Güncelleme Tarihi:
Esas görevi kandaki pıhtınmayı tedavi etmek olan Heparin vücutta doğal olarak üretilebilir. Mast hücreleri olarak bilinen oluşumlar vücudun ihtiyaç duyduğu ve bağışıklık sisteminde önemli rolü bulunan Heparini üretilir. Ancak çeşitli durumlarda mast hücreleri üzerine düşen vazifeyi yerine getiremediği için vücut Heparin üretimini durdurabilir. Böyle durumlarda özel olarak üretilen Heparin ilaçları hastanın kanındaki pıhtılaşma sorunlarını giderir.
Heparin Nedir, Nerede Üretilir?
Heparin temel olarak kanın yoğunluğunu ayarlayan birimler arasındadır. Vücutta doğal olarak üretilebilen ancak bağışıklık sisteminin zorlandığı durumlarda üretimi duran hücreler arasındadır. Böyle durumlarda hastanın vücudunda oluşan reaksiyonun önüne geçebilmek ve ameliyat gibi koşullara hazırlayabilmek için Heparin takviyesi dışarıdan verilir.
Heparin normal olarak vücutta bulunan mast hücrelerinde üretilir. Bağışıklık sistemini düzenleyen ve vücudu hastalıklara karşı koruyan bu hücreler ayrıca kanın ideal yoğunlukta kalmasını sağlar. Böylelikle damarların tıkanmasını, organların fonksiyonunu yitirmesini ve Heparin eksikliği sonucunda vücutta oluşan çeşitli reaksiyonların önüne geçilmesinde rol oynar. Özellikle birden fazla hastalık ile mücadele eden kimselerde Heparin üretimi durabilir. Bu gibi durumlarda hastanın karaciğerinde, akciğerinde ve atar damarlarında pıhtılaşma görülebilir. Akciğer ambolisi ya da tedavisi gibi durumlarda Heparin büyük önem arz eder. İşte bu gibi senaryolarda Heparin dışarıdan takviye olarak verilir.
Heparin Görevleri Nelerdir, Ne İşe Yarar?
Heparin görevleri nelerdir sorusuna cevap verilecek olursa ilk olarak kandaki pıhtılaşmayı önleme olduğu söylenebilir. Birçok nedene bağlı olarak gelişen pıhtılaşma durumu genellikle mast hücrelerinin yanlış ya da yetersiz çalışmasından kaynaklanır. Bununla birlikte Heparin üretimi düşerek akciğer, karaciğer ve atar damarlarda tıkanmalar meydana gelebilir. Heparin de tam olarak burada devreye girip kanın ideal bir yoğunluğa erişmesini sağlar.
Heparin görevleri sadece bununla sınırlı kalmayıp ayrıca hemodiyaliz işlemi için de sık sık tercih edilir. Böbreklerin fonksiyonunu tam olarak yerine getiremediği durumlarda üre, kreatin, fosfor ve benzer zararlı maddeler vücuttan atılamaz. Normalde idrar yöntemiyle vücuttan atılan bu zararlı bileşenler böbreklerin tam olarak çalışmadığı durumlarda vücutta barınabilir. Hemodiyaliz işlemi yapabilmek için ise kanın ideal bir yoğunlukta tutulması büyük önem arz eder. Heparin de bu gibi durumlarda tercih edilip diyaliz işleminden önce vücudu hazırlama imkanı oluşturur.
Kanın ideal yoğunluğa getirilmesi ve pıhtılaşma probleminin önüne geçmesi gibi büyük faydalarından dolayı Heparin kalp ameliyatlarında da sık sık kullanılır. Özellikle açık kalp ameliyatlarında pıhtılaşma problemi ile uğraşmamak için ameliyat öncesinde Heparin takviyesi yapılabilir. Toplardamar içerisine iğne ile enjekte edilen Heparin ameliyat sırasında kalın ideal yoğunlukta kalmasını sağlar.
Kan nakli gereken durumlarda pıhtılaşma problemi ile karşılaşmamak ve halihazırda var olan bu sorunun önüne geçebilmek için Heparin tercih edilebilir. Bazı durumlarda kan tahlili öncesinde daha temiz sonuçlar elde edebilmek için uzman doktorlar tarafından da Heparin takviyesine gidilebilir.
Yayılmış damar içi pıhtılaşma sorunlarında da Heparin doktorların öncelikli tercihi olur.
Son olarak Heparin uzun süre yatakta kalması gereken ve ameliyat sonrasında hareket edemeyecek kişilerin kanını ideal yoğunlukta tutabilmek ve hareketsizlik sonucu oluşacak pıhtılaşmanın önüne geçmek amacıyla kullanılır. Kanı sulandırdığı ve incelttiği için Heparin kullanımıyla yan etki olarak aşırı kanama görülebilir.