Güncelleme Tarihi:
Bir eğitim yöneticisi olarak günümüz gençlerini böyle özel bir zaman diliminde anlamak ve onlara daha iyi bir eğitim sunmak için Rousseau’nun tanımına kendimizce nasıl bir kapsam yaratabiliriz, bu noktayı irdelemek bu yazıdaki amacım.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bir konuşmasında “Ben 19 Mayısta doğdum” demiştir. Ulu Önder’in 19 Mayıs’ı doğum günü olarak kabul etmesi, bu günün tarihimizdeki yerini ve önemini en iyi biçimde açıklar. Ve ‘Biz, her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır, geleceğin ümidi, ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir’ diyerek gençleri ve onlara verebileceklerimizin vatanımız için önemini bence en güzel haliyle özetler. Peki, günümüz gençlerini Z ve Alfa olarak tanımlanan kuşağı mevcut eğitim yaklaşımları ile yakalamamız mümkün mü? Öğrenciler ne istiyor biz eğitimcilerden beklentileri neler?
BİREY OLARAK SAYGI DUYMAK
“Değişen dünya, hızlı teknolojik gelişmeler ve bunların hayatlarımıza yansıması yani ülke, veli ve öğrenci profiline etkileri neler ve bizler bu hıza ayak uydurabiliyor muyuz” derseniz; Bence çağın gerekliliklerini yakalamak için mevcut öğretmen alışkanlıklarımız ve gençlerle iletişim dilimizi yenilememiz gerektiği düşüncesindeyim. Gününün önemli bir kısmını kıymetli gençlerimizle geçiren bir eğitim yöneticisi olarak ne noktadan baktığımı paylaşmak isterim. Bence etkili iletişim ve düşüncelerimizi net ve samimi olarak bildirmek ilk nokta. Karşınızdaki gence bir birey olarak saygı duyduğunuzu hissettirip, evet veya hayırlarınızın nedenlerini anlattığınızda sizleri anlamaya daha yakın oluyorlar. Bilgiye her noktadan erişebildikleri için bilgi sunmaktan çok, kendi elde ettikleri sonuçları nasıl doğru ayrıştırabileceklerini öğretmek önemli. Ayrıca salt bir mesleği hedeflemektense, duygusal sağlamlık, analitik düşünebilme, işbirlikli çalışmalara açık olma ve yeni yetenek ve beceri edinmeye açık olmak gibi becerileri kazandırmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bundan elli yıl öncesine kıyasla çok hızlı değişen dünya koşul ve ihtiyaçlarına bu özelliklere sahip gençlerin daha kolay uyum sağlayabileceği konusunda birçok eğitimci hemfikir.
SAĞLIKLI REHBERLİK ETMELİYİZ
Köklü geçmişi olan bir lisenin hem mezunu hem yöneticisi olarak, sosyal, sanatsal sportif çalışmalara yer vererek, öğrencilerin kendilerini tüm yöneticilere rahat ifade edebildikleri bir ortam sağlayarak ve bununla beraber akademik başarıları için de çok çalışarak bugünün geçleri yarının liderleri olabilmelerini istiyoruz. Bence her birimiz hem veliler, hem eğitimciler kuşaklar arası farkları anlamak ve gelişen ihtiyaçları noktasında sağlıklı rehberlik etmek konusunda duyarlı olursak geleceğimizin teminatı gençlerimizi yarınlarına daha iyi hazırlayabileceğimiz inancındayım.
Bu duygu ve düşüncelerle, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kez daha saygıyla anıyor, başta gençlerimizin olmak üzere halkımızın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum.
SUNA YOLDAŞ ÖZDEMİRÇELİK KİMDİR?
1976 yılında Ankara’da doğan Suna Yoldaş ilk, orta, lise ve yükseköğrenimini İzmir’de tamamladı. İzmir Kız Lisesi’nin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Aynı üniversitenin Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müzik Eğitimi Yüksek lisans programını birincilik ile kazandı ve yüksek bir ortalama ile eğitimini tamamladı. Eğitim ve meslek hayatı boyunca alanına katkı sağlayacak özel kurs ve seminerlere katıldı. Mesleğe 2001 yılında Mev Özel İzmir Eğitim Kurumlarında başladı. 2003 yılında devlet kurumlarında çalışmaya başladı ve İzmir’de farklı ilçelerindeki eğitim kurumlarında görev yaptı.
2015 yılından bu yana okul müdürlüğü yapmakta. Halen mezunu da olduğum İzmir Kız Lisesi’nde görev yapan Yoldaş bu süre boyunca ulusal ve uluslar arası proje ve yarışmada okulun yer almasını sağladı. İyi derece de İngilizce biliyor.