Güncelleme Tarihi:
Tarih Vakfı ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama Araştırma Merkezi tarafından, “Ders Kitaplarında İnsan Hakları III” projesi ile ilkokul, ortaokul ve lisede okutulan her branştan toplam 245 ders kitabı incelendi. Aralık 2012 yılında başlayan çalışmada ders kitaplarında “biz ve ötekiler”, “doğrudan insan hakların aykırı öğeler”, ”devlet, demokrasi ve laiklik kavramları”, “toplumsal cinsiyet eşitliği” ve “eğitim felsefesi”, “Türk kültürü” “militarizm ve süregiden tehdit algısı” konuları araştırıldı. 2012-2013 eğitim öğretim yılında okutulan kitapların tarama sonuçlarına göre, ders kitapları tek dilli ve kültürlü. Kitaplar Türkiye’deki entelektüel çeşitliliği yansıtmıyor. Etnik ve dinsel gruplara sembolik olarak yer veriliyor. Alevilik derinlemesine anlatılmıyor. Kadınlar daha çok ev içi rollerle temsil ediliyor. Çocuk askerleri rol model olarak gösteren ifade ve görseller var. Atesitler topluma zarar veren gruplar olarak adlandırlıyor. Azınlıklar, Türklük tanımı dışında tutuluyor.
Raporda yer alan sonuçlar özetle şöyle:
- Türkiye’de etnik ve dinsel gruplar daha fazla konuşulmasına, Kürkçe gibi seçmeli derslerin olmasına rağmen, ders kitapları tek dilli ve tek kültürlü bir anlayışla yazılıyor. İnsan hakları, demokrasi, laiklik kavramları doğru aktarılmıyor. Tarih dışı ve Türklere özgü bir dünya görüşü benimseniyor. Örneğin, insan haklarının Hz. Muhammed tarafından ilan edildiği ve Türklerin geçmişten beri demokrat ve laik olduğu ileri sürülüyor.
Türkiye’deki entelektüel seviyenin gerisinde
- Ders kitaplarının güncel durumu Türkiye’deki entelektüel seviyenin gerisinde kalıyor. Etnik ve dinsel gruplar konuşulmasına rağmen eserlerde görmezden geliniyor. Ülkedeki toplumsal çeşitliliği yansıtmıyor. Kitaplar kentli, eğitimli ve orta sınıf kültürüne dayanan metin ve görselleri içeriyor. Alt sınıflar yer almıyor. Kürtler, Ermeniler, Museviler, Rumlar, Abazalar, Lazlar, cinsel yönelim grupları ve başörtülüler bulunmuyor. Kitaplar Türklük anjalaşıyla yazılıyor.
- “Biz” ifadesi ile yalnızca kökleri Orta Asya’ya dayanan ve Müslüman olan Türkler kast ediliyor. Örneğin, ortaöğretimde İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük kitabında gayrimüslim azınlıklar Türklük tanımının dışında tutuluyor.
- Kürtler “zararlı cemiyetler” başlığı altında geçiyor. Ama bu cemiyetin Türkler tarafından kurulduğu anlatılıyor.
- Din kültürü ve ahlak bilgisi kitaplarında Yahudilik, Budizm, Alevilik, Nusayrilik gibi farklı inanç ve mezhepler özellikle 12’nci sınıf programında geçiyor. Lise son sınıfa gelene kadar “Tek doğru ve meşru yaşam biçimi Sunni İslam’a dayalı Müslümanlık” mesajı veriliyor. Farklı inançlar sembolik düzeyde ele alınıyor. Alevilik tanımı tarihi ve çeşitliğinini içermiyor.
- Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 9’uncu sınıf kitabında geçen ifadelerde ateistler topluma zarar veren olarak görülürken, engelliler olumsuz sapma kategorisinde yer alıyor, gençler görgüsüzlükle suçlanıyor.
- Türkiye, Batı ülkerinin gerisinde kalmış, çağdaşlaşması gereken bir ülke olarak belirtiliyor. Türkçe’nin ise “yozlaşma” tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı belirtiliyor. Ayrıca Türkiye’nin “muhteşem bir geçmişi” olduğu anlatılarak iç ve dış tehdit altında olduğunu vurgulanıyor.
- Bazı iyi örneklere rağmen kadınlar ev içi rollerle temsil ediliyor, eşitsiz rol dağılımını destekleyen örneklerle şekillendiriliyor. Mimarlar, doktorlar erkek olarak varsayılıyor. “Bilim adamı” verine “ bilim insanı” ifadesi yer alması olumlu bir gelişme olarak belirtiliyor.
- Ders kitaplarında Milli Güvenlik dersinin kaldırılmasına rağmen ölümü yücelten, savaşı normalleştiren söylem kavramlar ve görseller yer alıyor. Öğrencilere birinci sınıfta asker olmaları tavsiye ediliyor. Çocuk askerler gibi rol modellere yer veiliyor.
-Vatan sevgisini anlatmak için kitaplarda yer alan kavramlar “demokrasi, insan hakları, çoğulculuk” olarak değil, “asker, yabancı, korumak” olarak belirtiliyor.
Çoğulcu biz vurgusu geliştirilmeli
Raporda çözüm önerileri ise şöyle sıralandı:
-Ders kitapları yeniden hazırlanmalı. Eserlerde etno- kültürel kimliği temel alan bir milliyetçilik yerine vatandaşlık bağını temel alan çoğulcu bir “biz kurgusu” geliştirilmeli.
-Türkiye’de kimlik politikaları farklılığa açık kollektif bir anlayışla geliştirilmeli.
-Ders kitaplarında Türkiye’yi sürekli çağın gerisinde ve tehdit altında olan bir ülke olarak sunmaktan vazgeçeilmeli. Türkiye çağın içine oturturmalı, modernleşme süreci eleştirel bakış açısıyla ele alınmalı
- Eserlerde ataistlere, engellilere, gençlere çocuklara karşı önyargı oluşturacak ifadelerden kaçınılmalı.
- Savaşı normalleştiren, ölümü yücelten, çocuk askerleri rol model olarak gösteren görseller çok fazla. Bunların temizlenmesi gerekiyor.
- Militarist değerler açıkça aşılanmaya çalışılıyor. Misyonerler gibi farklı ifadelerle farklı gruplar hedef gösteriliyor. Türklüğü “sarı ırk ve beyaz ırk” gibi kavramlar nedeniyle İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük dersi kaldırılmalı.
- Ders kitaplarında cinsiyetçi kalıp yargılar ve görseller çıkarılmalı.
- Devlet, demokrasi, insan hakları, laiklik gibi kavramlar tarihsel bağlama oturturmalı.
Üzerimize düşeni yapmaya hazırız
Tarih Vakfı Başkanı Bülent Bilmez, çalışmanın Milli Eğitim Bakanlığı ile paylaşılacağını söyledi. Türkiye’de son dönemde olumlu gelişmeler yaşandığını ancak özellikle ayrımcılık ve tek tipçi zihniyet yaklaşımının devam ettiğini dile getiren Bilmez, vakıf olarak daha fazla iyileştirme olması için ellerinden geleni yapacaklarını, her türlü kuruluşla ile işbirliğine hazır olduklarını vurguladı. Gelecek eğitim öğretim yılı için Tarih Vakfı Eğitim Komisyonu tarafından örnek eğitim malzemelerinin hazırlandığını ve bunların internet üzerinden kamuoyuoyuna duyurulacağını anlattı. Bilmez ayrıca “20’nci Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi” ile 2 ciltlik “Uygarlıklar Tarihi” ders kitapları yayınlanacağının bilgisini de verdi.
Kitaplarda cinsel yönelim grupları yer almıyor
Ders kitaplarının öğrencilerin hayal güçlerini şekillendirdiğini anlatan İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Kenan Çayır ise şöyle konuştu:
“Kürçe, Zazaca, Lazca gibi seçmeli dersler müfredata alındı. Milli Güvenlik dersi kaldırıldı.Bu dersin kaldırılması önemli ancak militarist vurgular, değerler, ölümün yüceliştirilmesi İngilizce dahil ders kitaplarında yer almaya devam ediyor. Sosyoloji kitaplarında toplumsal düzen ve kontrol kavramları polisin vizyonu ile anlatılıyor. Toplumsal cinsiyet konusundan iyi örneklerin sayısı giderek artıyor. Yemek yapan, temizlik yapan erkek görselleri görüyoruz. Bilim adamı yerine insanı diyen yazarlar var. Bunlar iyi örnekler ve bunların artması gerekiyor. Ders kiplarında eğitim felsefesi de tek perspektifli. Yapılandırmacı müfredata geçildi ve çocuklara eleştirel bakış açısı kazandırmak istediğini söyeleniyor. Ancak gördüğümüz bunlar kağıt üzerinde kalıyor.”