Güncelleme Tarihi:
Bilgiye erişimin kolaylaştığı ve hızlandığı günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişmelerin takibi ve çağın gerisinde kalmamak çok önemli. Bunun için de özellikle STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanları eskisinden çok daha fazla önem kazandı. STEM eğitim sistemi dersleri ezberletmeden, bilgilerin günlük yaşamda uygulanabilirliği geliştirmeyi amaçlıyor. Bunun için öğrencilerde problem çözmeyi geliştirmek, merak uyandırmak ve araştırma yapmayı öne çıkarmak önemli.
Ülkemizde bu alanlarda çalışan kadın akademisyen sayısı yine dünyada olduğu gibi erkek akademisyen sayısına göre daha az. Yapılan çalışmalarda kadın akademisyenlerin sosyal bölümleri, STEM alanlarına göre daha fazla tercih ettikleri görülüyor. Globalleşen dünyada artık cinsiyet eşitsizliğinden ziyade bu alanlarda çalışan akademisyenlerin nasıl olması gerektiğinden bahsetmek daha doğru olacak.
MERAKLI İNSANLAR İÇİN ÇOK GÜZEL BİR MESLEK
Akademisyenlik genel olarak baktığımızda araştırma yapmayı, soru sormayı, okumayı ve yazmayı seven, bilimsel gelişmelere karşı meraklı olan, teknolojik gelişmeleri takip eden, bilgiyi arayan ve bunu aktaran, yeni teknolojileri takip eden ve bu teknolojilere yenilik katmak isteyen, sabırlı, sürekli öğrenme isteği ve heyecanı olan özdisipline sahip kişiler için gerçekten güzel bir meslek. STEM alanlarında çalışan bir akademisyen için sıralanan bu özelliklerin yanı sıra toplumu tanıyıp toplumsal olarak ilerlememize katkı sağlamak için bilimsel ve teknolojik eksikliklerin farkına varan, bu eksiklikleri gidermek için çabalayan ve bu konularda toplumsal farkındalık oluşturmaya çalışan özelliklerini de ayrıca eklememiz gerekiyor.
Üniversite eğitiminin hem pedagojik hem de araştırma alanı bulunuyor ve bu iki alan birbirini besliyor. Ders anlatmak için yaptığımız hazırlıklar hem kendimizi hem de öğrencilerimizi geliştirmemizi sağlarken, araştırma alanı da derslerdeki uygulamaya yönelik eksiklikleri en azından sözel olarak veya belli küçük projelerle uygulama olarak öğrencilere aktarmamızı sağlıyor.
KENDİMİZE HEDEF BİR ALAN SEÇİP, UZMANLAŞMALIYIZ
STEM alanlarında çalışan bir akademisyenin özellikle yeni teknolojik ve bilimsel gelişmeleri takip ederken bu bilimsel ve teknolojik çalışmalara katkı sağlayabilmesi için gerekli fonları alması gerekiyor. Bu amaçla ilgili olduğu alanlarda uzmanlaşması ve alanında global ölçekte de tanınırlığa sahip olarak güçlü işbirliklerini sağlaması gerekiyor. Günümüzde yapılan katma değeri yüksek çoğu teknolojik ve bilimsel gelişme belli konularda uzmanlaşmış bilim insanlarının bir araya gelerek multidisipliner olarak çalışmalarının ürünü olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla akademisyen olarak her şeyden anlamaya çalışmak yerine belli ilgi ve bilgi alanımızın sınırındaki konularda derinlemesine uzmanlaşarak doğru işbirlikleriyle çok faydalı işler yapabiliriz. Fakat bunu yaparken kendi alanımız dışındaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerden de mutlaka haberdar olmalıyız. Günümüzde artık oturduğumuz yerden bir ‘tık’ ile dünyanın her yerindeki bilimsel ve teknolojik gelişmelerden haberdar olabiliyoruz. Dolayısıyla ilgimizi çeken herhangi bir konuda ilk aşamada yüzeysel olarak sonrasında derinlemesine bilgi edinmemiz eski zamanlara göre çok daha kolay. Fakat yine tekrar edeceğim gibi kendimize hedef bir alan seçip mutlaka o alanda uzmanlaşmamız gerekiyor.
STEM alanında çalışan akademisyenlerin kendilerini oldukça fazla geliştirerek edindikleri bu bilgileri öğrencilere aktararak onlarda farkındalık oluşturmaları ve merak uyandırmaları çok önemli. Eğitim, verimi çok düşük bir proses. Dolayısıyla özellikle eski zamanlarla kıyaslandığında günümüzdeki öğrenci profiline bakıldığında uyaranları (televizyon, bilgisayar, internet, sosyal ağlar gibi) çok olduğu için bu kitleye ulaşabilmek ve onların ilgilerini çekebilmek daha da zorlaştı. Bu öğrenci kitlesinde yeteri kadar merak uyandırıp ilgilerini çekebilmek için özellikle STEM alanlarında çalışan akademisyenlerin kendilerini daha fazla geliştirmeleri gerekiyor. İlk-orta eğitimden farklı olarak üniversite eğitiminde her bilgi verilmiyor, bunun yerine daha çok bilgiye erişimin yolları öğretiliyor. Gelecekteki eğitim sistemi Endüstri 4.0 ve dijitalleşme çağından dolayı akademisyenlerin öğrencilere mentörlük yaptığı ve onları yönlendirdiği bir sisteme doğru gidiliyor. Bu anlamda da yine çağın gerisinde kalmamak için akademisyenlere çok iş düşüyor.
İLGİNİZİ ÇEKEN VE MERAKLI OLDUĞUNUZ BİR ALAN SEÇİN
STEM alanlarında çalışmak isteyen genç akademisyen adaylarımıza önereceğim ilk şey, kendilerine öncelikli olarak ilgilerini çeken ve meraklı oldukları bir hedef alan belirlemeleri. İlgilerini çeken ve meraklı oldukları bir konuda araştırıp, okuyup, gelişmeleri takip ederek başlayabilirler. Bu aşamadan sonra, hedeflerine uygun olarak alacakları eğitim için özellikle ilgilerinin olduğu alanlarda iyi olan üniversite ve daha da önemlisi o konuda çalışan akademisyen seçimleriyle başarılı bir akademik hayat için ilk adımı atmış olacaklar. Sonrasında merakla, istekle yapacakları ilgi duydukları alanlardaki araştırmalarla bilim dünyasına katkı sağlayabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey, akademik yaşamda iyi bir danışman ve iyi bir üniversiteyle her şeyin bitmediği, bireysel çalışmaların çok önemli olduğunun bilinmesi. Sizleri asıl başarıya götürecek yol, iyi bir yönlendirmeden sonra sabırla, azimle, merakla ve çok çalışmayla kendi yapacağınız çalışmalarınız olacak.
DOÇ. DR. AYŞE BAYRAKÇEKEN YURTCAN KİMDİR?
Lisans eğitimimi kimya mühendisliği alanında Atatürk Üniversitesi’nde tamamlayan Bayrakçeken, yüksek lisans derecesini aynı programda ODTÜ’den aldı. Doktora çalışmalarını ODTÜ’de kimya mühendisliği alanında yaptı. 2011’den beri çalışmalarını Atatürk Üniversitesi’nde sürdürüyor.