısıyla bu becerilerin geliştirilmesine yönelik olarak çocukları kodlama eğitimi, oryantiring, akıl ve zekâ oyunları oynama gibi faaliyetlere yönlendirmek yararlı olabilir. Ayrıca bu becerilerin gelişmesini sağlayabilecek ve çeşitli deneyimler yaşayabilecekleri ortamlara girebilmeleri için çocukların desteklenmesi gerekiyor. Böylece, daha fazla uyaranlarla karşılaşmaları ve farklı kişilerle iletişim kurmaları sağlanır. Farklı yerlerde bulunarak çocuğun yaşam ortamı ve deneyimlerinin zenginleştirilmesi ile çocuğun problemlere farklı çözümler üretebilmesi kolaylaşacaktır.

OYUN ÇOCUKLARIN PROBLEM ÇÖZME BECERİSİNİ DESTEKLER
Problem çözme becerisinin gelişiminin desteklenmesinde yaşamın gerçeklerini yansıtan, olumlu ve destekleyici mesajları olan hikâye ve masallardan da yararlanılabilir. Çocuğun yaşına ve gelişimsel özelliklerine uygun hikâye ve masallar seçilip okunduğunda; çocukların farklı karakterler, başarılması zor olan engeller ve çözülmesi gereken bulmacalarla karşılaşmaları sağlanır. Bu zorluklar ve problemler karşısında ana karakterlerin kullandıkları problem çözme yaklaşımlarını dolaylı olarak deneyimlemiş ve model almış olurlar.

Haberin Devamı

Bunun dışında, oyunlar da çocukların problem çözme becerilerinin gelişimine katkı sağlar. Oyun oynarken, çocuklar farkında olmadan çeşitli problemlerle karşılaşır ve bunları çözmek için hem kendi stratejilerini geliştirebilirler hem de oyun arkadaşlarının kullandıkları stratejileri görerek model alabilirler. Eğitsel içerikli oyunlar, akıl ve zekâ oyunları, bilmece ve bulmacalar gibi oyunlar, grup oyunları, takım çalışması ve sabır gerektiren oyunlar hem çocukların bilişsel becerilerinin gelişimine katkı sağlar hem de analitik düşünme ve mantıklı çıkarımlar yapma yeteneklerini geliştirir.

DOÇ. DR. MERAL TANER DERMAN KİMDİR?
Bursa doğumlu olan yazar, lisans eğitimini Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Sınıf Öğretmenliği ile Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümlerinde çift anadal eğitimi ile tamamladı. Aynı üniversitede ilköğretim alanında yüksek lisans eğitimini 2003, doktora eğitimini de 2013 yılında tamamladı. 2002 yılında araştırma görevlisi olarak meslek yaşamına başladı. 2014 yılında doktor öğretim üyesi ve 2021 yılında okul öncesi eğitim alanında doçent unvanını aldı. Şu anda Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Eğitim Ana Bilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Okul öncesi eğitim, erken çocuklukta matematik eğitimi, dil gelişimi, davranış problemleri, saldırganlık, empati gibi konularda bilimsel çalışmalar yürütmektedir. Ulusal/uluslararası yayınlar ile bildirileri, yürüttüğü yüksek lisans ve doktora tezleri ve görev aldığı projeler bulunuyor.

BAKMADAN GEÇME!