Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz dönem pandemi nedeniyle uzaktan eğitimle üniversite hayatına başlayan Özzengin, aynı zamanda Türkiye’de 11’inci sınıfta okuyan bir lise öğrencisi. Her ay bir hafta Almanya’ya giderek üniversite eğitimi alıyor, geri kalan üç haftada İzmir’de lise okuyor. Lise bittiğinde ise tam zamanlı olarak Almanya’daki üniversitede okuyacak.
TAM PUAN ALDI
Klasik batı müziği eğitiminin önemli kurumlarından olan Almanya’nın Karlsruhe Müzik Üniversitesi’ne kabul edilmenin çocukluğundan beri en büyük hedefi olduğunu söyleyen Nehir Özzengin, “Bu amaçla tüm dünya pandemi nedeni ile duraklamışken ben tam aksine hedefime ulaşmak için çalışmalarımı daha da arttırdım ve sıkı bir şekilde sınavlara hazırlandım. Piyano bölümü profesörlerinin oluşturduğu jüri karşısında oldukça heyecanlıydım, ancak sınav bitiminde performansımdan çok memnun kaldıklarını hissetmiştim. Sonuçlar açıklandığında tam puan alarak 15 yaşında üniversiteye kabul edildiğimi öğrendim ve gerçekten büyük bir sevinç yaşadım. Çünkü bu aslında benim 4 yaşımdan bu yana piyano ve müzik için verdiğim emeklerin bir ödülüydü” dedi. Üniverstenin kabul sınavlarında en yüksek puanı alarak Piyano Bölümü Genç Öğrencisi olmaya hak kazanan Nehir, sınav jürisi tarafından “sıra dışı bir yetenek” olarak nitelendirildi.
ŞATODA EĞİTİM VERİLİYOR
Mart ve Temmuz ayları arasında üniversite eğitiminin online olduğunu belirten Özzengin, “Yaz tatilinin ardından okullar yüz yüze açılınca hemen Almanya’ya gittik. Okulu, arkadaşlarımı ve hocalarımı görme şansım oldu. Derslere girdim. Artık düzenli olarak gidip geliyoruz. Tabii burada da liseyi bitirmem gerekiyor. İzmir’de yaşıyorum ve TAKEV’de okuyorum. Üniversite şimdi aldığım dersleri lise bitip de tam zamanlı üniversite öğrencisi olduğum zaman geçerli sayacak. Erken yaşta 4 yıllık bir üniversite deneyimi yaşıyorum. İyi ve yetkin bir müzisyen olabilme adına piyano eğitiminin yanında müziğin şan, teori, doğaçlama, kompozisyon gibi alanlarında da zor bir eğitim almaya başladım. Okulumun binası yaklaşık 450 yıllık bir şato. Yüzyıllar önce yapılmış bir şatoda yine yüzyıllar önce müziğin başlangıcını oluşturan bestecilere ait piyanolar bulunuyor ve bu yönüyle de büyülü bir ortam. Okulda dünyanın her yerinden öğrenciler var” diye konuştu.
NEHİR MANEVİ, AİLESİ MADDİ ÇABA İÇİNDE
Ailesi ile birlikte ayın bir haftasını Almanya’da geçiren Özzengin’in anne ve babası özel sektörde çalışıyor. Nehir’in babası Devrim Özzengin, ebeveyn olarak yaşadığı deneyimi şöyle anlattı: “Her ay Almanya’ya gidip bir hafta kalıyoruz. Nehir manevi, biz de maddi bir çaba içerisindeyiz. Ekonomik olarak zorlanıyoruz. Ancak tek çocuğumuz olduğu için elimizden geleni yapıyoruz. Herhangi bir burs ya da fon olmadığı için bazı tedbirler alıyoruz. Artık ekonomik nedenlerden dolayı annesi bizimle Almanya’ya gelmiyor. Ben tek başıma götürüyorum. Bazen bunu bile düşünmek zorunda kalıyoruz. En ekonomik çözümleri bulmaya çalışıyoruz. İzmir’den Stutgart’a, oradan trenle şehre geçiyoruz. Dönerken Münih’e trenle geçip oradan İzmir’e dönüyoruz mesela. Diğer yandan müzikle hiç alakası olmayan bir aileyiz. 50 yaşındayım. Bizim için bir hobi sahibi olmak lükstü. Ama ben Nehir’in ilgi alanları olsun çok istedim. 4 yaşında onu bir müzik okuluna götürdüğümde dahi ya da üstün yetenekli demişlerdi. Biz de üstüne eğildik ve her zaman daha iyisini yapmak için uğraştık. Akustik bir piyano alması gerektiğinde kredi çekip bunu yaptık. Piyanonun onun ne kadar geliştirdiğini de bu sayede görebildik. Sosyal ve akademik hayatını hiç bir zaman durdurmadık. Çünkü tek bir yerden beslenemenin yeterli olmayacağına inandık.”
BESTE DE YAPIYOR
Müzik eğitimine 4 yaşında başlayan ve aynı zamanda Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müzik Akademisi Öğrencisi olan Nehir Özzengin, ilk konserini 5 yaşında verdi, ilk yarışma derecesini ise 9 yaşında kazandı. Genç yetenek, Belçika, Lüksemburg, Sırbistan, İtalya gibi dünyanın farklı ülkelerinde katıldığı yarışmalardan bugüne kadar 13 müzik ödülü kazanmayı başardı ve son iki yıl içerisinde katıldığı tüm piyano ve beste yarışmalarından birincilikle ayrıldı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Türkiye’deki kız çocuklarına başarıları ile ilham vermeleri için seçilen 6 gençten biri olan Nehir, birçok sosyal sorumluluk projesinde gönüllü olarak yer alıyor.
LİSAN BİLMEK ÇOK ÖNEMLİ
“Almanca ve İngilizce bilmem eğitimim sırasında bana büyük bir ayrıcalık sağlıyor. Farklı dillerde eğitim almak sizi kültürel anlamda da geliştiriyor ve yabancı insanlara yaklaştırıyor. Müzik evrensel bir değer. Üniversitemde dünyanın farklı ülkelerinden öğrenciler bulunuyor ve müzik hepimizi birleştiriyor ama onlarla anlaşabilmek için aynı dili konuşmanız gerekiyor. İleride uluslararası alanda eğitim almak isteyen genç arkadaşlarıma tavsiyem, kendilerini mesleki anlamda yetiştirmelerinin yanında yabancı dil alanında da geliştirmeleri.”