Güncelleme Tarihi:
Amerikan Dış Hekimleri Birliği’ne göre insanların yüzde 95’i hayatlarının bir döneminde dişlerini gıcırdatmayla karşı karşıya kalıyor. DentGroup Cerrahi ve Estetik Diş Hekimi Dt. Bijen Muhit ise, yetişkinlerin yüzde 30’unun uykularında ve gün içinde farkında olmadan dişlerini gıcırdattığını söylüyor. Gençler için bu sorunun en önemli sebeplerini; sınav stresi, aşk sancısı, iş ve gelecek kaygısı olarak sıralıyor. Dt. Muhit, diş gıcırdatmanın yol açtığı sorunlar ve tedavisiyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
NEDEN GICIRDATIRIZ?
Diş gıcırdatma, gün içerisinde biriken stresin, uykuda açığa çıkarak dişlerin bilinç dışı birbirleri üzerinde kaydırılmasıyla meydana gelir. Uyku apnesi, stres, endişe, kızgınlık, hayal kırıklığı, yoğun içki ve sigara kullanımı, sık ve çok kahve tüketimi ile doğru yapılmayan diş tedavilerinin, diş gıcırdatma olarak tanımlanan patolojik duruma yol açabileceği belirtilir. Diş gıcırdatanların yüzde 70’i stres ve endişeden şikâyetçi. Gençlerin sınav stresi, aşk sancısı, iş ve gelecek kaygısı dişlerini gıcırdatmalarının en önemli nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca ağızda kalem tutma alışkanlığı, sakız çiğnemek gibi birçok neden bu hastalığa yol açabilir.
KAYBA NEDEN OLABİLİR
Çıkan sesler nedeniyle sosyal çevrede de büyük bir rahatsızlık yaratan diş gıcırdatma, bir diş hekimine başvurularak, bir an önce önlem alınması gereken bir rahatsızlık. Yakalanmamak için dikkatli davranmak ve telafisi güç sağlık sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalmamak için de, gecikmeden tedavi olmak gerekir. Öncelikle baş ve kulağa ulaşan yüz ve boyun ağrıları ile başlayan sorunlar; rahatsızlık uzun süre devam ettiğinde dişlerin aşınması ve kırılması, diş kaybı, diş etlerinin çekilmesi, sinirlerinin açığa çıkması, soğuk-sıcak hassasiyeti, çiğneme kaslarında ağrı, çene kilitlenmesi ve çene eklemi deformasyonuna varan sonuçlara neden olur.
ÇÖZÜM İÇİN BİRKAÇ ÖNERİ
Kendinizi, dişinizi gıcırdatırken yakalarsanız, dilinizin ucunu dişlerinizin arasına uzatın ve çene kaslarınızı gevşetmeye çalışın. Sabahları ılık bir bezi yanağınıza tutun ve çene kaslarınızı rahatlatın. Aşırı esneme hareketlerinden kaçının. Günlük hayatınızdaki stresi azaltmaya çalışın. Kola, kahve, çikolata gibi kafeinli yiyecek ve içecekleri mümkün olduğunca az tüketin. Ön dişler ile koparma hareketi yapmamaya özen gösterin. Kalem gibi cisimleri ağzınızda tutmayın. Alkolden uzak durun ve sakız çiğnemeyin.
TEDAVİSİ MÜMKÜN
Uyurken takılan plaklarla, gıcırdatmanın zararlı etkileri önlenebilir. Tedavi iki aşamalı gerçekleştirilir. Hastanın dişlerinden ölçü alınarak hazırlanan, gece takılan yumuşak veya sert gece plakları tedavi için ideal. Kişinin gıcırdatma sıklığına ve kuvvetine bağlı olarak bunların belirli aralıklarla yenilenmesi gerekebilir. Ancak tedavide plak sadece gıcırdatmanın ortaya çıkardığı sorunları önler. Kesin tedavi için hasta mutlaka günlük stresini azaltacak medikal ve psikolojik tedavi süreçlerine yönelmeli.
Çürük nasıl önlenir?
Ağız dolusu bir gülüşe sahip olmanın yolu, sağlıklı dişlerden geçiyor. Türk Dişhekimleri Birliği, bunun için yenilenlere dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Çürüğü önlemek için şekerli, asitli ve dişlere yapışarak kolay temizlenemeyen gıdalardan kaçınılması konusunda uyarıyor.
Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde çürüğe eskiyeoranla daha sık rastlandığını belirtiyor, bunun nedeni olarak beslenme alışkanlıklarının değişmesini gösteriyor. İşte birliğin önerdiği beslenme şekli ise şöyle:
1- Şekerli, yapışkan ya da asitli gıdalar üç ana öğün içinde tüketilmeli.
2- Öğün aralarında elma, havuç gibi sert, dişleri temizleyip diş etine masaj yapacak gıdalar yenmeli.
3- Şekerli, yapışkan gıda yendikten sonra dişlerin fırçalanması mümkün değilse ağız su ile çalkalanmalı ya da bir bardak su içilmeli.
4- Yine şekerli gıda yendikten sonra ağza atılacak bir parça peynir, şekerin çürük önleyici etkisini gidermek açısındanson derece önemli.
5- Diş dostu gıda maddelerinin tüketilmesine özen gösterilmeli. Bunların başında da proteinler gelir. Vücudumuzun temel yapı taşını oluşturan bu maddelerin hem dişlerin gelişimi sırasında, hem de sonrasında diş sağlığı açısından da mutlaka yeterli miktarda yenilmesi gerek.
6- Yüksek protein içeriğinin yanı sıra diş sağlığındaki önemi açısından peynir, özellikle şekerli gıda tüketimi sonrası şiddetle tavsiye edilen bir besin. Yer fıstığı da içeriğindeki fosfat nedeniyle çerez türü yiyecekler arasında diş dostu olarak nitelendiriliyor. Rafine edilmemiş hububat (beyaz undan yapılmış ekmek yerine kepekli esmeri) diş sağlığı açısından tercih edilmeli.
20 yaş dişleri, 17-26 yaş arası sürmesi gereken, ağızda en sonda yer alan 3’üncü büyük azı dişleridir. Doğru pozisyonda yer almış, sağlıklı bir 20 yaş dişinin çekilmesine gerek yok. Ancak bulundukları yer itibariyle ulaşılmaları ve görülmeleri kolay olmadığından fırçalanması ve bakımı diğer dişlere göre daha zor olabilir. Yetersiz fırçalamaya bağlı olarak kolayca çürüyerek ağrı ve ağız kokusuna yol açabilirler. Bazen yer darlığı nedeniyle çıkamazlar. Tam gömülü 20 yaş dişleri önündekileri sıkıştırarak, çapraşıklık yaratabilir. Ayrıca komşu dişe baskı yaparak çürümesine neden olabilir. Uzun yıllar görülemeyen gömülü 20 yaş dişleri çene içerisinde büyük boyutlara varan kistlere sebebiyet vererek, ciddi sorunlar yaratabilir. Tam gömülü olabildikleri gibi diş etinin altında yarı gömülü kalarak, ağız ortamıyla ilişkili hale gelebilirler. Bu durumda çıktıkları bölgede gıdaların sıkışmasına ve birikmesine yol açarak enfeksiyona neden olur. 20 yaş dişinin etrafındaki şişlik ve kızarıklık, boyuna ve kulağa yayılan şiddetli ağrı, lenf bezlerinin şişmesi, ağzı açarken ve yutkunurken ağrı yapabilir. Bunların, diş hekimi tarafından takibi yapılmalı ve oluşturduğu tabloya göre çekim kararı verilmeli. Herhangi bir soruna yol açmasa bile diğer dişlerin düzgün sıralanması için ortodontik tedavi amacıyla da çekilmeleri gerekebilir.