Görsel algının çocuğun eğitim ve gelişimindeki yeri

Güncelleme Tarihi:

Görsel algının çocuğun eğitim ve gelişimindeki yeri
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2024 10:55

Görsel algı, görme-algılama ikilisi çerçevesinde gelişen bu süreç. Basit gibi görünse de gerçekte oldukça karmaşık. Duyu organları (görme, işitme, tatma) ile alınan tüm bilgiler duyumsanarak anlamlandırılıp algılanır. “Duyu organları aracılığıyla elde edilen bilgilerin yüzde 80’i görme organı aracılığıyla gerçekleşir. Gözümüzle çevremizdeki uyaranları görür ve bu uyarıcılar beyin ve göz arasındaki mesafede optik sinirler aracılığı ile beyne iletilir. Beyindeki görme merkezine iletilen bilgiler düşünce şemalarında beynin görsel algıdan sorumlu bölgesinde anlamlandırılarak fikirlere dönüşür. Görsel algı sürecinde beyne iletilen görüntüler düzenlenir ve yorumlanır. Böylelikle bir görsel algı sürecinden bahsedilebilir.

Haberin Devamı

Görsel algılama; duyular aracılığı ile alınan görsel uyarıları tanıma, ayırt etme, sınıflandırma, zihinde tasnif etme ve geçmiş deneyimlerle birleştirerek anlamlandırmayı içerir. Duyular aracığıyla elde edilen bilgiler, beyin tarafından işlenir, farkındalık oluşur, geçmiş deneyim, genetik özellik ve entelektüel kimliğe göre düzenlenerek algılama gerçekleşir. İşitsel ve görsel olarak çocuğa ulaşan bilgi, çocuk tarafından algılanır. İşte bu süreçte çocuğun görsel algı yeteneğinin gelişimi çocuğa verilecek nitelikli bir sanat ve bilim eğitimi yoluyla gerçekleşebilir.

GÖRSEL ALGILAMA EĞİTİM YOLUYLA GELİŞİR
Görüntüleri, dijital dünya aracılığıyla onlara sunulan pencereden alan çocuk, nitelikli bir algı eğitimi (özellikle görsel algı) sayesinde karşılaştığı ya da karşılaşacağı imajları yeni bir bakış açısı ile anlamlandırabilme yetisi kazanır. Çocuk sabah uyanır, evde televizyon ya da bilgisayardan ona sunulan görsel malzemelerle konulara dair bir fikir edinir. Evden okula gidene kadar çocuk zihninde yer eden billboardlarda yer alan reklam görüntüleri, binalardaki görsel malzemeler, tabelalar ve daha birçok uyarıcıya maruz kalır. Bu uyarıcılar arasından gerçek ya da işlevsel bilgiyi seçip ayırabilme yetisine sahip olabilmek, ancak görsel algı eğitiminin kazanımları ile mümkün olur. Görsel algılama, eğitim yoluyla gelişebilecek bir algılama biçimidir.

Haberin Devamı

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜ TETİKLEYEBİLİR
Nitekim “Algısal psikolog Arnheim, düşünmenin temelinin büyük ölçüde algısal nitelikte olduğunu ve erken yaşlarda çizim uygulamalarının, her türlü öğrenim alanındaki görsel eğitimde önemli rol oynadığını savunur.
Görsel algının gelişimi, ancak nitelikli bir sanat eğitimi yoluyla mümkün olabilir. Sanat eğitimi ile çocuk karşılaştığı şekilleri kolaylıkla şekiller arası anlamlı ilişkiler kurarak anlamlı hale getirebilir. Görsel algı yeteneği gelişmiş bir çocuk, sanat dışında diğer disiplinlerle de bütünleşik bağlar kurarak karşılaştıkları durumlara özgün çözümler üretebilir. Özellikle Sanayi devrimiyle sosyal, ekonomik kültürel alanda yaşanan birçok gelişme ile başlayan makineleşme çağında, günümüzde çocuklar günlük yaşamlarında sıklıkla karşılaştıkları görsel uyarıcılar aracılığıyla bir deneyim yaşar ve gördüklerini anlamlandırarak kendine özgü bir hayat yaşar. Bu deneyim, çocukların ihtiyaçlarını belirleme, arkadaş edinme, yönelecekleri işe karar verme ve bunun gibi pek çok karar ve durumda geleceğine yön verir. Bununla birlikte, görsel uyarıları ayırt ederek seçen çocuk, geçmiş deneyimleri ile bu bilgilere dair çok boyutlu düzenlemeler yapabilir. Okul öncesi ve özellikle ilköğretim çağı, çocukların algısal yeteneklerinin aktif olarak geliştiği en önemli dönemdir. Gördükleri nesneleri yetişkinlerden öğrendikleri bilgiler ışığında değerlendirir ve şematize ederler. Nitelikli bir sanat eğitimi, çocuğun bu dönemde kapsamlı düşünme şekilleri geliştirmesinde, yaratıcı sonuçlara ulaşmasında ve kendine özgü çözümler üretmesinde önemli. Temelde aile içinde başlayan özgüven, sanat eğitimi yoluyla gelişmekte ve çocuğun bir birey olarak varlığını ortaya koyabilmesinde önemli bir yapıtaşı olarak kabul edilir. Ayrıca okuma öğrenimi, görsel algının gelişiminde oldukça önemlidir. Öyle ki çocuğun görsel algı becerilerindeki sıkıntılar, gelecekte çocuğun öğrenme güçlüğü çekmesine neden olabilir.

Haberin Devamı

İLİŞKİLER OLUMULU YÖNDE GELİŞİR
Görsel algı, bir beceri biçimi olarak da değerlendirilir. Bu beceri, eğitim yoluyla geliştirilebilir. Örneğin çocuk, görsel algı eğitim materyalleri ve sanat eğitimi yoluyla ilgili motor becerilerini geliştirebilir. Yaşıtları gibi el becerilerini aktif bir biçimde kullanabilir, akıcı bir biçimde kitap okuyabilir, anlatmak istediklerini etkili sözlerle yazıya dökebilir, düşüncelerini yaptığı resimle görsel olarak ifade edebilir. Bunları başardığında çocuğun, ailesi, arkadaşları ve çevresi ile ilişkisi de doğrudan olumlu yönde değişir. Başarma duygusunu yaşayan çocuğun özgüveni artar ve çocuk hedefleri için çalışan, istekli diyalog kurabilen ve yaşamaktan zevk alan bir karakter sergiler.

Haberin Devamı

YAŞ GRUBUNA ÖZEL SANAT EĞİTİMİ
Çocuğun, göz, beyin, el koordinasyonu için görsel algı yeteneğinin geliştirilmesi gerekir. Çocuğun fiziksel denge, uyaranları seçme, dikkat etme, şekiller arasındaki farkları ayırt edebilme gibi özellikleri kazanması sürecinde nitelikli bir sanat eğitimi bu sürece katkı sağlar. Yine çocuğun nesnenin değişmezlik boyutunu bilmesi, değişen boyut görüntüsünün tamamen uzaklık-yakınlık ilişkisi içinde değerlendirilmesinin farkına varması ve bu algılama biçimine yönlendiren zihinsel süreçler, görsel sanatlar eğitimi yoluyla çocuğa kazandırılabilir . Özellikle temel sanat eğitimi, görsel algılama yetisini geliştiren önemli öge ve ilkeleri bünyesinde barındırmaktadır. Renk, doku, çizgi, nokta, şekil, form, boşluk-doluluk, oran-orantı, birlik-bütünlük, denge, hiyerarşi, koram, zıtlık gibi öge ve ilkeler, çocuğun yaş grubuna göre hazırlanan sanat uygulamaları ile verildiğinde çocuğun sanatsal gelişimi yanında algılama biçimlerine yönelik önemli kazanımlar elde edilir.
Görsel algı yeteneğinin geliştirilmesi, çocuğun yaş grubuna göre programlanacak bir sanat eğitimi ile mümkün olabilir. Bu eğitim, çocuğun kendi yaş grupları ve yetişkinler ile sosyal bağların gelişimini de kuvvetlendirir. Çocuk, gördüklerini kolaylıkla anlamlandırabilecek, arkadaşları arasında fark yaratan özgün üretim ve çözümler geliştirebilecek ve dolayısıyla özgüvenli bir birey olma yolunda sağlam adımlarla ilerler.

Haberin Devamı

PROF. DR. AYBİGE DEMİRCİ ŞENKAL KİMDİR?

Prof. Dr. Aybige Demirci Şenkal, 1977 yılında Ankara’da doğdu. Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik bölümünden 2001 yılında mezun oldu. Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Endüstriyel Teknoloji Eğitimi Bölümü’nde, 2003 yılında araştırma görevlisi olarak göreve başladı. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Grafik Eğitimi yüksek lisansını 2004 yılında tamamladı. 2005 yılında “Improving Achievement And Quality İn Technology Education-Training Through New Methods and ICT; adlı Leonardo Da Vinci Hareketlilik Projesi kapsamında İspanya’da bulundu. Gazi üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi ana bilim dalı, Resim–İş Öğretmenliği bilim dalında, 2010 yılında, eğitimini tamamlayarak doktor ünvanı aldı. Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi’nde öğretim görevlisi kadrosuna atandı. Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi’nin kapatılması nedeniyle Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde görevlendirildi. Kadrosunun Gazi Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Tasarım Bölümü’ne aktarılmasının ardından 2018 yılında doçentlik unvanı alarak Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, Müzik ve Güzel Sanatlar Fakültesi, Görsel Sanatlar Eğitimi Bölümü’ne 2019 yılında doçent olarak atandı. 2024 yılında profesör olan Demirci Şenkal, halen Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Müzik ve Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nde görevini sürdürüyorr. Demirci Şenkal, ulusal ve uluslararası olmak üzere çok sayıda sergiye katıldı.

BAKMADAN GEÇME!