Hatay’dan İstanbul’a çifte başarı öyküsü
Güncelleme Tarihi:
Hataylı Özgül Tanış ve Semra Kılınç’ın hayatı, çocuk yaşta tanıştıkları Anadolu Bursiyerleri programıyla değişti. Özgül şimdi tıp, Semra ise hukuk fakültesinde.
Özgül Tanış, TIR şoförü bir baba ile ev kadını bir annenin kızıydı. Küçüklüğünden beri doktor olmak istiyordu. Hatay Fen Lisesi’sinde yatılı okurken, ‘Tut Elimi’ isimli bir kardeş okul projesinde ortaokul öğrencisi Semra Kılınç’la tanıştı. Semra, Altınözü ilçesinin Çetenli köyünde oturuyordu. Gündüz okula gidiyor, köye dönünce ailesine bahçe işlerine yardım ediyordu. Hukuk fakültesine gitme hayalleri kuruyordu. İki kız arasındaki abla-kardeş ilişkisi bir daha da hiç kopmadı.
VALİZLİKTEN TIP FAKÜLTESİNE
Okulun yurdunda, valizliğe koyulan bir masa ve sandalye üzerinde sabahlara kadar ders çalışan Özgül Tanış, 4 yıl önce tıp fakültesini kazandı. Ancak ailesinin maddi durumu başka bir şehirde okula gönderecek kadar iyi değildi. Özgül Tanış öğretmenleri sayesinde Koç Üniversitesi Anadolu Bursiyerleri programına başvurdu ve kabul edildi. Astra Zeneca’nın desteğiyle Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne tam burslu olarak kabul edildi. Özgül o anlarda yanında olamayan babasıyla olan bir hatırasını şöyle anlattı: “Anadolu Bursiyerleri programına kabul edildiğimi öğrenince hemen babamı aradım. TIR şoförü olduğu için yanımızda yoktu. Aracını yol kenarına çekip uzun uzun ağladığını hep anlatır. Bu programla hayatımız değişti. İnsanların hâlâ karşılıksız iyilik yaptığını görmek beni geleceğe dair çok umutlandırıyor. Biz de hepimiz mezun olduğumuzda bir çocuk okutmak, onun hayatına dokunmak istiyoruz.”
KARDEŞİNİ UNUTMADI
Anneannesinin alzheimer hastalığı nedeniyle nöroloji alanında ihtisas yapmak ve insanların hayatını değiştirmek isteyen Özgül, aslında ‘kardeşim’ dediği Semra’nın hayatını şimdiden değiştirdi. Özgül Tanış’ın liseyi yatılı okumasından, ardından üniversiteyi kazanmasından çok etkilenen Semra Kılınç da Hatay’daki Necmi Asfuroğlu Anadolu Lisesi’ni yatılı olarak okudu. Pandemi nedeniyle evine dönmek zorunda kalınca, üniversite sınavına kalan son günlerini gündüz annesine yardım ederek, sonra da sabaha kadar ders çalışarak geçirdi. Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Özgül Tanış’ın da desteğiyle Anadolu Bursiyerleri programından Ekol Lojistik bursuyla üniversiteye kayıt yaptırdı.
Bingöl’ün Genç ilçesinden gelen Furkan Karakoç da zor şartlar altında okuyan ancak yılmadığı için başaran gençlerden biri. Makine Mühendisliği ikinci sınıf öğrencisi Furkan, “Babam fırıncıydı. Ancak benim okul hayatına daha yeni başladığım yıllarda işleri iyi gitmedi ve 2010 yılında işsiz kaldı. Sonra yazları aileme destek olmak için ben fırında çalışmaya başladım” diyerek üniversite öncesi yaşadığı çevreyi şöyle anlatıyor:
Maalesef doğduğum bölge terör açısından da kritik bir yer. Ben lisedeyken aynı ilçeden gelen benden bir sınıf üstte bir arkadaşım vardı. O dönemde siyasi olaylara da karışıp daha sonra dağa çıktı. Yakın çevremde böyle bir örnek var. Doğunun küçük bir ilinin küçük bir şehrinde, aynı zamanda çevreden izole bir ortamda yanlış şeylere yönelme ihtimali yüksek. Benim tüm bunlardan uzak kalma sebebim eğitime tutunmuş olmam. Kendim için sosyal ortamı ve geleceği orada görüyor olmam benim en büyük şanslarımdan biridir. Başarılı olmasam bu kadar farkında olmayacaktım, amaçsız biri olacaktım. Ben kendi imkanlarımla bu üniversitede kesinlikle okuyamazdım zaten. Anadolu Bursiyeri olduğum için maddi açıdan hiçbir kaygıya sahip değilim. Yurdumdan kitabımdan okul ücretine, laptopuma kadar her türlü maddi yardım yapıldı. Yanı sıra beni destekleyenlerin manevi yardımı da var. Kendimi asla yalnız hissetmiyorum."
ANADOLU BURSİYERLERİ NEDİR?
2011 yılında altı bağışçı kurum ve 14 bursiyerle başlayan Koç Üniversitesi Anadolu Bursiyerleri Programı, başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrenciler için nitelikli eğitime erişimde fırsat eşitliği sunuyor. Kuruluşundan bugüne 300'e yakın kurumsal ve 1000'i aşkın bireysel bağışçının katkılarıyla toplam 782 gencin hayatına dokunan Program, geniş bir paydaş kitlesini bir araya getirerek üniversite-sanayi ve yükseköğrenim-ortaöğrenim iş birliklerini yeni bir boyuta taşıdı. Her yıl Türkiye’nin dört bir köşesinden 6000’den fazla başvuru alırken, bugüne kadar 178 mezun verdi. Mezunların önemli bir çoğunluğu kariyerlerine ülkemizin önde gelen kurumlarında ve uluslararası kuruluşlarda başlarken diğerleri ise dünyanın en iyi üniversitelerinde akademik kariyerlerine devam ediyorlar.