Güncelleme Tarihi:
2018’i geride bırakmaya günler kaldı. 2019 eğitim dünyasına da yenilikler getirecek. Eğitim raporlarıyla tanınan araştırma merkezi NMC, gelecek 10 yılda üniversiteler için yükselen trendleri belirledi. ABD merkezli NMC’nin ‘Yükseköğretimde Ufuk’ raporuna göre, gelecek 5-10 yıl içinde üniversitelerin sektörle işbirliği artacak, sınıflar aktif öğrenmeye imkân verecek şekilde değişecek, açık eğitim kaynaklarına ulaşmaksa daha kolay olacak. Ayrıca üniversiteler kendilerini, geleceğin gençlerden beklediği becerilere göre yenilerken, disiplinlerarası çalışmaların da altın çağı başlayacak.
İŞTE YÜKSEKÖĞRETİMİ ŞEKİLLENDİRECEK ALTI TREND:
ÜNİVERSİTELER İNOVASYONU DAHA ÇOK KUCAKLAYACAK
Yükseköğretim kurumları şu anda da etkilerini hissettiğimiz büyük bir değişim yaşıyor. Artık kampuslarının dışındaki dünyaya daha çok erişiyor, girişimciler için seralara dönüşüyorlar. Kurulan merkezlerde ‘start-up’ şirketler doğuyor, üretim yapıyor ve yeni fikirlerin filizlenmesinin önü açılıyor. Ancak bu adımlar şimdilik kampuslarda belli bölgelerde, sınırlı sayıda kişinin faydalandığı bir yapıda. Önümüzdeki 5-10 yılda ise üniversite müfredatlarında inovasyona daha çok yer ayrılacak. Yeni fikirlerin gelişmesinin önündeki bariyerler kalkacak. Sadece öğrenciler değil, akademisyenler de buna göre bir yaklaşım benimseyecek.
SEKTÖRLE İŞBİRLİĞİ BÜYÜK ÖLÇÜDE ARTACAK
Akademik araştırma ve projeler, üniversitelerin maddi olarak altından kalkmakta zorlanacağı yükler getirebiliyor. Sektörle üniversiteler arasındaki işbirliği önümüzdeki 10 yılda, daha önce hiç olmadığı bir düzeye gelecek. Şirketler, kampuslarda yerini daha fazla alacak, maddi ve uzman desteği sağlayacak. Bu da yükseköğretim kurumlarının yükünü hafifletecek. Şirket ve üniversiteler arasındaki ortak projelerde görev alan gençler, kendilerinden tam olarak hangi becerilerin beklendiğini daha açık şekilde anlayacak. Sadece ulusal değil, uluslararası boyutlarda endüstri-akademi işbirliği vazgeçilmez olacak.
AÇIK EĞİTİM KAYNAKLARIYLA HERKESE ULAŞILACAK
ABD’deki bir araştırmaya göre, 2018’de bir lisans öğrencisinin ders kaynakları için yaptığı harcama yılda 1.220 doları buluyor. 2014 istatistikleri ise her 10 öğrenciden yaklaşık yedisinin pahalılık nedeniyle ders kitaplarını edinemediğini gösteriyor. Dünyanın her yerinde milyonlarca öğrenci benzer problemlerle karşı karşıya. ABD’de birçok üniversite, “Kaliteli eğitim materyalleri herkesin ücretsiz kullanımına açık olmalı” yaklaşımıyla açık eğitim kaynaklarını çevrimiçi sunuyor. Bu konuda öncü okullardan biri olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) 2001’de kurduğu ‘OpenCourseWare’ girişimiyle 2 bin kurs için ücretsiz ders materyaline sahip. İngiltere’deyse Open Üniversitesi, 2006’dan beri dünyada herkese açık eğitim kaynağı sağlıyor. Çin ve ABD’de hükümet düzeyinde de benzer çalışmalar son birkaç yılda arttı. En geç beş yılda ABD, Avrupa ve Doğu Asya’da birçok üniversite, hükümet ve sektörlerin desteğiyle nitelikli ders materyalleri öğrenciler için daha ulaşılabilir olacak.
DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMALAR YÜKSELECEK
Çok disiplinli programlar, dünyanın her yerinde revaçta. Ama bu daha başlangıç. Sadece lisansüstünde değil, lisansta da bu trend beş yıl içerisinde daha da su yüzüne çıkacak. Öğrenci ve bilim insanlarının alanlarında kalarak, yeni keşifler yapması mümkün değil. Üniversiteler, geliştirdikleri metod ve kurdukları yeni merkezlerle disiplinlerarası yaklaşımı geliştiriyor. Kanada Ottawa Üniversitesi, birkaç yıl önce bu tip araştırmaları teşvik etmek için Disiplinlerarası Araştırma Grubu’nu kurdu. Almanya’da Humboldt Berlin Üniversitesi, çok disiplinli vizyonu desteklemek için özel modüller geliştirdi. Üniversiteler, öğrencilerine gelenekselleşmiş diplomaların çok ötesinde, yeni disiplinlerarası program ve fırsatlar sunuyor.
SINIFLARA AKTİF ÖĞRENME DOKUNUŞU ÇOĞALACAK
Üniversiteler, son yıllarda dijital ekipmanların etkili kullanımıyla aktif öğrenmeye imkân tanıyan sınıflar üzerinde çalışıyor. Sınıflarda güçlü kablosuz ağlar, geniş ekranlar ve 3 boyutlu hologramları daha fazla görüyoruz. Eğitim ortamları öğrenciler arasında iletişime izin veren sosyal ortamlara dönüşüyor, bir arada problemlere çözüm bulmasına destek olacak fiziki görünümlere kavuşuyor. Araştırmalar aktif öğrenmenin, öğrenmek için en etkili yol olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Sınıflarda öğrencilere esneklik sunabilmek aktif öğrenme için çok önemli. Önümüzdeki bir-iki yılda bu trend dünyada birçok üniversitenin sınıfından içeri girerek, aktif öğrenmeye izin veren fiziki düzenlemeleri de beraberinde getirecek.
geleceğin dünyası bugünün eğitimini etkileyecek.
GELECEĞİN DÜNYASI BUGÜNÜN EĞİTİMİNİ ETKİLEYECEK
Georgetown Üniversitesi’nin analizine göre ABD’de 2020’de 165 milyon iş ortaya çıkacak. Üniversitelerin, bugün ve gelecekte iş dünyasının gençlerden hangi becerileri beklediği konusunda daha dikkatli hareket etmesi gerekiyor. Bugün iş dünyası ‘T-tipi’ denilen, bir alanda derinlemesine bilgi ve beceri sahibi, fakat diğer konularda da yeterince donanım kazanmış gençler arıyor. Üniversitelerin, sektörün bu beklentileri ve geleceğin dünyasına nasıl yanıt vereceği önümüzdeki bir-iki yıl içinde daha da kritik bir hale gelecek.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR