Güncelleme Tarihi:
Dil okulları, yurtdışı danışmanlık hizmeti, değişim programları gibi alanlarda çalışmalar yürüten Education First’ün (EF) bu yıl altıncısını yayınlandığı ‘İngilizce Yeterlilik Sıralaması’nda Türkiye ‘çok düşük düzey’deki ülkeler grubunda 51’inci sırada yer alıyor. Yani İngilizce’de ülkece “How are you?(Nasılsın?)” dan pek öteye gittiğimiz söylenemez.
Peki, İngilizcemizi geliştirmek için ne yapabiliriz? Neden bir türlü öğrenemiyoruz?
Eğer maddi imkânınız varsa ABD ve Birleşik Krallık dışında hangi ülkeler eğitim için doğru tercih? İngiltere’nin uluslararası eğitim ve kültürel fırsatlardan sorumlu en büyük organizasyonlarından British Council’ın İngilizce Bölümü Direktörü Ayşen Güven’e İngilizcemize güç katacak yöntemleri ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Yasemin Bayyurt’a ise neden bir türlü şeytanının bacağını kıramadığımızı sorduk.
İngilizcenize güç katacak 10 yöntem
British Council, İngiltere’nin uluslararası eğitim ve kültürel fırsatlardan sorumlu en büyük organizasyonlarından biri. Dünyada İngilizce eğitimi denildiğinde akla ilk onun adı geliyor. Uluslararası İngilizce Dil Yeterlilik Sınavı’nı (IELTS) da yürüten organizasyon ücretsiz olarak birçok eğitim içeriği paylaşıyor. Bu nedenle kurumun önerilerine kulak vermekte fayda var. British Council İngilizce Bölümü Direktörü Ayşen Güven gençlere, İngilizce’yi okulla sınırlamamalarını, bu süreci keyifli ve interaktif bir hale getirmelerini söylüyor. İşte gençlere İngilizcelerine güç katacak 10 önerisi:
DİNLEYİN, İZLEYİN VE OKUYUN
Eğer dilinizi geliştirmek istiyorsanız, İngilizce’ye maruz kalmanız hayati. Kendi ülkelerinde yarı zamanlı olarak İngilizce eğitimi alanlar, İngiltere’de öğrenenlere göre daha dezavantajlı. Mümkün olabildiği kadar İngilizce duyup konuşabilmek için elinize geçirdiğiniz tüm fırsatları kullanın. Bu müfredat dışı aktiviteler, film izleme ya da kitap okuma olabilir. Diğer bir ifadeyle, birçok farklı kaynaktan İngilizceyle temas etmek size zengin bir öğrenim deneyimi sunar.
KULLANIN, KONUŞUN VE YAZIN
Maruz kalmak iyi bir başlangıç ancak yeterli değil. Bunun için dili kullanmanız gerekiyor. İngilizce yazma ve konuşma fırsatı bulmak bir mücadele. Bu, sınıfınızdan başlayabilir. Fakat müfredatta bunun için ayrılan süre sınırlı ve birçok üniversite yeterince müfredat dışı aktiviteye sahip değil. Bu nedenle pratik yapabileceğiniz yerler bulmalısınız. British Council’in hazırladığı LearnEnglish platformunda yazma pratikleri için ayrılmış bir bölüm var. Eğer yazma becerilerinizi geliştirmek istiyorsanız, ‘learnenglish.britishcouncil.org/en/ writing’ adresini ziyaret edebilirsiniz.
DİJİTAL FIRSATLARI DEĞERLENDİRİN
İngilizceye maruz kalma ve pratik yapma noktasında yardımcı olabilecek çok geniş dijital fırsatlar var. Bunlar içerisinde en iyi yollardan biri; kitlesel açık çevrimiçi kurslar (MOOC). İlgi alanı ve isteğe bağlı olarak ücretsiz katılabileceğiniz bu online kurslarla ilgili, British Council’ın internet adresinden bilgi alabilirsiniz. Ayrıca ihtiyaçlarınıza göre ücretsiz uygulamalar da indirebilirsiniz.
İNTERAKTİF YOLLAR DENEYİN
Dili içerikleri yorumlayabileceğiniz, başkalarına soru sorabileceğiniz ve diğer dinleyicilerle meşgul olabileceğiniz interaktif yollarla öğrenmeyi deneyin. İçerikle etkileşime geçebileceğiniz çok fazla dijital öğrenme deneyimi bulunuyor. Birçok üniversite online yönetim sistemleri kullanıyor. Bunlar öğretmen ve diğer öğrencilerle etkileşime geçme imkânı sağlıyor. Bu sistemlerden faydalanın. Bloglara katılın, öğretmen ve arkadaşlarınızla chat yapın ya da dijital platformlarda soruları yanıtlayın.
EĞLENCE KATIN
Yabancı dil öğrenirken anahtar faktörlerden biri de, eğlenmek. Sizin için en iyi yolu seçin. Öğrenme motivasyonu verecek kendi yolunuzu bulmak zorundasınız. Belki müzik dinleyerek ya da dizi izleyerek İngilizceyle zaman geçirmeyi tercih edebilirsiniz. En önemli nokta, bu yolu bulmaktan ve geliştirmekten siz sorumlusunuz.
YENİ KAPILAR AÇABİLECEK BİR ARAÇ OLARAK BAKIN
Öğrenciler için dil öğrenirken en önemli bariyerlerden biri, onu izole bir konu olarak görmeleri. Fakat gerçek şu ki; dil izole şekilde ortaya çıkmadı. O bir bütün paket olarak geliyor. Bunun içerisinde kültür, sanat ve birçok farklı tecrübe de bulunuyor. British Council’ın internet adresinde yakın zamanda kullanıcılara açılan, bununla ilgili bir kanal da yer alıyor. Bölümde İngiltere’de sanat ve yaşam tarzı konusunda içerikler sunuluyor ve bunlar dil becerinizi geliştirmeye odaklanıyor. Sanatları deneyimleyebiliyor ve interaktif videolar sayesinde İngilizcenizi geliştirebiliyorsunuz. (www.britishcouncil.org.tr/en/english/ the-english-channel)
BİR HEDEF KOYUN
Bu dil öğreniminde çok önemli. Neyi, nasıl ve ne zaman öğrenmek istediğinize karar verin. Bunun için net bir karar almalı ve takip etmelisiniz. Konu İngilizcenizi geliştirmek olunca neye ulaşmak istediğinizi düşünün. Onun için çalışın. Çok sayıda online kaynak var. Ücretsiz olarak pratik yapabilirsiniz. Kendinize hedef koymanın bir yolu da seviye testleri çözmek. Buradan çıkacak sonuçlara göre bir yön belirleyebilirsiniz.
DİLİN ÖZGÜN KULLANIMINI ÖĞRENİN
Kullanımla ilgili becerileri geliştirmek önemli. Bu daha hızlı öğrenmenize ve hemen odaklanmanıza imkân verir. Örneğin, kelimeler yerine söz öbeklerini öğrenmeye odaklanabilirsiniz. En basit şekliyle söz öbekleri birbirine uyan kelimeler olarak tanımlanabilir. Onları bu şekilde öğrenirseniz hatırlamanız, konuşurken ve yazarken kullanmanız daha kolay bir hale gelir. Okulda İngilizce bir yazı hazırlarken benzer örnek metinler bulabilir ve orada dilin nasıl kullanıldığını analiz ettikten sonra bunları deneyebilirsiniz. Aynı yöntemi bir sunum hazırlarken de uygulayabilirsiniz.
NOT ALIN
Sınıfta ya da dışarıda, dikkatinizi çeken ne varsa kaydedin. Sadece bir kere not etmek ve aklınızın bir kenarına yazmak hatırlamak için yeterli değil. Diyelim ki kariyeriniz için İngilizcenizi geliştirmek istiyorsunuz. Eğer testlerdeki sonuçlarınız orta ve üstteyse, profesyoneller için hazırlanan internet yayınlarını da takip edebilirsiniz.
HATADAN KORKMAYIN
Dil öğrenirken hata yapmaktan korkmamak ve olumlu düşünmek çok önemli. Yani sizi olumsuz etkileyen tüm bariyerlerden kurtulun.
Neden bir türlü öğrenemiyoruz?
Sürekli İngilizce çalışıyor, ancak yabancı biriyle karşılaştığınızda kitlenip kalıyor musunuz? Ya da yabancı dizilerdeki diyalogları kolayca anlıyor, fakat iş aynı cümleleri kurmaya geldiğinde aklınız mı karışıyor? Bu aslında sadece sizin değil, Türkiye’de birçok öğrencinin problemi. Peki, İngilizce’yi neden bir Danimarkalı kadar iyi konuşamıyoruz? Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Bayyurt, bunun beş nedenini sıralıyor:
BU BİR DERS DEĞİL
İlkokul ikinci sınıftan başlayarak üniversite dahil eğitimin her kademesinde İngilizce öğreniyoruz. Öncelikle yabancı dil, matematik ya da sosyal bilgiler gibi bir ders değil. Bu tip dersler problem çözerek veya ödevlerle öğreniliyor. İngilizce ise ödevler tamamlandıktan sonra bir kenara bırakılacak alan değil. Hakim olmak için onu bir ders olarak görmekten vazgeçin. Eğer yabancı dilleri bir iletişim aracı olarak değerlendirirseniz, yol almaya başladığınızı göreceksiniz. İngilizce dünyada dil, din, ırk, cinsiyet ya da sosyal sınıf ayrımı yapmadan değişik coğrafyalardan tüm insanları birleştiren, hayatla iç içe bir iletişim aracı.
SINAV ODAKLI EĞİTİM
Ülkemizde İngilizce eğitimi sınav odaklı. Okullarda okuma, yazma ve konuşmaya yeterince teşvik edilmiyoruz. İngilizce dil derslerinden beklentimiz genel olarak yabancı dil sınavlarına hazırlanmaktan öteye gitmiyor. Müfredatta okuma, yazma ve dinlemeyle ilgili etkinlikler olsa da İngilizce öğretmenleri, öğrencileri Yabancı Dil Sınavı (YDS) ve Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) gibi sınavlara hazırlamak adına bunları atlayarak ders işleyebiliyor. Bu da üniversitede yazma eğitimi almadığımız için akademik derslerde ve yazılı sınavlarda zorlanmamıza neden oluyor.
DİL BİLGİSİ TAKINTISI
Değişik seviye ve yaş gruplarındaki öğrencilerin birçoğuna göre yabancı dil öğrenimi kelime ve dilbilgisinden ibaret. Yani bir dilde kelime dağarcığınız geniş olmadan ve dilbilgisi kurallarına uygun konuşmadan iletişim kurulamayacağı düşünülüyor. Fakat gerçekler böyle değil. Çoğumuz dilbilgisi hatası yapacağız diye konuşmaktan çekiniyoruz. Bundan korktuğumuz için de konuyu öğretmene sormuyoruz. Bu böyle sürüp gidiyor. Anadilimizde konuşurken bile hatalar yapıyoruz. Bu nedenle bundan korkmak yerine yabancı dili bir iletişim aracı olarak görmeye başlamalıyız.
TEMAS ETMEMEK
Okulda aldığımız İngilizce eğitimi çoğunlukla sınıfta kalıyor. Fakat size bir gerçek; yabancı dil sosyal hayatta öğrenilir. Kendinizi geliştirmek istiyorsanız, günlük hayatınızda onunla daha fazla haşır neşir olmaya çalışın. Bunun için yabancı dil konuşabileceğiniz ortamlarda bulunun. İngilizce düşünebilecek kadar dile hakim olmak için her fırsatta pratik yapmaktan çekinmeyin. Ona olabildiğince maruz kalın.
TEKNOLOJİYİ DIŞARIDA BIRAKMAK
Bugün Türkiye’de çoğu gencin internete ulaşımı var. Fakat teknolojinin yabancı dil öğrenmedeki katkısını göz ardı edebiliyoruz. İnternet dünyası dil eğitimi için sayısız imkân sunuyor. İster Milli Eğitim Bakanlığı’nca tavsiye edilen İngilizce eğitim sitelerinden elektronik kitap indirin. İsterseniz de Youtube’ta birçok dildeki eğitici video ya da müzik kanallarıyla vakit geçirin. Ayrıca sosyal medyada yabancı arkadaşlar edinebilir ve hayatınıza her gün biraz daha İngilizce ekleyebilirsiniz.
LONDRA’DA EĞİTİM ŞANSI
Türkiye’de öğrencilerin İngilizcelerini geliştireceği ve pratik yapma şansı bulacağı bir fırsat daha var: ‘Erasmus+’. Dünyada 30’uncu yılını kutlayan program Türkiye dahil olmak üzere 33 ülkede lisans ve lisansüstü öğrencilerin başka ülkelerde eğitim alması için eşsiz bir fırsat. Yılda 2.2 milyar Euro’nun hibe edildiği programda Türkiye 2004’ten beri yer alıyor. Bu sürede 400 binden fazla kişi Avrupa’da eğitim, staj, işbirliği ve gönüllülük olanaklarından faydalandı. Ayrıca bazı vakıf üniversiteleri öğrencilerine ABD ve İngiltere’de anlaşmalı üniversitelerde veya kendi kampuslarında İngilizce hazırlık programları da sunuyor. Bu kampuslarda yabancı eğitimciler ve öğrencilerle, Türkiye’den gelenler dillerini çok daha hızlı, yaşayarak geliştirebiliyor. Bunlardan biri de Nişantaşı Üniversitesi. Üniversite Londra’da açtığı kampusunda ek eğitim ücreti talep etmeden isteyen tüm öğrencilerine dönemlik veya yıllık eğitim fırsatı sağlıyor. Nişantaşı International Campuses Of Higher Education (NICHE) yapılanmasının ilk kampusu olan Londra Yerleşkesi’nde öğrenciler okudukları bölüme dair dersleri de eş zamanlı alabiliyor. Böylelikle dönem kaybı olmadan dil eğitimi de tamamlanıyor.
**
Yabancı dil öğrenmek için en etkili yollardan biri de yurtdışı. Bunun için ilk akla gelen ABD ve İngiltere olsa da, İngilizce eğitimiyle öne çıkan başka ülkeler de var. İşte yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS’in alternatif rotaları.
DİL EĞİTİMİ İÇİN ALTERNATİF ROTALAR
Maddi gücünüz varsa dil öğrenmek için yapabileceğiniz en iyi yöntem, anadil olarak konuşulduğu bir ülkede eğitim almak. ABD, İngiltere gibi büyük oyuncuların yanı sıra İngilizce eğitimiyle öne çıkan başka ülkeler de var. Londra merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS, Türkiye’den öğrencilerin de ilgisini çekebilecek dört alternatif ülke paylaşıyor.
SOSYAL HAYATA KARIŞIN
Akdeniz’deki ada ülkesi Malta, uzun yıllar bir İngiliz kolonisi olmasının tüm avantajlarını kullanıyor. Canlı hayatı, uygun yaşam masraflarıyla Türkiye’den öğrencilerin de ilgisini çekiyor. Avrupa Birliği’nin en küçük üyelerinden Malta’da İngilizce resmi dillerden biri. Bu nedenle sokakta karşılaştığınız hemen herkes İngilizce konuşabiliyor. Dil okullarının çoğu başkent Valletta’da. Bunlarda iki haftalık eğitimler genel olarak 1500 dolardan başlıyor, konaklama ve kurs uzunluklarına göre 10 bin dolara kadar çıkabiliyor. Ayrıca birçok eğitim şirketi aile yanında konaklama imkânı da sunuyor. Bu sayede günlük hayatta daha çok pratik yapma şansı da bulabiliyorsunuz.
SAYISIZ KURS
Kanada, İngilizce eğitimde akla ilk gelen ülkelerden olmasa da özellikle Toronto ve Ottawa’daki sayısız İngilizce kursuyla “Yarışta ben de varım” diyor. Gerek şirketler gerekse üniversitelerde İngilizce hazırlık kurslarına katılabiliyorsunuz. Ülkede iki haftalık bir kurs için yaklaşık 2 bin dolar harcamanız gerekiyor. Bunun içerisinde genelde aile yanında konaklama ve eğitim masrafları da yer alıyor.
YÜZÜKLERİN EFENDİSİ’NİN COĞRAFYASI
Yüzüklerin Efendisi’nin hayranıysanız, Yeni Zelanda sizin için zaten çok şey ifade ediyor olmalı. Bunun üzerine eşine az rastlanır manzaraları, arkadaş canlısı insanları ve dünyanın en yaşanabilir şehirlerini de ekleyin. İngilizce okulların çoğu Acukland’da. 2-3 haftalık kurslarsa 1500 dolardan başlıyor. Birçok üniversite de İngilizce program sunuyor. Bu nedenle üniversitelerin yurtlarında konaklayabiliyorsunuz.
DİL EĞİTİMİNE AFRİKA DENEYİMİ KATIN
Eski bir İngiliz kolonisi olan Güney Afrika Cumhuriyeti’ni de listenize eklemelisiniz. Ülkede 11 resmi dilden biri de İngilizce. Herkes İngilizce konuşabiliyor. Yabancı dil eğitimine Afrika deneyimi katmak isteyenler mutlaka Güney Afrika’daki kurslara bir göz atmalı. Çoğunlukla Cape Town’da yer alan okullarda iki haftalık kurslar yaklaşık 2 bin dolardan başlıyor. Bunun içerisinde konaklama da yer alıyor.