Güncelleme Tarihi:
Osmanlı döneminde nesir türündeki eserlerin birçoğu ''name'' ismiyle adlandırılır. Farsça kökenli olan name kelimesi kitap anlamına gelir. Örneğin Pendname, öğüt kitabı demektir. Tarih boyunca yaşanmış savaşların anlatıldığı eserler ise ''Cenkname'' adıyla bilinir.
Garipname Kimin Eseri ve Kim Tarafından Yazılmıştır?
Garipname, Aşık Paşa mahlasıyla bilinen Alaaddin Ali tarafından kaleme alınmıştır. 1272 yılında Kırşehir'de doğan Aşık Paşa, fıkıh, hadis ve kelam gibi temel İslam ilimlerini, babasından öğrenmiştir. Daha sonra tasavvufa yönelmiş, ruh, cevher, cem, fark gibi konular hakkında risaleler kaleme almıştır.
Aşık Paşa Farsça ve Arapça bilmesine rağmen eserlerinin birçoğunu Türkçe yazmıştır. Halkı eğitmek için yazdığı eserlerde Esma-i Hüsna ve besmelenin fazileti başta olmak üzere temel itikatlara ağırlık vermiştir. Hayatının son yıllarında sayısal bilimlere yönelen Aşık Paşa, bu alandaki çalışmalarını Kimya Risalesi adlı eserinde toplamıştır.
Ünlü mutasavvıfın bir diğer önemli eseri ise Fakrname'dir. Aşık Paşa bu eserinde, seyr ü sülük, riyazet, feyz-i akdes, feyz-i mukaddes ve ayan-ı sabite gibi tasavvufi kavramları detaylı bir şekilde açıklamıştır.
Garipname Konusu
Garipnamenin ilk bölümünde Türkçenin önemi, ikinci bölümünde ise dini ve tasavvufi yaşamın kuralları anlatılır.
Garipname Özeti
Garipname'de namaz, oruç ve zekat gibi temel ibadetleri yerine getirirken dikkat edilmesi gereken kıssalarla anlatılmıştır. Bunun dışında, bir dervişte bulunması gereken vasıflar, rindane yaşamın incelikleri, masivayı terk edip Allah'a yönelmenin önemi de anlatılan konular arasında yer alır.
Garipname Türü ve Özellikleri
Garipname, toplam 12 bin beyitten oluşan mesnevi türünde bir eserdir. Yayımlandığı tarihten itibaren tüm Anadolu'da büyük etki uyandıran Garipname, başta Süleyman Çelebi ve Mevlana Celaleddin Rumi olmak üzere birçok ünlü İslam alimini de etkilemiştir.
O dönem kaleme alınan çoğu mesnevilerin aksine Garipname Türkçe yazılmıştır. Bunun en büyük nedeni ise, kitabın saray erkanı ya da ilmiye sınıfı için değil, halk için yazılmış olmasıdır. Bu yönüyle halk ve tekke edebiyatının belli başlı özelliklerini yansıtan Garipname'de herkesin anlayabileceği, yalın bir dil kullanılmıştır.