Geleceğin eğitim fakülteleri

Güncelleme Tarihi:

Geleceğin eğitim fakülteleri
Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2014 09:00

Fakültelerin yapılanmaları, üniversitelerin yapılanmasından bağımsız değil. Çünkü Türkiye’de bir eğitim fakültesinin eğitim-öğretim adına kendi başına karar alması ve uygulaması mümkün görünmüyor. Dolayısıyla geleceğin eğitim fakültelerinin oluşturulması, geleceğin üniversitelerinin oluşturulmasıyla doğrudan ilgili.

Haberin Devamı

Geleceğin fakülteleri, geleceğin öğretim ve eğitim elemanlarının iyi yetiştirilmesine bağlı. Fakülteler elemanlarını yetiştirirken çok değişik teorik ve uygulamalı programlara yer vermeliler. Bu programlar eğitim ve öğretimde kaliteyi arttırmak için, öğretim elemanlarının ilgilerini arttırıcı, performanslarını geliştirici, profesyonel ve kişisel büyümelerini teşvik edici olmalı.

Her şeyden önce öğretim elemanlarının ekonomik ve sosyal sorunları çözülerek yaşanan itibar kaybının önlenmesi gerekiyor. Değişik kurumlarda çalışan personel, ekonomik iyileştirmelere layık görülürken öğretim üyeleri senelerdir mağdur ediliyor. Üniversiteler arasındaki ödenek farklılıkları da yeniden gözden geçirilmeli.

Diğer alanlarda olduğu gibi eğitim fakültelerinin de geleceğe hazırlanmasında teknolojinin önemi ve etkisi büyük. Günümüzde eğitim-öğretim ortamları değişiyor ve bu durum öğrenen ve öğretenlerin ihtiyaçlarını ve amaçlarını da değiştiriyor. Uzaktan eğitim, elektronik araçların sınıf ortamında kullanılması, bilgisayara dayalı eğitim vb. öğretimin yönünü ve boyutlarını değiştiriyor.

Haberin Devamı

Eğitimde zaman ve maliyetten tasarruf etmek en büyük beklentiler arasına girdi. Fakat hızlı gelişen teknoloji bazı alımlarda maliyeti düşürse bile ürünlerdeki çabuk değişim, araçların da çabuk yenilenmesini gerektiriyor. Bu durumda da maliyetler düşmüyor. Fakülteler kendi imkanlarıyla elde ettikleri mali kaynakları serbestçe kullanamıyor. Yeni düzenlemelerle fakültelerin kaynaklarını kullanmada kısmen de olsa özerklikleri sağlanmalı.

Fakültelerin temel sıkıntılarından biri de ister fakülte adına, ister üniversitenin bütününü ilgilendiren konularda olsun üst yönetimce alınan kararlara gerektiği şekilde ortak olamamak. Yasalar ve yönetmelikler üniversite üst yönetimine geniş yetkiler tanıyor fakat bu yetkiler adaleti güçlendirme yerine zaman zaman kişileri güçlendiriyor.

Yasal gücün kişisel keyfiyete göre kullanıldığı üniversitelerin fakültelerinde, fakülte yönetimleri motivasyonlarını kaybediyor ve çalışamaz hale geliyor. Bunun zararı ise yöneticilerden ziyade eğitim-öğretim ve diğer hizmetleri alanlara oluyor. Geleceğin fakültelerinde teknolojiye dayalı, hür düşünceyi ön plana çıkaran, modern ve üretken bir anlayışla eğitim verilecekse yetki kullanımındaki adil olmayan durumların çözümlenmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Fakültelerin en önemli unsuru öğretim elemanlarıdır. Öğretim elemanlarının fakülteye aidiyet hissetmesi ve bir paydaşı olarak bilimsel çalışmaları yürütmesi beklenen ideal durum. Fakat günümüz eğitim fakültelerinde bu konularda sorunlar yaşanıyor. Bazı üniversite yönetimlerinin dışlayıcı ve haksız tutumları, yasa gücünü kendi gücüymüş gibi uygulamaya çalışmaları, taraftarlık politikaları vb. öğretim elemanlarının aidiyet duygusunu öldürdüğü gibi, kuruma karşı tutum içerisine girmelerine de neden oluyor. Geleceğin üniversitelerinde, üniversite rektörlerinin tek yetkililikten çıkarılıp grupla, ekiple çalışma ve karar alma çerçevesinde yetkilendirilmesi önemli bir konu.

Haberin Devamı

Başarılı olacak fakülte ve bölümler açılmalı

Ülkemizde üniversite sayısı hızlı bir şekilde artıyor. Üniversite olmayan ilimiz olmadığı gibi bazı şehirlerimizde de birden çok üniversite var. Fakat üniversite sayısındaki artışa uyumlu olarak eğitim-öğretimin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için gerekli olan materyal ve öğretim elemanı artışı sağlanamadı, ortamlar modern şekilde tasarlanamadı.

Belki üniversite sayısının hızla artması sorun olarak görülmeyebilir, fakat açılan her üniversitenin her fakülteyi ve fakültelerin de her bölümü açma gayreti içerisine girmesi en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor. Geleceğin üniversiteleri buna bağlı olarak da fakülteleri özellikli olmalı.

Haberin Devamı

Her alanı veya bölümü açma yerine imkanlar ve çevre düşünülerek başarılı olunabilecek fakülteler açılmalı ve fakülteler de başarılı olabilecekleri bölümleri açmalı. Yanlış organizasyon ve planlamalar yüzünden ülkemizde eğitim, üniversiteler aracılığıyla niteliksizleştiriliyor ve mahallileştiriliyor. Üniversiteler ve dolayısıyla fakülteler ülkemizde bilimsel ve kültürel anlamda iç hareketliliği ortadan kaldırmak üzere.

Eğitim fakültelerinin bazı temel rolleri var. Bunları eğitim-öğretim, araştırma ve paylaşma olarak adlandırabiliriz. Bir fakültede eğitim-öğretimin verimli bir şekilde yürütülmesi araç-gereçlerin yeterliliği yanında, öğretim elemanlarının donanımıyla da doğrudan ilgili.

Haberin Devamı

Yeterli bir eleman öğrencilerin nasıl öğrendiği, öğretim amaçlarının oluşturulması, öğrenci performansının değerlendirilmesi, profesyonel eğitimin gelişigüzel eğitimden farkı, bir dersin etkili şekilde nasıl tasarlanıp sunulabileceği, derslerin nasıl programla ve diğer konularla ilişkilendirilebileceği, araştırma bulgularının sınıf ortamında nasıl kullanılabileceği vb. hususlarda bilgi ve beceri sahibi olmalı.

Bunlardan daha önemlisi öğretim elemanlarının bu bilgi ve becerilere sahip olup olmadığını ve öğretim ortamında uygulayıp uygulamadığını değerlendirecek adil bir sistemin olması gerekir. Şu anda üniversitelerin, dolayısıyla fakültelerin pek çoğunda böyle bir sistem gözükmüyor. Geleceğin eğitim fakülteleri çalışanla çalışmayanı ayırt edebilen ve insanları işlerini en iyi şekilde yapmaya motive eden fakülteler olmak durumunda.

Fakültelerin, öğretim elemanlarının araştırmacı ve uygulayıcı olmak üzere iki kategoride çalışabileceği ortam ve imkanları sağlaması gerekiyor. Çünkü bugünkü yapılanmada öğretim elemanları derse girme, araştırma çalışmaları ve diğer akademik işleri (tez danışmanlığı, jüri üyelikleri, soruşturma işleri, vb.) yürütmek durumunda.

Bu yoğunluk araştırma ve öğretme çalışmalarını olumsuz yönde etkiliyor. Hatta öğretim elemanları ağırlıklı olarak öncelikle kariyerleri için çalışma eğilimi içerisindeler. Eğer özlük hakları ve iş planları araştırmaya ağırlık verecek öğretim elemanları ile pratik yapacak (ders anlatma, seminer verme, vb.) öğretim elemanları açısından uygun şekilde düzenlenirse hem yapılan araştırmaların niteliği hem de verilen derslerin niteliği daha da artacak.

Fakülteler ekmek kapısı olarak görülüyor

Fakülteler bilimsel üretim ve birikime önem verdiği kadar bunları paylaşıma da önem vermeli. Eğitim programlarını sürekli takip etmeli ve bu konuda yaşanan sorunları ve önerileri ilgililerle uygun ortamlarda paylaşmalı. Fakülteler devletin politikasını oluşturanlara bilimsel anlamda rehberlik ederek, ülkenin kalkınmasına sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel, vb. boyutlardan katkı sağlayıcı bir rol üstlenmeli.

Gelişmiş ülkelerde eğitim fakülteleri akredite edilme yolunda büyük mesafeler kat etti. Ülkemizde henüz eğitim fakülteleriyle ilgili bir akredite çalışması söz konusu değil. Geleceğin eğitim fakültelerinin, akredite edilebilme şartlarını taşıyacak şekilde oluşturulması gerekiyor.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de üniversiteler farklı kesimlerce farklı algılanıyor. Pek çok aile fakülte eğitimini ekmek kapısı olarak değerlendiriyor. Dolayısıyla çocuklarına işle ilgili bilgi ve beceri kazandıran dersleri talep ediyorlar. Politikacılar genel olarak ekonomik büyümenin teşvik unsuru olarak düşünerek belirlenmiş alanlarda iş gücünü arttıracak mekanlar olarak ele alıyor.

İş adamları analizci bir şekilde düşünen, etkili iletişim becerilerine sahip, farklı özelliklere sahip bireylerden oluşan gruplarla, müşterilerle ve meslektaşlarla birlikte çalışarak problem çözebilen bir üniversite mezunu talep ediyor. Fakülte öğretim üyeleri ise öğrencilerin, karmaşık entelektüel beceriler kazanarak bilim, toplum, sanat ve kültürel konularda yeterli ve gerekli performansı ortaya koymasını bekliyor. Geleceğin eğitim fakültelerinin de bu ihtiyaçları dikkate alarak kurgulanması gerekiyor.

Geleceğin eğitim fakülteleri yetiştireceği öğrencilerin içinde bulunduğumuz karmaşık dünya ile baş edebilmeleri için gerekli becerilerin neler olduğunu belirlemeli ve onlar üzerinde yoğunlaşmalı. Dünya karmaşık, birbirine bağlı ve eski dönemlerden daha fazla bilgiye bağımlı. Geleceğin öğrencileri fakültelerde farklı alanları seçmeye devam edecekler.

Fakat hangi alanı seçerlerse seçsinler fakülteler bu öğrencilerin yeni çevrelere uyum sağlayabilen, farklı kaynaklardan bilgileri bütünleştirebilen ve hayat boyu öğreniciler olması için her tür fırsatı sunmalı. Öğrenciler kendi davranışlarının ve toplumsal değerlerinin bilincinde olarak, bilgiyle beslenen entelektüel ve uygulamalı becerilere sahip bireyler olarak fakültelerden mezun olmalılar.

Sonuç olarak, fakültelere gelen öğrenci profili değişmeye başladı. Bilgi patlamasının yaşandığı dünyamızda, teknolojik gelişimle birlikte yeni eğitim formatları ve ortamları ortaya çıktı, mesleklerin yapısı değişerek iş ortamlarının değişimine yol açtı, kaynaklar tükenmeye başladı, küresel sorunlar doğdu, yaşanabilir bir dünya oluşturmak ve temel sorunları çözmek için uluslararası işbirliği zorunlu hale geldi. Geleceğin eğitim fakülteleri tüm bu açılımlar ve gelişmeler çerçevesinde mücadeleye ve risk almaya hazır bireyler yetiştirme imkânlarıyla donanmış olmalı.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!