Güncelleme Tarihi:
Ancak bu çalışmalar sonrasında sadece ülkemizin kaçıncı olduğu konusuna odaklanıyoruz. Hâlbuki bunun ötesinde çok önemli sonuçlar var. Örneğin, PISA bizlere okuma, fen ve matematik okuryazarlıklarına göre ülkelerde bulunan üst yeterlik düzeyindeki öğrencilerin oranı ve sayısı hakkında önemli bilgiler sağlıyor.
ÜST YETERLİLİK DÜZEYİNDEKİ ÖĞRENCİLER, ÜLKENİN GELECEĞİNİ BELİRLİYOR
OECD’ye göre PISA’ da, üst yeterlik düzeyinde bulunan öğrencilerin oranı ve sayısı çok önemli. PISA’ da okuma, fen ve matematik okuryazarlığında altı farklı yeterlik düzeyi bulunuyor. Bu yeterlik düzeyleri içinde 5’inci ve 6’ncı yeterlik düzeyi en üst yeterlik düzeyi olarak tanımlanıyor. Bu düzeyde bulunan öğrenciler ‘ülkelerin ekonomik kalkınmaları için gerekli beşeri sermaye’ olarak görülüyor. Bu öğrencilerin gelecekte fikirleriyle, buluşlarıyla ve üretecekleriyle ülkelerinin ekonomileri ve istihdam durumları üzerine olumlu etkiler yapacakları üzerinde önemle duruluyor. 15 yaşında olan üst yeterlik düzeyindeki bu öğrenciler ‘uzun ve soyut metinler ile baş edebilen, matematiksel düşünme ve akıl yürütme becerileri gösterebilen, bilimsel kanıtlara dayalı bilgilerle görüşleri ayırt edebilen’ bireyler olarak karşımıza çıkıyor.
FARKLI BİR AÇIDAN BAKARSAK, SONUÇLAR ÜMİT VERİCİ
Üst yeterlik düzeyinde bulunan bu öğrencilerin oranı ülkelere göre farklı dağılımlar gösteriyor. Örneğin, sonuçları en son açıklanan PISA 2018 göre Türkiye’de PISA’ ya katılan öğrencilerin yüzde 3,3’ü okuma okuryazarlığında, yüzde 4,8’i matematik okuryazarlığında ve yüzde 2,4’ü ise fen okuryazarlığında üst yeterlik düzeyinde bulunuyor. OECD ülkelerinin üst yeterlik seviyelerinde bulunan öğrenci oranın ortalaması ise okuma okuryazarlığında yüzde 8,7, matematik okuryazarlığında yüzde 10,9 ve fen okuryazarlığında ise yüzde 6,7 olarak belirlenmiş durumda. Bir de PISA’da üst sıralarda bulunan ülkelerde bu oranlara bakacak olursak, örneğin Singapur’da okuma alanında üst yeterlik düzeylerindeki öğrenci oranının yüzde 25,8; Finlandiya’da yüzde 14,3; İngiltere’de ise yüzde 11,5 olduğu karşımıza çıkıyor. Görüldüğü gibi Türkiye’deki üst yeterlik düzeyindeki öğrenci oranı, hem OECD ülkelerinin ortalamasından hem de PISA’ da üst sıralarda bulunan ülkelerin sahip olduğu öğrenci oranından oldukça az. Ancak bu sonuca farklı bir açıdan bakarsak, ülkemiz için büyük bir avantaj karşımıza çıkıyor.  Bilindiği gibi OECD ülkelerinin 15 yaşındaki öğrenci sayıları aynı değil.
Örneğin, PISA 2018 verilerine göre Türkiye’nin 15 yaş grubundaki öğrenci sayısı 1 milyon 218 bin 693 olarak belirlenmiş durumda. Diğer taraftan Finlandiya’da 15 yaş grubu öğrenci sayısının 58 bin 325 ve Singapur’da 46 bin 229 olduğu görülüyor. ABD’de ise bu sayının Türkiye’deki öğrencilerin iki katından fazla olduğu, 15 yaş grubundaki öğrenci sayısının 4 milyon 133 bin 719’e ulaştığı görülüyor. Gerekli kapsam indeksleri dikkate alınarak, ülkelerin sahip oldukları üst yeterlik düzeyindeki oranlar düşünüldüğünde, Türkiye’de 29 bin 444 öğrencinin üst yeterlik düzeyinde, Finlandiya’da sadece 7 bin 996 öğrencinin ve Singapur’da ise 11 bin 376 öğrencinin üst yeterlik düzeyinde olduğu karşımıza çıkıyor. ABD’de ise 481 bin 908 öğrencinin üst yeterlik düzeyine ulaştığını görüyoruz. Yani Türkiye’nin üst yeterlik düzeyindeki oranı yüksek olmasa da, ülkemizdeki öğrenci sayısının sağlamış olduğu avantajla sayı bakımında hiç de yabana atılmayacak kadar üst yeterlik diliminde öğrencisinin olduğu açık ve net. Aşağıdaki tablo bizlere PISA 2018’de okuma becerilerine göre üst yeterlik düzeyinde bulunan öğrenci sayısına göre ülkelerde nasıl bir durumun karşımıza çıktığı görülüyor. Bir başka açıdan değerlendirmek gerekirse, G8 (Great 8-Büyük 8) diye tabir edilen, yani dünyanın en büyük 8 ekonomisine sahip ülkelerin neredeyse tamamının (İtalya dışında) PISA 2018’den ürettiğimiz bu tabloda ilk 10 içinde yer aldığı görülüyor ve ilk sıraya ABD yerleşiyor.
PISA 2018’de okuma alanında 5’inci ve 6’ncı yeterlik düzeyinde bulunan öğrenci sayıları Â
Sıra | Ülke | Öğrenci Sayısı / Üst yeterlilik düzeyi |
1 | ABD | 481.908 |
2 | B-S-J-Z (Çin) | 215.718 |
3 | Japonya | 110.594 |
4 | Almanya | 83.091 |
5 | Fransa | 69.574 |
6 | Ä°ngiltere | 68.392 |
7 | Rusya | 68.305 |
8 | Kore | 59.782 |
9 | Kanada | 50.256 |
10 | Polonya | 38.860 |
11 | Brezilya | 37.206 |
12 | Avusturalya | 33.557 |
13 | Türkiye | 29.444 |
14 | Ä°talya | 27.858 |
G8 ÜLKELERİ: ABD, İngiltere, Rusya, Japonya, Almanya, Fransa, Kanada, İtalya
BAŞARILI ÖĞRENCİLER İÇİN YETERLİ İSTİHDAM VAR MI?
Tabloda da görüldüğü gibi Türkiye’deki 15 yaÅŸ grubu içinde 29 bin 444 öğrencimizin olması diÄŸer ülkeler ile karşılaÅŸtırtıldığında hiç de fena olmayan bir durumu karşımıza çıkarıyor. Ancak asıl önemli sorular bundan sonra baÅŸlıyor. Bu yeterlik düzeylerinde üniversite sonuna kadar kalmayı baÅŸarabilen öğrencilerimizin ne kadarı ülkemizde kalmayı tercih ediyor? Ya da ne kadarı yurtdışına gittikten sonra ülkemize geri dönüyor? Tüm bunlar, üzerinde önemle durulması gereken sorular. Yapılan araÅŸtırmalar üst yeterlik grubunda bulunan bu öğrencilerin gelecekte çalışabilecekleri iÅŸ kollarının ülkemizde yeterince olmadığını gösteriyor. ÖrneÄŸin, üst yeterlik düzeyindeki öğrencilerimizin gelecekte çalışabilecekleri Türkiye’deki yüksek teknoloji üretim sektöründeki araÅŸtırmaları incelediÄŸimizde, ihracatta yüksek teknolojinin payının birçok ülkenin gerisinde kaldığını görülüyor. Yine yapılan çalışmalar, Türk araÅŸtırmacıların Türkiye’den ayrılma olasılığının 2005-2013 yılları arasında oldukça düşük seviyede olduÄŸunu, ancak 2013 yılından sonra çok hızlı bir ÅŸekilde artarak üst seviyelere ulaÅŸtığını gösteriyor. Ãœst seviyelerde bulunan öğrencilerimiz için gelecekte uygun olabilecek araÅŸtırma-geliÅŸtirme faaliyetleri alanında da durumun bu ÅŸekilde olması ‘beyin göçü’ konusu üzerine kafa yormamız gerektiÄŸinin en önemli kanıtı belki de.Â
EZBER BOZAN ‘YILMAZ’ ÖĞRENCİLER
Son olarak ‘yılmaz’ öğrencilerden bahsetmek istiyorum. ‘Yılmaz öğrenci’ tanımı, genel olarak, alt sosyoekonomik seviyede bulunan ve üst yeterlik düzeyinde yer alan öğrenciler için kullanılıyor. DiÄŸer bir ifade ile yoksul ancak baÅŸarılı öğrenciler. PISA 2018’de bu öğrencilerin oranı incelendiÄŸinde üst yeterlik düzeyinde bulunan öğrencilerin yüzde 14,5’ini yılmaz öğrencilerin oluÅŸturduÄŸu görülüyor. Yılmaz öğrenciler olarak tabir edilen bu öğrencilerin 15 yaÅŸ sonrasında da bu yeterlik düzeyinde kalarak ülkemizin üst düzey iÅŸgücüne katkı saÄŸlamaları gerek. Bu, sosyal bir devletin önemsemesi gereken bir baÅŸka konu. PISA’ dan karşımıza çıkan dikkat çekici bir diÄŸer bulguysa ÅŸu; Türkiye, öğrencilerin sosyoekonomik seviyelerinin baÅŸarılarını en fazla etkilediÄŸi ülkelerden biri. Bu, uzun uzun konuÅŸacağımız bir baÅŸlık. Dilerseniz bir sonraki sohbetimize bırakalım…Â
PROF. DR. EREN CEYLAN KÄ°MDÄ°R?
Yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Orta DoÄŸu Teknik Ãœniversitesi, EÄŸitim Fakültesi’nde tamamlayan Prof. Dr. Eren Ceylan, doktora sonrası araÅŸtırmalarına Indiana Ãœniversitesi’nde devam etti. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, EÄŸitim Ä°htisas Komitesi Ãœyesidir.ÂOECD’nin ve IEA’in düzenlemiÅŸ olduÄŸu PISA, TIMSS ve TALIS gibi uluslararası geniÅŸ ölçekli çalışmalarla ilgili birçok ulusal ve uluslararası bilimsel makale, kitap ve raporu bulunuyor. Halen Ankara Ãœniversitesi, EÄŸitim Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor.