Güncelleme Tarihi:
Çocuktaki sınav kaygısının fobiye dönüşmesinde en büyük etkenin ailelerin yanlış yaklaşımları olduğunu belirten Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden Psikolog Şebnem Turhan, kaygının nasıl fobiye dönüştüğünü anlattı:
Sınav kaygısı aslında her öğrencinin hissetmesi gereken normal bir duygu mu?
Kaygı, korku, sinirlilik, öfke, heyecan, mutsuzluk, kıskançlık, umutsuzluk…
Hepsi de hayatın birer gerçeği ve insani duygular. Bu duyguların hepsine olumsuz özellikler katan ise ne kadar süre ve nasıl yaşandıkları aslında. Sınav kaygısı da tek başına olumsuz bir duygu değil. Aslına bakılırsa hedefe ulaşmak için de gerekli olan çalışma enerjimizin kaynaklarından. Yani normal bir duygu. Problem ise çok az ya da çok fazla hissedilmesi. Çok az yaşanıyorsa kişi motive olamıyor.
Yapması gereken işe başlayamıyor, erteliyor. Çok fazla olduğunda ise sınav kaygısının belirtileri ortaya çıkıyor: İşin başına geçilse de aşırı uyanıklık hali, kalp atışlarında hızlanma, terleme ya da üşüme, yorgunluk, solunumda güçlük, titreme, mide veya baş ağrısı, göz kararması, sık nefes alma gibi fiziksel; olumsuz düşünceler, hayaller, atıflar, imgeler, yorumlar ve inançlar gibi düşünsel; ders çalışmama, sınavı yarıda bırakma ve sınava girmeme gibi davranışsal belirtiler gözlenir.
SINAV KAYGISI NE ZAMAN SORUN HALİNE GELİR?
Sınav kaygısını problem haline getiren unsurlardan biri sınava girecek kişinin üzerindeki yük ve taleplerdir. Sınava girecek kişinin ya da etrafındaki insanların beklentileri kişinin bilgi düzeyinden yüksekse sınav kaygısı olumsuz bir işlev kazanmaya başlayabilir. Diğer bir unsur ise sınava yüklenen anlamdır aslında. Çevremize baktığımızda, her sınava giren kişi aynı düzeyde stres hissetmediğini görürüz. Bunun önemli sebebi çevresel ve sosyal faktörler. Sınava girecek çocuğu olan bazı aileler, yapılan maddi ve manevi yatırımlar sebebiyle sınava bir ölüm kalım meselesi olarak bakabiliyorlar. Bu da çocuklar üzerinde önemli bir baskı unsuru oluşturuyor.
FEDAKARLIK EDEBİYATI YAPMAYIN
Aileler sınav dönemlerinde çocuklarına karşı ne gibi hatalı yaklaşımlarda bulunuyor, yüksek beklentiler içine mi giriyor?
Sınav kaygısı üzerinde etkili olan, hatta en etkili olan faktör; ailelerin sınavı nasıl gördükleridir. Eğer aileler sınavı;
• Bir ölüm kalım meselesi haline getiriyorsa,
• “Sen başaracaksın biz sana çok güveniyoruz” diyerek zamansız ve uygun olmayan cesaretlendirmelerde bulunuyorsa,
• Kazanamadığında bunun çocuk için bir felaket olacağı mesajını veriyorsa,
• Sınavı kazanması için yapılan maddi manevi fedakarlıklar çocuğa sıklıkla aktarılıyorsa, başarılarını küçümsüyor, başarısızlıklarını abartıyorsa,
• Yaşıtlarıyla karşılaştırarak çocuğu değerlendiriyorsa,
• Bugüne kadar başarılı olduğu alanları da olması gerekenden daha fazla şekilde ödüllendiriyorsa (başarının abartılması) sınav bir o kadar daha olumsuz yönde ve kaygı yaratıcı şekilde anlam kazanmaya başlayacaktır.
Ailelerin hatalı yaklaşımları sınava hazırlanan çocukta nasıl bir ruh halinin doğmasına neden oluyor?
Çocuk sınavı kazanamadığında; anne ve babasının ona olan güvenini kaybedeceğini, onu sevmeyeceklerini, onların emeklerini ziyan edeceğini, onlara karşı olan borcunu ödeyemediğini, kendisini yeterince ispat edemediğini ve işe yaramaz biri olduğunu düşünmeye başlayacaktır. Oysa ki sınavlar kişiliğin değil, bilgi birikiminin değerlendirilmesi için kullanılan ölçme araçlarıdır.
UNUTMAYIN O BİR ERGEN!
Çocuklarının sınavlara sağlıklı bir şekilde hazırlanmalarını sağlamak için aileler nasıl bir yaklaşım içinde olmalı?
Kaygı duygusu çok kolay ve çabuk şekilde bulaşan bir duygudur. Çocukların sınav karşısında duydukları kaygıları en aza indirmek istiyorsak; aile olarak sınav karşısında öncelikle kendi duygularımızı tanıyıp kontrol etmeliyiz ki çocuklarımıza yardımcı olabilelim. Ailece sınavın anlamanı sorgulamak, değerlendirmek ve en uygun hale getirmek de kaygıyı azaltacaktır.
Sınavı fobi haline dönüştüren başka etkenler neler?
Sınav kaygısıyla başa çıkmayı zorlaştıran bir faktör de özellikle ÖSS’ye girecek çocukların ergenlik çağında olmaları ve o dönemin de kendine özgü sorunlar barındırması. Tabii ki sınava gireceklerin kişilik yapıları da önemli bir etken. Çocuk eğer mükemmeliyetçi bir yapıya sahipse, en iyisini yapma çabası içinde olacaktır. Bunu yapamamanın getirdiği üzüntü; ‘ben çevreme ne derim, sınavda iyi bir yer kazanamazsam bu hiçbir işe yaramadığımı gösterir’ gibi kaygıyı arttırıcı ifadeler olarak karşımıza çıkar. Sınava hazırlanmak için gerekli olan fiziksel şartların olmayışı da sınav stresini arttırıcı unsurlardan; ders çalışmak için uygun bir ortamın olmayışı, sınava nasıl hazırlanılacağı konusunda danışılacak birinin yokluğu gibi…
Sınav kaygısı arttıran diğer özelliklere; zamanında hazırlanmama, sağlıklı ve dengeli yaşamama ve felaketleştirme düşünce hataları yapmak (sınavda asla başarılı olamayacağım, bu sınav sonucunda her şey berbat olacak, sınıftaki herkes benden daha zeki, sınav sırasında bildiğim her şeyi unutacağım, evdekilerin yüzüne nasıl bakarım, zaman kalmayacak, yetiştiremeyeceğim, ellerim titreyecek, karnım ağrıyacak) da eklenebilir.
MOTİVASYONUNUZU BÖYLE SAĞLAYIN
• İlk yapılacak iş neyle karşılaşılacağını bilmek ve sınav hakkında bilgi edinmektir; hangi konulardan soruların gelebileceği, zamanı etkin kullanma yöntemleri gibi… Bu konuda okul ya da dershanedeki rehberlik servislerinden yardım alınabilir.
• Yapabildiklerinizin farkında olup kendinize gerçekçi hedefler koyun.
• Öğrenme modelinizi tanımalı ve çalışma sisteminizi buna göre planlamalısınız.
• İç diyaloglarınızı gözden geçirmeli, düşünce hatalarınızı fark etmeli ve düzeltmelisiniz. ‘Sınavda hiçbir şey yapmayacağım, kazanamayacağım yerine, elimden geldiğince çalıştım ve sınavda da elimden geleni yapacağım, sonuçta sınav nasıl biri olduğumu değil, bilgi birikimimin nasıl olduğunu gösterecek’ diye düşünmelisiniz.
• Gevşeme egzersizleri öğrenmek ve düzenli bir şekilde uygulamak da kaygıyı en aza indirmeye yardımcı önemli tekniklerdendir.
• Tüm bu önerileri denediğiniz halde halen sınav kaygınızı yenmek de zorluk çekiyorsanız bir uzmana danışmanız doğru olacaktır.