Güncelleme Tarihi:
6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş merkezli depremlerin tam on ilde fiziksel tüm ülkede ise manevi etkileri afet hazırlığını tekrar gündemimize getirdi. Dilden dile dolaşan olası Marmara ve İstanbul depremi ise afet yönetimi konusunda öz eleştirileri sıralamamamıza neden oluyor. Olası deprem senaryolarında 40 ila 90 bin binanın hasar alması durumunda arama kurtarma, ilk yardım, afet yönetimi, haberleşme, lojistik, barınma, psikolojik destek gibi onlarca başlıkta dünden bugüne afet yönetiminde aldığımız ya da alamadığımız dersleri gündemimize getiriyor. Sadece ülkemizde deprem afetinin olmadığını düşünürsek, çözüm için afet yönetiminde başarı sağlamış ülkeleri incelemek bize çıkış yolunu gösterebilir mi? Bu sorunun cevabını aslında günün her anında depremle yüz yüze olmasına karşın, afet risk yönetimi kültürünü yaşamının bir parçası haline getirmiş toplumlarda bulabiliyoruz. Bu cevabı konuşmadan önce bazı kavramlar üzerinde durmak konuyu daha anlaşılabilir hale getirebilir.
AFET YÖNETİMİ KOORDİNELİ BİR SİSTEM
Toplumun belli kesimleri veya tamamı için sosyal, ekonomik ve fiziksel kayıplar oluşturan, insan faaliyetlerini ve gündelik hayatı kesintiye uğratan veya tamamen durduran insan, teknoloji veya doğa kaynaklı olayların sonucuna afet denir. Yani afet, bir olayın kendisi değil, meydana getirdiği sonuçtur. Deprem üzerinden tanımı genişletirsek şehriniz, binalarınız, yollarınız ve alt yapınız dirençli ve sağlam ise deprem bir doğa olayı olarak tanımlanır. Ama ne zaman ki binalar yıkılır, yollar çöker, insanlar hayatlarını kaybeder bu artık doğa olayı değil de bir afet olarak tanımlanır. Sonuç bu kadar net bir belirleyici iken acaba sonucu değiştirmek mümkün mü? Sonuç yönetilebilir mi? Yani afet yönetilebilir mi?
Afet Yönetimi, toplumların afetlerin etkilerinden en az düzeyde etkilenmesi, can ve mal kayıplarının mümkün olduğunca önlenmesi amacıyla afet öncesinde, sırasında ve sonrasında “hazırlık, acil müdahale, iyileştirme ve zarar azaltma” evrelerini içine alır. Afet yönetimi ülkedeki tüm kaynakların koordineli olarak kullanıldığı bir sistemdir. Afet yönetimi, olağanüstü durumların ve afetlerin önceden planlanmış bir şekilde yanıtlanması ve yönetilmesi sürecini içerir. Bu süreçte, afetlerin etkilerini azaltmak, toplumları korumak ve yeniden yapılandırmak için bir dizi strateji ve uygulama yer alır. Yani yönetilemez veya baş edilemez gibi görünen sonuçlar, olay meydana gelmeden önce alınabilecek tedbirler ile daha az zarar ile atlatılabilecek hale gelebilir. Ülkemizde Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) afet yönetiminde önemli bir rol üstlenir.
LİSANS PROGRAMLARI AÇILDI
Dünyanın birçok ülkesinde afet yönetilebilir ve mücadele edilebilir bir kavram haline geldi. Bunun temel nedeni ise toplumun afet bilinci ve hareket kapasitesinin eğitimler ve afet kültürü ile desteklenmesi. Türkiye’de Afet risk yönetimi kültürünün temelleri ise 1999 Marmara depremi sonrası atıldı. 2009 yılında, farklı bakanlıklar bünyesinde afet ve acil durumlarda görev yapan birçok kurum tek bir çatı altında toplanarak Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) kuruldu. Böylece tek bir hareket merkezinden afet ve acil durumlara etkin müdahalenin yapılması hedeflendi. Kurumsal olarak planlanan afet mücadelesinin toplumun tamamına anlatılıp afet kültürünün oluşturulması, afetlerde gerekli profesyonel desteğin sağlanabilmesi amacıyla Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından farklı üniversitelerde Acil Yardım ve Afet Yönetimi (AYAY) lisans programları açıldı.
BÖLÜMLER YAYGINLAŞTIRILMALI
Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü bünyesinde afet yönetimi, acil durum, arama kurtarma, afet eğitimi, itfaiyecilik, fen bilimleri, mühendislik ve sağlıkla ilgili farklı alanları içine alan çok disiplinli bir program. Bölümün müfredatı bu çok disiplinli başlıklar gözetilerek oluşturuldu. Genel olarak eğitim müfredatı doğa, insan ve teknoloji kaynaklı afetler, acil durumlar ile mücadelenin yanı sıra arama kurtarma, itfaiye ve sağlık sistemlerinin sevk ve idare edilmesini ve afet eğitimi ile afete hazır toplumun (toplum afet kültürü) oluşturulması için gerekli insan kaynağının yetiştirilmesini amaçlar. Acil Yardım ve Afet Yönetimi alanı içerisinde; Çevre Sağlığı ve Biyogüvenlik, Yangın Güvenliği, Afet Yönetimi, Afet Eğitimi, Acil Yardım, Arama Kurtarma ve Müdahale, KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer), Afet Direnci, Afet Risk Yönetimi, Afet Kriz Yönetimi, Afetlerde Rehabilitasyon, Afet İletişimi ve Haberleşme, Afet Lojistiği, Hasar tespit, Sivil Savunma, Planlama ve Zarar Azaltma, İnsani Yardım, Göç alt alanları yer alır. Ayrıca, saha deneyimleri ve stajlar, öğrencilerin gerçek dünya deneyimi kazanmalarına yardımcı olarak, afetlere etkili müdahale edecek potansiyel insan gücü halene getirir. Acil Yardım ve Afet Yönetimi bölümü 2023 yılı itibariyle ülkemizde 16 üniversitede lisans, 9 üniversitede yüksek lisans ve 2 üniversitede doktora düzeyinde eğitim verir. Yaşanılan afetlerin sıklığı, şiddeti ve yıkıcı etkileri bu bölümlerin daha fazla yaygınlaşması gerektiğini gösterir.
BÖLÜM MEZUNLARINA İHTİYAÇ ARTIYOR
Mezunlar AFAD Başkanlığı ve taşra teşkilatlarında enformasyon memuru olarak istihdam edilir. Ancak bu kurumdan asıl beklenti sahada organizasyon ve arama kurtarma konularında daha çok sorumluluk verilecek kadroların tahsis edilmesi. Belediye İtfaiye Teşkilatlarında itfaiye eri, Millî Eğitim Bakanlığında ise Meslek Liselerinde gerçekleştirilen İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği öğretmenliği diğer bir istihdam alanları. Devlet Hava Meydanları İşletmesi bünyesinde yer alan havaalanlarına Hava Kurtarma ve Yangın Görevlisi (Aircraft Rescue and Firefighting: ARFF) ve Türk Kızılay Genel Müdürlüğü Afet Operasyon Merkezinde (AFOM) Acil Yardım ve Afet Yönetimi Uzmanı istihdam alanı son yıllarda daha fazla yer alır.
Acil yardım ve afet yönetimi, ilerleyen zamanlarda daha da önemli hale gelecek. İklim değişikliği ve doğa kaynaklı afetlerin sıklığının ve şiddetinin artması afet yönetimi uzmanlarına olan ihtiyacı artıracak. Kuraklık, sel, orman yangınları, kasırgalar ve depremler gibi olaylar, afet yönetimi uzmanlarının doğrudan görev alacağı alanlar olarak öne çıkar. Ayrıca dünya nüfusu hızla artmakta ve bu da afetlere karşı savunmasızlığı doğrudan etkiler. İnsanların yoğun olarak yaşadığı bölgelerde, afetlere karşı hazırlık ve yönetim daha fazla önem taşıyacak. Toplumlar, afetlere ve acil durumlara hazırlıklı olmanın önemini daha fazla kavramakta. Bu nedenle hükümetler ve özel sektör kuruluşları, afet yönetimi uzmanlarına yatırım yapacaktır.
DOLULUK ORANLARI YÜKSEK
Yakın zamanda yaşanan Kahramanmaraş depremi ve olası İstanbul depremi senaryoları düşünüldüğünde Acil Yardım ve Afet Yönetimi bölümünün toplumun karşılaştığı zorluklara etkili çözümler üreterek insan hayatını koruyacak profesyonelleri yetiştirmek için son derece önemli olduğu düşünülüyor. Bölüm doluluk oranlarının son yıllarda yüksek olması gençler arasında bu bölümün son derece popüler olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Dolayısı ile bu alanda eğitim alarak, ülkenin ihtiyacı olan afet yönetim uzmanlarının içinde yer alabilir ve toplumumuzun ve dünyanın daha güvenli bir yer olmasına katkıda bulunabilirsiniz.
DOÇ. DR. AFŞİN AHMET KAYA KİMDİR?
1979 doğumlu Doç. Dr. Afşin Ahmet KAYA 2002 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesinde lisans eğitimini, 2010 yılında ise Atatürk Üniversitesinde Doktora eğitimini tamamladı. 2017-2022 yılları arası Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü Bölüm Başkanlığı ve aynı zamanda Afet Yönetimi Yüksek lisans ve Doktora programlarında da Anabilim dalı Başkanı olarak görev yaptı. Doç. Dr. KAYA 2023 yılından itibaren ise Ondokuz Mayıs Üniversitesi Afet Eğitimi ve Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezinde görev yapıyor. Afet Yönetimi, Küresel İklim Değişikliği, Atık Yönetimi, Yangın ve Göç konularında uluslararası ve ulusal çalışmaları, TÜBİTAK destekli araştırma projeleri ve danışmanlığını yürüttüğü çok sayıda yüksek lisans ve doktora tez çalışmaları bulunuyor. Doç. Dr. Afşin Ahmet KAYA, Evli ve 3 çocuk babası.