Güncelleme Tarihi:
Orta Çağ'ın yaygın sistemi feodalitede zenginlik sahip olunan toprak miktarı ile ölçülüyordu. Tamamen toprağa dayalı olan sistem, temelini ise insanlar arası eşitsizlikten alıyordu. Uzun yıllar varlığını sürdüren feodalite, sonrasında çökmüştür.
Feodalite Nedir?
Feodalite kısaca, toprakları ellerinde bulunduran senyörler ile bu gücü elinde bulunduran yöneticilere bağımlı olan köle sınıfının oluşturduğu yönetim biçimidir. İdari düzen olarak ortaya çıkıp varlığını sürdüren feodalizm, yönetenler (gücü elinde bulunduranlar) ile halk (köleler) arasında eşitsizlik temellidir. Orta Çağ Avrupa'sının yönetim anlayışı olan sistemde, din, siyaset ön planda bulunuyordu.
Feodalite Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Feodalitenin ortaya çıkması Roma imparatorluğunun yıkılmasından sonrasına dayanır. Asıl başlangıç ise Kavimler Göçü olarak kabul edilir. Bunun yanında Roma imparatorluğunun yıkılmasıyla birlikte, yeni bir düzen arayışına giren insanlar, küçük feodal yapılarla tekrar bir araya gelmişlerdir.
Daha çok Orta Çağ Avrupa'sına hakim olan bu idari yönetim biçimi, Avrupa'nın gerilemesine önemli ölçüde temel oluşturmuştur. Sistemin içerisinde en alt kademede Serfler (Köylüler) yer alırdı. Serflerin görevi, topraklarda çalışmak ve üretim yapmaktı. Topraklarda çalışan serfler, kazandıkları miktarın geçimlerini sağlayacakları kadar kendilerine, diğer kısmını lord isimli kişiye verirlerdir. Lord ismindeki kişiler ise kendisi için çalışan self gurubunun güvenliğini sağlamaktı.
Feodalite Özellikleri Hakkında Bilgi
Feodal sistem Roma imparatorluğunun yıkılmasıyla ortaya çıkmıştır. Çeşitli bazı özellikleriyle ön plana çıkar.
Ticaret hayatının son bulmasıyla feodalitede ekonominin temeli tarım (toprak) olmuştur.
Feodalite sisteminde zenginliğin en önemli göstergesi sahip olunan toprak miktarıyla ölçülürdü. Köylü veya halk denilen kişilerin herhangi bir insani hakkı bulunmuyordu.
Derebeyler kralların yetkilerine sahip olmuşlardır.
Ruhbanlar ve derebeylerin halk üzerinde baskıları artmıştır.
Feodal düzende, halk derebey ve ruhbanların köleleri konumundadırlar. Onlar ne isterlerse yapmak durumundadırlar.
Feodalite özgürce düşünme ve eleştiri yapma hakları ortadan tamamen kalkmıştır. Kişilerin tenkit etme hakları ellerinden alınmıştır. Buna yönelik girişimleri olan pek kişi din ve farklı diğer yollar üzerinden tasfiye edilmişlerdir. Feodalitede skolastik düzen hakimdir. Skolastik düzen, bilimi ve mantıklı düşünceyi reddeder. Olan tüm her şeyi dinle açıklar.
Feodal yönetimde, her birim kendi kendine yetebilme politikasına sahiptir. Bu nedenle dışa kapalılık durumu hakimdir. Ticaretin gerilemesinin ana nedeni olarak gösterilen unsur budur.
Feodalitenin Çöküşü
Feodalitenin zayıflayarak çökmesi çeşitli yollarla gerçekleşmiştir. Bunların en önemlileri coğrafi keşifler, haçlı seferleri, sanayi çağı ve Fransız devrimi olarak gösterilebilir.
Haçlı seferlerinin yapılmasıyla yönetici kişilerin ordularını kaybetmesi, feodalitenin zayıflamasına neden olmuştur.
Ateşli silahlarda barut kullanımı feodaliteyi zayıflatmıştır.
Avrupa'daki orduların çoğalması zayıflamaya sebep olan diğer unsurdur.
Coğrafi keşifler sayesinde ticaret gelişim göstermiş, tarım faaliyetleri gerileme başlamıştır.
Krallar ile Papa arasında önemli çatışmalar baş göstermiş, Papa kaybetmiştir. Bu durum feodal sistemin çökmesinin önemli bir nedeni olarak görülebilir. Feodalitenin yıkılmasıyla yerine mutlak krallık sistemi geçmiştir.
Feodalitenin Olumlu ve Olumsuz Yönleri
Kimi tarihçiler feodal düzeninin kısmen olumlu yönlerinin olduğunu belirtir. Bu tarihçilere göre feodalitede halkın çok az da olsa kendi kaderini belirleme hakkı bulunmuştur. Bunun yanında kral denilen kişilerin bağımsız olmaması nedeniyle kendi başlarına savaş çıkartmaları mümkün olmamıştır.
Tarihin en ayrımcı sistemlerinden biri olarak kabul edilen feodalitenin, çok sayıda olumsuz yönü bulunuyordu. Bunlar arasında en önemlisi ise baskının yüksek olması nedeniyle kişilerin hiçbir şekilde düşünme haklarının olmaması olarak kabul edilir.