Güncelleme Tarihi:
Kendimi bu meslekle özdeşleştireli yıllar olmuştu aslında. 11 yılı geçirdim bu meslekte. Tek bir anını bile boş geçirmediğim dolu dolu 11 yıl. Halen ilk günkü heyecanımı koruyorum. Öğretmenliği, öğrencilerimi, okulumu çok seviyorum. Köy okuluyla başlayan yolculuğumda, 11 yılımı hep kırsal ve kısıtlı imkanların bulunduğu bölgelerde geçirdim. Bundan da çok mutluyum. Çünkü insanların hayatlarında ilkleri gerçekleştirmek muhteşem bir şey. Sadece eğitim alanında değil, toplumla eğitimi bütünleştiren ve farkındalık uyandıran çalışmaları yaptım. Benim için toplumla eğitim hep bir bütündür ve öğrencilerime daha iyi bir gelecek hazırlayabilmek için çevresinin de gelişimi oldukça önemli. Öğretmenlik benim için, dokunabildiğin tüm hayatları değiştirmek; bugünde ve geleceklerinde kalıcı izler bırakabilmektir.
GELECEK ELLERİMİZDE ŞEKİLLENECEK
Öğretmen olduğum için çok mutluyum. Her gün okuluma aynı mutlulukla geliyorum ve öğrencilerimin sıcacık gülümsemelerini görünce “iyi ki öğretmen olmuşum” diyorum. Zorluklar yaşayabiliriz belki ama öğretmenlik o kadar farklı bir duygu ki; öğrencilerinizin sıcacık gülüşünü görünce tüm zorlukları unutuyorsunuz. Neden zorluklarla mücadele etmeniz gerektiğini biliyorsunuz. Var mı bizim kadar geleceğe dokunan başka bir insan. Öğrencilerimiz bizim geleceğimiz ve gelecek bizim ellerimizde şekillenmeye devam edecek. Bu sebeple özellikle öğretmen adaylarımızdan bu satırları okuyanlara söylemek istiyorum: Lütfen inandığınız bu yoldan asla ayrılmayın. Öğretmenlik bambaşka bir duygu. Her an, her gün daha çok bağlanmalıyız çocuklarımıza. Onlar bizim geleceğimiz. Bugün iyi şeyler yapıyorsak, yarınlar için daha iyisini yapmak için çalışmalıyız. Değişen ve gelişen dünyaya da ayak uydurmak için araştırmaktan, öğrenmekten asla vazgeçmemeliyiz.
Yaptığım çalışmalar arasında daha çok “Baba Bana Bir Masal Anlat” Projesi duyuldu. Sadece bununla ‘Küresel Öğretmen Ödülü’ne aday gösterildiğim de sanılabiliyor bazen ama bu proje aslında “Nurten Öğretmen Masalı”nın içinde bir masal. Ama çok değer verdiğim bir proje. Aday gösterilmeme tek etken değil fakat ödülü veren Varkey Vakfı’nın da küresel anlamda yaygınlaştırmak için desteklediği ve farklı bir bakış açısı olarak değerlendirdiği bir proje. Babalar ve çocuklar arasında müthiş bir iz bıraktı. Bu proje, Küresel Öğretmen Ödülü Komitesi tarafından da büyük ilgi gördü ve eğitimde kültürel cinsiyet kalıplarını önlemeye örnek bir çalışma olarak gösterildi.
DEĞİŞİM VE GELİŞİM BİRLİKTE OLMALI
Ayrıca, “Oyuncak Kumbarası (Oyuncak Kumbarası Sınıf Kardeşliği)” Projesi ile 42 köy anasınıfına destek sağlanırken, “Bana Bir Gül(ü)ver” Projesi sayesinde okulumuzdaki öğrenciler ve aileleri ile ilçemizde yaşayan yaşlılarımızın kuşaklararası bağlarını kuvvetlendirdim. “(S)empati Okulu” projesi ile öğrenci ailelerine yönelik sınıf açtım ve empati, sanat, aile eğitimi gibi konularda ailelere 1 yıllık eğitim verdim. ‘Okul Öncesi Spor Şenliği’ ile çocukların sporla okul öncesi çağında tanışmalarına öncülük ettik. “Sen Dili’nde Kadın” Projesiyle ülkemizin farklı bölgelerinde yaşayan kadınlarımızın kendi dillerinde kendi hikayelerini anlattılar. Ayrıca; öğrencilerimizin, kadınlarımızın, velilerimizin sanatla tanışmalarını sağladım. Sosyal ve eğitim yaşamlarının gelişimlerine destek oldum. Aileler ve yöneticilere de eğitimler verdim. İlçenin tanıtımı gibi sosyal etkinliklerde görev aldım. Ve daha nice projeler… Benim için toplum ve eğitim hep iç içe olmuştur. Bu sebeple çocuk kadar çevresinin değişimi de benim için oldukça önemli. Öğretmenlik felsefem hep farkındalık oluşturmak ve dokunabildiğim hayatlar üzerinde iz bırakabilmek üzerine gelişti. Değişim ve gelişim birlikte olursa ancak çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sunabiliriz diye düşünüyorum.
Daha önce birçok kez öğretmen, yönetici, kadın unvanlarıyla ve projelerimle birçok ödül aldım ve aday gösterildim. Hepsiyle ayrı gurur duyuyorum. Şimdi ise Global Teacher Prize. Bu, dünyadaki en büyük öğretmen ödülü, ‘Eğitimin Nobel’i. Ve 2018 yılında da ‘Dünyanın En iyi 10 Öğretmeni’ arasına giren ilk ve tek Türk öğretmen oldum. Sonuçları tüm dünyaya Bill Gates duyurdu. Nasıl bir gurur anlatamam. Sadece ülkemizden değil diğer Türk devletlerindeki vatandaşlarımız başta olmak üzere, farklı ülkelerden tebrik mesajları aldım ve halen sürüyor. Gurur duyduklarını o kadar içten belirtiyorlar ki, mutluluğum daha da artıyor. İlk kez final sahnesinde Türkiye adını duyacağız ve bayrağımız dalgalanacak. Bu büyük onur bana kısmet oldu. Öğretmen olarak böylesi bir gurur yaşamanın ve ülkeme yaşatmış olmanın büyük mutluluğu içindeyim.
SAVAŞ MAĞDURU ÇOCUKLARI İÇİN ÇALIŞACAĞIM
Bu yarışmaya başvuru amacım para olmadı hiçbir zaman. Bayrağımızı final sahnesinde dalgalandırmak ve dünyada bunu gerçekleştiren ilk Türk öğretmen olmak benim için çok daha anlamlı ve paha biçilemez bir gurur. Bu ödülü kazanırsam, aşamalı olarak kullanmayı planlıyorum. Projelerimi geliştirmek ve dünya çapına yaygınlaştırmakla bir süreç başlayacak. Sonrasında uzun vadeli projeleri planlayacağım. Bu ödülde amaç öğretmenini daha yararlı olmasını sağlayacak projelerine finansman sağlamak ve destek olmak. Zaten 10 yıllık süreç içinde çalışmalarımızı planlamamız gerekiyor. Ödül de bu çalışmalar için hibe niteliğinde olacak. Proje ödemeleri de 10 yıllık olarak ödenecek ve bu süre içinde yapılacak projelere kullanılacak. Projelerim ve dünyada ilkleri gerçekleştirmek üzere hayallerim var. Bunlar için değerlendireceğim. Aynı zamanda dünyadaki birçok çocuk açlık, yoksulluk, savaş mağduru. Eğitim süreçleri devam etmiyor, yaşam savaşı veriyorlar. Dünyanın en ağır yüklerini omuzlarında taşıyorlar. Ülkemiz bu anlamda duyarlılık gösteriyor dünya çocuklarına. Ben de ülkemin bir öğretmeni olarak onlar için de çalışmalar, projeler yapacağım. Bu kapsamda ödülü değerlendirmeyi düşünüyorum.
TOPLUMSAL FARKINDALIK PROJELERİ SÜRECEK
Benim için toplum ve eğitim iç içe. Bu nedenle hem eğitim çalışmaları hem de toplumsal farkındalık alanlarında projelerim devam edecek. Artık küresel bir öğretmenim. Hem kendi ülkem için hem de küresel alanda katkılar sağlayacak projeler geliştirmek istiyorum. Çalışmalarım şimdiden büyük ilgi görmeye başladı dünya genelinde ve farklı ülkelerdeki konferanslara davet edildim. Projelerimi ülkelerinde tanıtmamı ve eğitim alanındaki düşüncelerimi aktarmamı istediler. Ben bu etkileri daha da arttırmak ve küresel boyutta farkındalık çalışmaları yapmak istiyorum. Çünkü Türk öğretmeninin farklı bir gücü olduğuna inanıyorum ve bizlerin dünyaya anlatacağı, vereceği çok mesajı var. Hepimiz aslında o kadar güzel örnekleriz ki.
NURTEN AKKUŞ KİMDİR?
İlk ve ortaöğretimini Samsun Çarşamba’da tamamlayan Nurten Akkuş, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Amasya Eğitim Fakültesi’nden ikincilikle mezun oldu. Sosyal hizmetler ve danışmanlık ile sosyoloji alanlarında da derecelere sahip başarılı öğretmen, Türkiye’nin dezavantajlı şartlara sahip köylerinde okul öncesi öğretmenliği yaptı. 2009’dan beri kurucusu da olduğu Samsun Ayvacık Anaokulu’nda müdürlük görevini sürdürüyor.