Güncelleme Tarihi:
Portföy yöneticisi ve Türk Eğitim Vakfı (TEV) eski genel müdürü Yıldız Günay ile risk analizi uzmanı Murat Şarsel’in tek oğlu olan Güneş, 2001’de İstanbul’da dünyaya geldi. İlkokul ve ortaokulu Hisar Okulları’nda tamamlayan Güneş, liseyi Üsküdar Amerikan Lisesi’nde bitirdi. Lise yıllarında akademik açıdan başarılı bir öğrenci olmasının yanı sıra sosyal becerileriyle de dikkat çekiyordu. 2018 ve 2019 yıllarında İstanbul Maratonu’na katılarak TEV için yaklaşık 450 bin TL toplanmasına ve 65’ten fazla üniversite öğrencisine yıllık burs verilmesine katkı sağladı. Bu başarıları 2020 yılında Northwestern Üniversitesi’nden erken kabulün yolunu açtı. Üniversiteyi endüstri mühendisliğindeki anadalının yanı sıra ‘data bilimi’ ve ‘müzik teknolojisi’ alanlarında yandal yaparak tamamladı. Mezuniyetindeki 3.8 ortalama ona Dean List ödülünü getirdi. ABD’de bu yılın en başarılı 25 Türk mezunu arasında gösterilen Şarsel gelecek planlarını ve başarılı öğrencilik yıllarını şöyle anlattı:
OTOMOTİV ŞİRKETLERİNE YÖNETİM DANIŞMANLIĞI
Lisede aklımda makine mühendisliği vardı. Okuduğum bölümün çok boyutlu olmasını istediğim için endüstri mühendisliği ve yandal olarak data bilimi okumaya karar verdim. Geleceğin mesleklerinde veri biliminin de önemini fark ederek bu alanlara yöneldim. Diğer yandan finans konusunda çalışan ailem çok tavsiye etmese de ekonomi dersleri aldım. Ayrıca üniversitemin bünyesinde yer alan dünyadaki sayılı lisansüstü okullarından olan Kellogg School of Management’ta ‘İdari Analitik’ sertifika programını tamamladım. Tüm bu çalışmalar staj yaptığım Roland Berger’de kariyerimin başlangıcına katkı sağladı. Yönetim danışmanlığına ilgim de yine stajda Roland Berger’in bir elektrikli araç şirketiyle yürüttüğü projede yer almamla başladı. Burada yapacağım işi otomotiv şirketlerine üretilecek modelin maliyetini azaltmak, farklı üretim metotları, alternatif yönetim modelleri sunmak olarak özetleyebilirim.
KÜTÜPHANEDEN SAHNEYE KOŞUYORDUM
Öğrencilik hayatıma 1 anadal, 1 yandal ve önemli bir sertifika programıyla devam ederken, eğlence dünyasında bir kariyer sürdürmek ciddi bir çaba gerektiriyordu. Bunun için zamanı iyi kullanmam gerekiyordu. Sabahtan 14.00’e kadar derse girdikten sonra 21.00’e kadar kütüphanede deli gibi ders çalışıyordum. Saat 22.00’de de kulüpte çalmaya başlıyordum. Hayatın bu hızı beni motive ediyordu. DJ’lik kariyerim akademik hedeflerimin önüne geçmedi ama sınavlarda aldığım iyi notlar kadar müziğimi dinletmenin verdiği hazzı da seviyordum. Beni ABD’deki en başarılı 25 Türk mezun arasına sokan faktörün de kendime has bir profil yaratmak olduğunu ve çok farklı alanlarda kariyer sürdürebilmem olduğunu düşünüyorum.