Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanlığı, dün 37 bin öğretmen atamasına yönelik belirlenen branşları açıkladı. Buna göre, en fazla atama yapılacak 10 branş arasında sınıf öğretmenliği 4 bin 189 kadro ile ilk sırayı aldı. Bunu İngilizce 3 bin 964, din kültürü ve ahlak bilgisi 3 bin 819, ilköğretim matematik 2 bin 574, okul öncesi öğretim 2 bin 90, Türkçe bin 974, özel eğitim bin 593, fen bilimleri-fen ve teknoloji bin 535, rehberlik bin 440, matematik ise bin 334 sayısı ile takip etti. Bu dağılımlara yönelik eleştirilerini sosyal medyadan paylaşan atama bekleyen öğretmen adaylarına, Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarla yanıt verdi.
“Değerli arkadaşlar; bugün kontenjanlar açıklandı. 121 bin ihtiyaç var, 417 bin kişi sınava girmiş, elimizde 37 bin kadro var ve 109 alana dağıtılacak” diyerek sözlerine başlayan Aydoğdu, şöyle devam etti:
“Bu kadar bekleyenin olduğu bir süreçte nasıl dağılım yaparsanız yapın 37 bin kişinin dışında kalan 380 bin kişi üzülecek; bu bir realite. Bütün dağılımlar elimizdeki güncel verilere göre yapıldı. Şimdi bazı rakamları vermek istiyorum; böylece bilmeden edep dışı hakaret edenler öğrensin diye. Sınıf öğretmenliği 17 bin 611 ihtiyaç, 4189 atama yüzde 24’ü karşılandı. İngilizce 17 bin ihtiyaç, 3964 atama ile yüzde 22’si karşılandı. Din Kültürü 16 bin 890 ihtiyaç, 3824 atama ile yüzde 22’si karşılandı. Tarih 865 ihtiyaç var, 312 verildi. Yüzde 43’ü karşılandı. Sosyal bilgilerde 2253 ihtiyaçtan 997’si yani yüzde 46’sı karşılandı. Bilişimde 2758 ihtiyaç var, 867 verildi. Yüzde 32 karşılandı. Şimdi bu alanlara büyük branşlar gibi adaletli(!) dağılım yapılsaydı, bunlar olabilir miydi? Bilmeden, verileri görmeden kendine sıra gelmeyince adalet kavramına sığınarak edep ve haya dışı küfür ve hakaret edenlerin öğretmen olmaları ayrıca üzücü. Kontenjanlar eldeki verilere göre küçük ve ihtiyacı az olan branşlar mağdur edilmeden eldeki verilerle en iyi şekilde yapılmaya çalışıldı. 37 bin kadroyu 109 alana bölseniz, 339 kişi ediyor. Bu realiteyi görmeden sıra bana gelmedi, diye küfür ve hakaret etmek hangi edebe sığar? Gelen bütün arkadaşlarla tek tek ilgilenip dertlerini dinledik; bu gerçekleri anlattık; mezun sayısına göre değil verilere göre hareket edileceğini söyledik. Bir ay boyunca gece gündüz çalışan, insanüstü gayret gösterenlerin emeğine hakaret etmek ayrıca üzücüdür. Sonuç olarak eldeki verilerle yapılanın en iyisi yapılmıştır. Üzülenleri anlıyoruz ama sıra bana gelirse adaletli oldu anlayışı doğru değildir. Beklenti, aile baskısı, çevre baskısı, gelecek kaygısından dolayı üzüntü, sitem, eleştiri baş göz üstüne; ama edep dışı insanın yüzünü kızartacak hakaret ve küfürlere şiddetle hayır.”