Güncelleme Tarihi:
TEMA olarak, çevre sorunlarıyla mücadelede gençlerin mutlaka sürece dâhil edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, gençlik örgütlenmemize özel bir önem veriyor ve üniversitelerde ‘Genç TEMA Toplulukları’ kurulmasını sağlayarak gençleri gönüllülük yoluyla doğa mücadelesine dahil olmaya davet ediyoruz.
Çünkü gençler, daha uzun yaşam beklentileri olan bir grup olarak bugün karşılaştıkları çevre sorunları ile ebeveynlerinin aksine uzun yıllar yaşamak zorunda kalacak. İyi haber ise şu. 2003 yılında yayınlanan Dünya Gençlik Raporu’na göre, gençler, çevresel konulara ilişkin etkin çözümler üretme ve sorunlar ile mücadelede yeni eylem ve aktivizm yöntemleri bulma konusunda oldukça yetenekliler.
Gençler gerekli bilgi, donanım ve özgüvene sahip değil
Türkiye nüfusunun yüzde 17’sini gençler oluşturuyor. Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda, genç nüfustan kaynaklanan demografik fırsatı çevresel sorunların çözümünde aktif olarak kullanmanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Gençlerin toplumumuzu geleceğe taşıyacak aktörler olarak, çevresel sorunların çözümünde katılımcı olmaları ve özellikle çevresel politikaların oluşumuna katkı sağlayabilmek için öncelikle bilgi, donanım ve farkındalık düzeylerini arttırmaları gerekiyor. Bu nedenle, geliştirilen çevre projelerinde öncelikli hedef kitlenin, özellikle gençler ve odak konusunun ise gençlerin çevre sorunlarına yönelik toplumsal katılımını arttırmak olması öneriliyor.
Gençlerin ise, yaşadıkları çevrenin sorunlarına duyarlı, sorunların çözümünde aktif rol almak için gönüllülük fırsatlarını araştıran, ekolojik bakış açısına sahip yani doğanın sahibi değil, onun bir parçası olduğunun farkında olan bireyler olmak için çabalamaları bekleniyor. Bu konuda, gençlere düşen diğer sorumlulukların neler olduğuna değinmeden önce, gençlerin katılımının önündeki engellere bakacak olursak, yapılan araştırmalara göre iki sonuç öne çıkıyor. Birincisi gençlerin, katılım için gerekli bilgiye, donanıma ve özgüvene sahip olmaması.
Toplum gençliğin katılımına açık değil
İkincisi kurumların ve toplumun gençlik katılımına yeterince açık olmaması. Oysa bugün tüm dünyada toplumsal sorunların çözümünde gençlerin karar alma ve uygulama süreçlerine katılımının önemi kabul ediliyor. Dolayısıyla gençlerin katılımına fırsat sağlayacak ortamlar yaratılması ve gençlerin teşvik edileceği projelere kaynak sağlanması için kurumlara ve topluma görev düşerken, gençlerin de bilgi ve donanımlarını arttırmak için çaba harcaması ve sorumluluk almak için harekete geçmesi önemli.
Bu ikili yaklaşıma bir örnek olarak, Genç TEMA Topluluklarında faaliyet gösteren ve birer doğal kahraman olarak doğanın korunması ve geleceği konusunda söz sahibi olmak isteyen gençlerin dahil olduğu ‘Dünyayı Kurtaran Adım’ projesini verebiliriz. Geçtiğimiz sene boyunca Adım Adım Oluşumu - TEMA işbirliği ile yürütülen proje kapsamında, Türkiye’nin 50 farklı ilinden gençler, önce kapsamlı bir ekolojik okuryazarlık, doğa koruma ve liderlik eğitimine katılıyor, ardından öğrendiklerini kendi illerinde, akranlarına aktarıyor ve son olarak yerel çevre sorunlarıyla mücadelede yerel kapasiteyi güçlendirecek, yerel çevre projeleri gerçekleştiriyor.
Daha yeşil bir dünya için yerel çevre projesi
Proje kapsamında bu zamana kadar 69 üniversiteden 142 genç eğitmen olarak, 3 bin 146 gence eğitim verdiler ve daha yeşil bir dünya için 50 yerel çevre projesini hayata geçirdi. Bu projeler ağaçlandırma, toprağın korunması ve erozyonun önlenmesi, su varlıklarımızın önemi ve kuraklığa dikkat çekme, iklim değişikliği ile mücadele, doğa koruma, biyolojik çeşitlilik konusunda farkındalık sağlama, geri dönüşüm, doğal varlıkların tahribatına karşı savunuculuk vb. çok çeşitli başlıklardan oluşuyor.
Proje kapsamındaki yerel projelerden birisi de İstanbul’daki Genç TEMA’ların yürüttüğü ‘Eskiden Buralar, İstanbul’un Kaybolan Biyolojik Çeşitliliği İçin Farkındalık Projesi’ oldu. İstanbul’un kaybolan biyolojik çeşitliliğine dikkat çeken gençler, #EskidenBuralar etiketiyle bir sosyal medya kampanyası gerçekleştirdiler ve ‘Kentleşme’, ‘Boğaziçi’, ‘Fundalıklar’ ve ‘Kuş Göç Yolları’ temalarıyla hazırladıkları filmleri sosyal medyada yaygınlaştırdılar. Bu filmlerde gençler bireysel olarak alacakları sorumluluğun yanı sıra hepimize önemli mesajlar veriyor. Gelin daha yeşil bir dünya için gençlere düşen sorumlulukları, gençlerin ifadeleriyle özetleyelim.
-Doğaya saygılı projeleri tercih edin,
-Yerel yönetimlerden daha fazla yeşil alan talep edin, kentlerinizin son yeşil alanları olan parklarınıza, korularınıza, bostanlarınıza sahip çıkın,
-Doğayı korumak için çalışan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına destek verin,
-Standartların altında ölçülere sahip balıkları, yani yavru balık satın almayın,
-Sularımızın kirlenmemesi için kullanılmış yağlarınızı lavaboya dökmek yerine, geri dönüşüm noktalarına götürün ve doğa dostu ekolojik deterjanlar kullanın,
-Yaşamın biyolojik çeşitliliğe bağlı olduğunun ve her türün yaşam hakkına sahip olduğunun farkına varın,
-Tek başınıza bindiğiniz arabalarınızla trafikte saatlerinizi harcamak yerine toplu taşımayı kullanın, yakın mesafelere yürüyerek gidin,
-İhtiyacınız olmayan şeyleri satın almayın, daha az tüketin, doğanın sahibi değil, onun bir parçası olduğumuzun farkına varın.
Başta topraklarımız olmak üzere doğal varlıkların korunması mücadelesinde, gençleri öncelikli paydaşlarımızdan biri olarak görüyor ve Genç TEMA topluluklarımızla, yıl boyunca ağaçlandırma, savunuculuk, eğitim, farkındalık vb. faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Ülke genelinde yürüttüğümüz bu çalışmalarda daha fazla genç gönüllüye ihtiyacımız var. Daha yeşil bir dünya için www.tema.org.tr/gonullumuzolun adresini ziyaret ederek sizler de TEMA gönüllüsü olabilirsiniz. Gezegenimizin gençlere ihtiyacı var.